Esas No: 2012/3875
Karar No: 2012/5161
Karar Tarihi: 17.09.2012
Yargıtay 23. Hukuk Dairesi 2012/3875 Esas 2012/5161 Karar Sayılı İlamı
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :İcra Hukuk Mahkemesi
Taraflar arasındaki sıra cetveline şikayetin yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı şikayetin reddine yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde şikayetçi vekilince temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.
-K A R A R-
Şikayetçi vekili, ... 3. İflas Müdürlüğü"nün 2009/21 sayılı iflas dosyasında düzenlenen sıra cetvelindeki alacakları hakkında İİK"nun 230. maddesi gereğince "kabul veya ret" kararı verilmesi gerekirken, açılan bir dava olmadığı halde "davalı alacak" olarak kaydedildiğini ileri sürerek, sıra cetvelinin düzeltilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
Mahkemece, iddia, savunma ve dosya kapsamına göre, iflas kararından önce borçlu müflis hakkında yapılan icra takiplerinden dolayı borçlu tarafından itiraz, menfi tespit veya ilamsız takibe vaki itiraz sebebi ile takip alacaklısı itirazın iptali veya kaldırılması davası açmış ise bu alacağın "davalı alacak, nizalı alacak, çekişmeli alacak" olarak adlandırılabileceği, iflas idaresinin bu manaya gelecek kelimeler kullanarak alacağı ret etmiş ve sıra cetveli düzenleyerek ilan ve tebliğ etmiş ise alacaklıların itirazın iptali davalarına kayıt kabul davası olarak devam edeceği, ret edilen alacaklar ile ilgili kayıt kabul davası ikame etmeleri gerektiği, davacı tarafın alacaklarının "davalı alacak" olarak sıra cetvelinde gösterilmesinde bir isabetsizlik bulunmadığı gerekçesiyle şikayetin reddine karar verilmiştir.
Kararı, şikayetçi vekili temyiz etmiştir.
1) Şikayet, iflas sıra cetveline ilişkindir. Sıra cetveline yönelik şikayetler maktu karar ve ilam harcına tabidir.
01.11.2005 tarihinde yürürlüğe giren 5411 sayılı Bankacılık Kanununun 143.maddesi ile "Varlık Yönetim Şirketleri"nin kurulmasına imkan tanınmıştır. Bu Kanun"un143/1.maddesinde "Bankalar ve Fona dahil diğer mali kurumların alacakları ile diğer varlıklarının satın alınması, tahsili, yeniden yapılandırılması ve satılması amacıyla, kuruluş ve faaliyet esasları Kurul tarafından belirlenen varlık şirketleri de kurulabilir. Varlık yönetim şirketleri alacakların tahsili ve alacakların ve/veya diğer varlıklarını yeniden yapılandırılması kapsamında alacak tahsili amacıyla edindiği gayrimenkul veya sair mal, haklarını ve varlıkların işletilmesi, kiralanması ve bunlara yatırım yapılması ve yine alacaklarını tahsil etmek amacıyla borçlularına ilave finansman sağlamak veya sermayelerine iştirak etmek dahil olmak üzere her türlü faaliyeti gerçekleştirmeye yetkilidir." hükmüne; aynı maddenin 5. fıkrasında ise, "Bu Kanun kapsamında kurulan varlık yönetim şirketlerinin... yaptıkları işlemler ve bununla ilgili olarak düzenlenen kağıtlar, kuruluş işlemleri dahil olmak üzere kuruldukları takvim yılı ve bunu izleyen beş yıl süresince ...492 sayılı Harçlar Kanununa göre ödenecek harçlardan ...istisnadır." hükmüne yer verilmiştir.
Kanunda "muaflıktan değil "istisna"dan söz edildiğinden, harçtan istisna olan, doğrudan doğruya varlık yönetim şirketleri olmayıp, varlık yönetim şirketlerinin kuruluşlarından itibaren beş yıl boyunca yaptıkları işlemlerdir.
Somut olayda, şikayetçi vekilinin temyiz talebi 07.09.2011 tarihli olup, 01.02.2008 tarihinde kurulan şikayetçi şirket 5411 sayılı Bankacılık Kanunu"nun 143/5. fıkrası gereğince 5 yıllık istisna süresi içerisinde kararı temyiz etmiş ise de, şikayetçinin dayandığı ve şikayete konu ettiği alacaklar, anılan 143/5 nci madde kapsamında olmayıp TEB AŞ, HSBC Bankası AŞ, Yapı ve Kredi Bankası AŞ ve ... ... AŞ’den temlik aldığı alacaklar olduğundan ve alacağı temlik eden anılan şirketler ve bankaların 5411 sayılı Yasa"nın geçici 13. maddesi kapsamında harç muafiyeti olmadığından, şikayetçi LBT varlık şirketinin temyiz isteminin harca tabi olduğu sonucuna varmak gerekmiştir. Harçlar Kanunu"nun 32.maddesi uyarınca yargı işlemlerinden alınacak harçlar ödenmedikçe müteakip işlemler yapılmayacağından mahkemece maktu karar ve ilam harcını yatırması için aynı Kanun"un 30 ncu maddesi uyarınca süre verilmesi, süresinde yatırılması halinde yargılamaya devam edilmesi; aksi halde dosyanın işlemden kaldırılması gerekirken, maktu karar ve ilam harcı alınmadan yargılamaya devam edilmesi doğru değildir.
Öte yandan, şikayetçinin iflas sıra cetvelindeki kendi sırasına yönelik itirazı halinde husumetin iflas idaresine yöneltilmesi, iflas idaresine duruşma günü bildirilerek taraf teşkilinin sağlanması, İİK"nun 18 nci maddesindeki takdir hakkının duruşma açılması yönünde kullanılması gerekir. Somut olayda, mahkemece, yargılama duruşmalı olarak yapılmışsa da, ... olarak açılan davanın bu haliyle sonuçlandırılması da doğru olmamıştır.
2) Bozma nedenine göre, şikayetçi vekilinin temyiz itirazlarının şimdilik incelenmesine gerek görülmemiştir.
SONUÇ: Yukarıda (1) numaralı bentte açıklanan nedenlerle, hükmün BOZULMASINA, (2) numaralı bentte açıklanan nedenlerle, şikayetçi vekilinin temyiz itirazlarının şimdilik incelenmesine yer olmadığına, peşin alınan harcın istek halinde iadesine, 17.09.2012 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.