Esas No: 2022/1529
Karar No: 2022/12157
Karar Tarihi: 23.11.2022
Yargıtay 10. Ceza Dairesi 2022/1529 Esas 2022/12157 Karar Sayılı İlamı
10. Ceza Dairesi 2022/1529 E. , 2022/12157 K."İçtihat Metni"
Adalet Bakanlığı'nın, kullanmak için uyuşturucu madde bulundurma suçundan sanık ... hakkındaki İzmir 30. Asliye Ceza Mahkemesinin 09/01/2019 tarihli ve 2018/1021 esas, 2019/14 sayılı kararının kanun yararına bozulması istemi üzerine, Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığınca 27/01/2022 tarihli ihbar yazısı ekinde dosyanın Dairemize gönderildiği anlaşıldı.
Dosya incelendi.
GEREĞİ GÖRÜŞÜLÜP DÜŞÜNÜLDÜ:
A-) Konuyla İlgili Bilgiler:
1- Şüpheli ... hakkında, 30/08/2018 tarihinde işlediği iddia olunan kullanmak için uyuşturucu madde bulundurma suçundan yapılan soruşturma sonucunda, İzmir Cumhuriyet Başsavcılığının 22/10/2018 tarihli ve 2018/119557 soruşturma, 2018/42605 esas, 2018/32812 sayılı iddianamesi ile İzmir 30. Asliye Ceza Mahkemesine kamu davası açıldığı, iddianamede, şüpheli hakkında daha önceden kamu davasının açılmasının ertelenmesine karar verildiği, ihlal nedeniyle erteleme karraının kaldırılarak kamu davası açıldığı hususunun belirtildiği,
2- İzmir 30. Asliye Ceza Mahkemesinin kanun yararına bozma istemine konu 09/01/2019 tarihli ve 2018/1021 esas, 2019/14 sayılı kararı ile, sanığın 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu’nun 191/1 ve 62. maddeleri gereğince 1 yıl 8 ay hapis cezası ile cezalandırılmasına karar verildiği, kararın istinaf edilmeden kesinleştiği,
3-İncelemeye konu suçun işlenmesinden önce;
a-) Sanığın 06/10/2014 tarihli kullanmak için uyuşturucu madde bulundurma suçundan İzmir Cumhuriyet Başsavcılığının 2014/98147 sayılı soruşturma dosyasında 04/12/2014 tarihinde kamu davasının açılmasının beş yıl süre ile ertelenmesine ve bir yıl süre ile denetimli serbestlik tedbiri uygulanmasına karar verildiği, kararın kesinleşmesinden sonra erteleme süresi içerisinde 06/06/2017 tarihinde yeniden kullanmak için uyuşturucu madde bulundurma suçunu işlemesi nedeniyle erteleme kararının kaldırılarak 10/07/2017 tarihli ve 2014/98147 soruşturma, 2017/25414 esas, 2017/19230 sayılı iddianame ile İzmir 28. Asliye Ceza Mahkemesine kamu davası açıldığı, İzmir 28. Asliye Ceza Mahkemesinin 05/02/2019 tarihli ve 2017/700 esas, 2019/233 sayılı kararı ile, sanığın 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu’nun 191/1 ve 62. maddeleri gereğince 1 yıl 8 ay hapis cezası ile cezalandırılmasına,cezanın aynı Knaun’un 51/1. maddesi gereğince ertelenmesine, 1 yıl 8 ay denetim süresi belirlenmesine karar verildiği, kararın İzmir Bölge Adliye Mahkemesi 3. Ceza Dairesinin 12/10/2020 tarihli kararıyla kesinleştiği,
b-) İzmir 11.Ağır Ceza Mahkemesinin 2016/326 esas ve 2016/152 karar sayılı dosyasının incelenmesinde ise;
Sanığın 19/05/2016 tarihinde işlediği iddia olunan uyuşturucu madde ticareti yapma suçundan İzmir Cumhuriyet Başsavcılığının 26/07/2016 tarihli ve 2016/46996 soruşturma, 2016/24109 esas, 2016/1597 sayılı iddianamesi ile 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu’nun 188/3-4 ve 53. maddeleri gereğince cezalandırılması istemiyle İzmir 11. Ağır Ceza Mahkemesine kamu davası açıldığı, İzmir 11.Ağır Ceza Mahkemesinin 24/08/2016 tarihli ve 2016/326 esas, 2016/152 sayılı kararı ile eylemin kullanmak için uyuşturucu madde bulundurma suçunu oluşturduğu kabul edilerek 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu’nun 191/1 ve 62. maddeleri gereğince 2 yıl 6 ay hapis cezası ile cezalandırılmasına ve 6545 sayılı Kanun
ile değişik TCK’nın 191/8. maddesi uyarınca 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu’nun 231/5. maddesi gereğince hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına, 5 yıl denetim süresine tabi tutulmasına karar verildiği, kararın 09/09/2016 tarihinde itiraz edilmeden kesinleştiği, kanun yararına bozma istemine konu karar ile ihbarda bulunulması üzerine, İzmir 11. Ağır Ceza Mahkemesinin 14/03/2019 tarihli ve 2019/43 esas, 2019/128 sayılı kararı ile hükmün açıklanmasına, İzmir 30. Asliye Ceza Mahkemesi kararına karşı kanun yararına bozma yoluna gidilmesi için ihbarda bulunulmasına karar verildiği, kararın sanık müdafii tarafından istinaf edildiği, İzmir Bölge Adliye Mahkemesi 3. Ceza Dairesinin 02/09/2020 tarihli ve 2019/1193 esas, 2020/1997 sayılı kararı ile istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilerek kesinleştiği,
Anlaşılmıştır.
B-) Kanun Yararına Bozma İstemi:
Kanun yararına bozma istemi ve ihbar yazısında;
“Kullanmak için uyuşturucu veya uyarıcı madde bulundurmak suçundan sanık ...'ın 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu'nun 191/1 ve 62/1. maddeleri uyarınca 1 yıl 8 ay hapis cezası ile cezalandırılmasına dair İzmir 30. Asliye Ceza Mahkemesinin 09/01/2019 tarihli ve 2018/1021 esas, 2019/14 sayılı kararını kapsayan dosya incelendi.
Dosya kapsamına göre, sanık hakkında evvelce işlemiş olduğu aynı neviden suçtan dolayı İzmir 11. Ağır Ceza Mahkemesinin 24/08/2016 tarihli ve 2016/326 esas, 2016/152 sayılı kararı ile mahkumiyetine ve 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu'nun 231/5. maddesi uyarınca hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına karar verildiği, işbu karardaki hükmün açıklanmasının geri bırakılması kararının 6545 sayılı Kanun ile değişik 5237 sayılı Türk Ceza Kanununun 191/8-a-son maddesi gereğince verilen zorunlu hükmün açıklanmasının geri bırakılması kararı olduğu, inceleme konusu İzmir 30. Asliye Ceza Mahkemesinin 09/01/2019 tarihli ve 2018/1021 esas, 2019/14 sayılı kararındaki 30/08/2018 tarihli eylemin ise İzmir 11. Ağır Ceza Mahkemesinin 24/08/2016 tarihli hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına ilişkin kararın ihlali mahiyetinde olduğu, ayrı bir soruşturma ve kovuşturma konusu edilemeyeceği, düşme kararı verilmesi gerektiği gözetilmeden, mahkumiyet kararı verilmesinde isabet görülmemiştir.” denilerek İzmir 30. Asliye Ceza Mahkemesinin 09/01/2019 tarihli ve 2018/1021 esas, 2019/14 sayılı kararının 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu’nun 309. maddesi uyarınca bozulması istenilmiştir.
C-) Konunun Değerlendirilmesi:
Şüpheli Ozan Ayak hakkında, 30/08/2018 tarihli kullanmak için uyuşturucu madde bulundurma suçundan İzmir Cumhuriyet Başsavcılığının 22/10/2018 tarihli iddianamesi ile açılan kamu davasında yapılan yargılama sonucunda İzmir 30. Asliye Ceza Mahkemesinin 09/01/2019 tarihli ve 2018/1021 esas, 2019/14 sayılı kararı ile sanığın 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu'nun 191/1 ve 62/1. maddeleri uyarınca 1 yıl 8 ay hapis cezası ile cezalandırılmasına karar verilmiştir.
28/06/2014 tarihli ve 29044 sayılı Resmi Gazetede yayımlanarak yürürlüğe giren 6545 sayılı Türk Ceza Kanunu ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun’un 68. maddesi ile 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu'nun 191. maddesi yeniden düzenlenmiş olup, anılan maddenin 8. fıkrasında “Bu Kanunun;
a) 188 inci maddesinde tanımlanan uyuşturucu veya uyarıcı madde imal ve ticareti,
b) 190 ıncı maddesinde tanımlanan uyuşturucu veya uyarıcı madde kullanılmasını kolaylaştırma, suçundan dolayı yapılan kovuşturma evresinde, suçun münhasıran bu madde kapsamına girdiğinin anlaşılması hâlinde, sanık hakkında bu madde hükümleri çerçevesinde hükmün açıklanmasının geri bırakılması kararı verilir.” şeklindeki düzenleme gereğince, “uyuşturucu madde ticareti yapma” suçundan açılmış olan kamu davasında, yapılan yargılama sonucunda suçun “kullanmak için uyuşturucu madde bulundurma” suçunu oluşturduğunun kabul edilmesi halinde, 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu’nun 231/6.
maddesinde belirtilen şartlar aranmaksızın sanık hakkında hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına karar verilmesinin yasal bir zorunluluk olduğu ve 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu'nun 191/5. fıkrasında yer alan, “Erteleme süresi zarfında kişinin kullanmak için tekrar uyuşturucu veya uyarıcı madde satın alması, kabul etmesi veya bulundurması ya da uyuşturucu veya uyarıcı madde kullanması, dördüncü fıkra uyarınca ihlal nedeni sayılır ve ayrı bir soruşturma ve kovuşturma konusu yapılmaz.” şeklindeki ve 9. fıkrasında yer alan "Bu maddede aksine düzenleme bulunmayan hâllerde, Ceza Muhakemesi Kanununun kamu davasının açılmasının ertelenmesine ilişkin 171 inci maddesi veya hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına ilişkin 231 inci maddesi hükümleri uygulanır" şeklindeki düzenlemeler birlikte dikkate alındığında;
Sanık hakkında "uyuşturucu madde ticareti yapma" suçundan dolayı açılan davada, yapılan kovuşturma sonucunda sanığın sabit olan eyleminin "kullanmak için uyuşturucu madde bulundurma" suçunu oluşturduğunun anlaşılması durumunda, suç vasfındaki değişiklik nedeniyle Mahkemece 6545 sayılı Kanunun 68. maddesi ile değişik TCK'nın 191/8. maddesi uyarınca, "kullanmak için uyuşturucu madde bulundurma" suçundan hüküm kurulma aşamasına gelindiğinde; öncelikle, 6545 sayılı Kanunun 68. maddesi ile değişik TCK'nın 191. maddesinin 5. fıkrasının olaya tatbik kabiliyeti bulunup bulunmadığının tesbiti gerektiğinden; sanık hakkında kullanmak için uyuşturucu madde bulundurma suçundan dolayı, bu suç tarihinden önce açılmış başka bir dava veya soruşturma olup olmadığının, varsa sanığın bu suçu diğer davaya konu olan suç nedeniyle verilmiş olan bir kamu davasının açılmasının ertelenmesi kararının denetim süresi içinde işleyip işlemediğinin ve önceki dava sonucunun araştırılması, gerektiğinde Denetimli Serbestlik Müdürlüğünden suç tarihinde 6545 sayılı Kanunla değişik TCK'nın 191. maddesinin ikinci ve üçüncü fıkraları uyarınca kamu davasının açılmasının ertelenmesi kararı ile birlikte verilmiş ve infazda olan başka bir tedavi ve denetimli serbestlik tedbiri kararının bulunup bulunmadığı sorulup belirlendikten sonra;
1) Sanık hakkında daha önce, aynı nitelikteki başka bir suç nedeniyle 6545 sayılı Kanunla değişik TCK'nın 191/2. maddesi uyarınca verilmiş bir "kamu davasının açılmasının ertelenmesi" kararı varsa ve yargılama konusu olan suç, bu erteleme kararının ihlali niteliğinde görülüyorsa, düşme kararı verilerek Cumhuriyet savcılığına ihbarda bulunulması,
2) Sanık hakkında daha önce, aynı nitelikteki başka bir suç nedeniyle;
a) 6545 sayılı Kanunla değişik TCK'nın 191/2. maddesi uyarınca verilmiş bir "kamu davasının açılmasının ertelenmesi" kararı yoksa,
b) Ya da 6545 sayılı Kanunla değişik TCK'nın 191/2. maddesi uyarınca verilmiş bir "kamu davasının açılmasının ertelenmesi" kararı varsa ve kovuşturma sonuçlanmış ve önceki suçtan mahkûmiyet dışında bir hüküm verilmişse,
c) Ya da 6545 sayılı Kanunla değişik TCK'nın 191/2. maddesi uyarınca verilmiş bir "kamu davasının açılmasının ertelenmesi" kararı varsa ve kovuşturması devam ediyorsa, verilecek hüküm inceleme konusu davada verilecek kararı da etkileyeceğinden, her iki suça ilişkin davaların birleştirilmesi ve delillerin tartışılmasından sonra, önceki suçtan mahkûmiyet dışında bir hüküm verilecek olursa,
Mahkûmiyetle sonuçlanmayan yukarıdaki (b) ve (c) bentlerine giren durumlarda da önceki suç nedeniyle TCK'nın 191/2. maddesi uyarınca verilmiş olan kamu davasının açılmasının ertelenmesi kararı yok hükmünde sayılacağından, sanık hakkında, 5271 sayılı CMK'nın 231. maddesindeki şartlar dikkate alınmaksızın, hükmün geri bırakılmasına karar verilmesi zorunlu olup, Yasanın amir hükmü olduğu için sanığın önceki hükümlülükleri bu maddenin uygulanmasına engel teşkil etmeyeceğinden, 6545 sayılı Kanun"un 68. maddesi ile değişik TCK'nın 191/8. maddesi uyarınca, 5271 sayılı CMK'nın 231/6. maddesinde belirtilen şartlar aranmaksızın 191. madde hükümleri çerçevesinde “hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına” karar verilmesi,
3) Sanık hakkında daha önce, aynı nitelikteki başka bir suç nedeniyle;
a) 6545 sayılı Kanun"la değişik TCK'nın 191/2. maddesi uyarınca verilmiş bir "kamu davasının açılmasının ertelenmesi" kararı varsa ve yargılama konusu olan suç, bu erteleme kararının ihlali niteliğinde değilse, ayrıca önceki suçtan mahkûmiyet kararı verilmişse;
b) Ya da 6545 sayılı Kanunla değişik TCK'nın 191/2. maddesi uyarınca verilmiş bir "kamu davasının açılmasının ertelenmesi" kararı varsa ve kovuşturması devam ediyorsa, verilecek hüküm inceleme konusu davada verilecek kararı da etkileyeceğinden, her iki suça ilişkin davaların birleştirilmesi ve delillerin tartışılmasından sonra, önceki suçtan mahkûmiyet kararı verilecek olursa,
Bu suç doğrudan soruşturulması ve kovuşturulması gereken bir suç olacağından yargılamaya devam edilerek, suç tarihi itibarıyla, 6545 sayılı Yasa ile değişik TCK'nın 191. maddesi çerçevesinde bir karar verilmesi, gerekmektedir.
Tüm bu bilgiler ışığında;
Somut olayda, sanık hakkında daha önce, aynı nitelikteki 06/10/2014 tarihli suç nedeniyle İzmir Cumhuriyet Başsavcığınca 04/12/2014 tarihinde kamu davasının açılmasının ertelenmesine ve denetimli serbestlik tedbiri uygulanmasına karar verildiği, erteleme süresi içerisinde 06/06/2017 tarihinde yeniden aynı nev’iden suçu işlemesi nedeniyle erteleme kararının kaldırılarak 10/07/2017 tarihli iddianame ile İzmir 28. Asliye Ceza Mahkemesine kamu davası açıldığı, İzmir 28.Asliye Ceza Mahkemesinin 05/02/2019 tarihli ve 2017/700 esas, 2019/233 sayılı kararı ile, sanığın 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu’nun 191/1 ve 62. maddeleri gereğince 1 yıl 8 ay hapis cezası ile cezalandırılmasına,cezanın aynı Kanun’un 51/1. maddesi gereğince ertelenmesine, 1 yıl 8 ay denetim süresi belirlenmesine karar verildiği, kararın İzmir Bölge Adliye Mahkemesi 3. Ceza Dairesinin 12/10/2020 tarihli kararıyla kesinleştiği,
İzmir 11. Ağır Ceza Mahkemesinin 2016/326 esas ve 2016/152 karar sayılı dosyasının incelenmesinde ise;
Sanığın 19/05/2016 tarihinde işlediği iddia olunan uyuşturucu madde ticareti yapma suçundan İzmir Cumhuriyet Başsavcılığının 26/07/2016 tarihli ve 2016/46996 soruşturma, 2016/24109 esas, 2016/1597 sayılı iddianamesi ile 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu’nun 188/3-4 ve 53. maddeleri gereğince cezalandırılması istemiyle İzmir 11. Ağır Ceza Mahkemesine kamu davası açıldığı, İzmir 11. Ağır Ceza Mahkemesinin 24/08/2016 tarihli ve 2016/326 esas, 2016/152 sayılı kararı ile eylemin kullanmak için uyuşturucu madde bulundurma suçunu oluşturduğu kabul edilerek 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu’nun 191/1 ve 62. maddeleri gereğince 2 yıl 6 ay hapis cezası ile cezalandırılmasına ve 6545 sayılı Kanun ile değişik TCK’nın 191/8. maddesi uyarınca 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu’nun 231/5. maddesi gereğince hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına, 5 yıl denetim süresine tabi tutulmasına karar verildiği, kararın 09/09/2016 tarihinde itiraz edilmeden kesinleştiği, kanun yararına bozma istemine konu karar ile ihbarda bulunulması üzerine, İzmir 11. Ağır Ceza Mahkemesinin 14/03/2019 tarihli ve 2019/43 esas, 2019/128 sayılı kararı ile hükmün açıklanmasına, İzmir 30. Asliye Ceza Mahkemesi kararına karşı kanun yararına bozma yoluna gidilmesi için ihbarda bulunulmasına karar verildiği, kararın sanık müdafii tarafından istinaf edildiği, İzmir Bölge Adliye Mahkemesi 3.Ceza Dairesinin 02/09/2020 tarihli ve 2019/1193 esas, 2020/1997 sayılı kararı ile istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilerek kesinleştiği, anlaşılmıştır.
Bu durumda, sanığın 19/05/2016 tarihli değişen suç vasfına göre kullanmak için uyuşturucu madde bulundurma eylemi, 04/12/2014 tarihli kamu davasının açılmasının ertelenmesine ve denetimli serbestlik tedbiri uygulanmasına dair kararın ihlali niteliğinde olduğundan ve karar tarihi olan 24/08/2016 tarihinde henüz İzmir 28. Asliye Ceza Mahkemesine kamu davası açılmamış olduğundan, İzmir 11. Ağır Ceza Mahkemesince TCK’nın 191/5. maddesi gözetilerek düşme kararı verilerek Cumhuriyet Başsavcılığına
ihbarda bulunulması gerekirken yargılamaya devamla hüküm kurulması ve koşulları oluşmadığı halde TCK’nın 191/8. maddesi gereğince hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına karar verilmesi kanuna aykırı ise de; bu kararın İzmir Bölge Adliye Mahkemesi 3. Ceza Dairesinin 02/09/2020 tarihli ve 2019/1193 esas, 2020/1997 sayılı kararı ile istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilerek kesinleştiği, istinaf incelemesinden geçen karara karşı kanun yararına bozma yoluna gidilemeyeceği anlaşılmakla beraber, ilk derece mahkemeleri ve Bölge Adliye Mahkemelerine yol göstermesi bakımından Dairemizce bu kanuna aykırılığın belirtilmesi de gerekli görülmüştür.
Kanun yararına bozma incelemesi sırasında gelinen aşamada;
Sanık hakkında daha önceden İzmir 11. Ağır Ceza Mahkemesinin 24/08/2016 tarihli ve 2016/326 esas, 2016/152 sayılı kararı ile 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu’nun 191/1 ve 62. maddeleri gereğince 2 yıl 6 ay hapis cezası ile cezalandırılmasına ve 6545 sayılı Kanun ile değişik TCK’nın 191/8. maddesi uyarınca 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu’nun 231/5. maddesi gereğince hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına, 5 yıl denetim süresine tabi tutulmasına karar verildiği, kararın 09/09/2016 tarihinde itiraz edilmeden kesinleştiği anlaşılmakla, hükmün açıklanmasının geri bırakılması kararının, yukarıda açıklanan nedenlerle kanuna aykırı ise de 5237 sayılı TCK’nın 191/8. maddesi uyarınca verildiği, hükmün açıklanmasına ilişkin kararın istinaf incelemesinden geçerek kesinleşmesi nedeniyle hukuken yok sayılamayacağı gözetilerek, kanuni zorunluluk üzerine verilen hükmün açıklanmasının geri bırakılması kararının, kamu davasının açılmasının ertelenmesi kararı ile aynı hukuki sonuçları doğuracağı, bu durumda, incelemeye konu suç tarihinin 30/08/2018 olması ve hükmün açıklanmasının geri bırakılması kararının denetim süresi içerisinde işlenmesi nedeniyle Cumhuriyet Savcısı tarafından yeni bir soruşturmaya konu edilmeyip hükmün açıklanmasının geri bırakılması kararını veren mahkemeye ihbarda bulunması gerektiği gözetilmeden, sanık hakkında ayrı bir soruşturma konusu yapılarak kamu davası açılması ve yargılama sonucunda mahkumiyetine karar verilmesi kanuna aykırı olduğundan;
Sanığın 30/08/2018 tarihli eylemini, İzmir 11. Ağır Ceza Mahkemesince kanuni zorunluluk üzerine verilen ve 09/09/2016 tarihinde kesinleşen hükmün açıklanmasının geri bırakılması kararının denetim süresi içerisinde gerçekleştirmesi nedeniyle, 6545 sayılı Kanun"la değişik 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu’nun 191/5. maddesi uyarınca ayrı bir soruşturma ve kovuşturma yapma yasağı bulunduğu ve bu suçun sadece ilk suçtan verilen hükmün açıklanmasının geri bırakılması kararının ihlali sayılabileceği, kanunî zorunluluk üzerine verilmiş olan hükmün açıklanmasının geri bırakılması kararının denetim süresi içerisinde işlendiği anlaşılan eylem nedeniyle açılan kamu davasında mahkemesince “düşme kararı” verilip mahkemesine ihbarda bulunulması gerektiği gözetilmeden, mahkûmiyet kararı verilmesi kanuna aykırı olup kanun yararına bozma istemi yerinde görülmüştür.
D-) Karar:
Açıklanan nedenlerle, kanunî zorunluluk üzerine verilmiş olan hükmün açıklanmasının geri bırakılması kararının denetim süresi içerisinde işlendiği anlaşılan eylem nedeniyle, 5271 sayılı CMK’nın 223/8.maddesi gereğince “düşme kararı” verilmesi ve İzmir 11. Ağır Ceza Mahkemesine ihbarda bulunulması gerektiği gözetilmeden mahkumiyet kararı verilmesi kanuna aykırı olup kanun yararına bozma istemi yerinde görüldüğünden; İzmir 30. Asliye Ceza Mahkemesinin 09/01/2019 tarihli ve 2018/1021 esas, 2019/14 sayılı kararının 5271 sayılı CMK'nın 309. maddesinin 3. fıkrası gereğince kanun yararına BOZULMASINA, aynı Kanun'un 309. maddesinin 4. fıkrasının (a) bendi uyarınca gerekli işlemin yapılması için
dosyanın Adalet Bakanlığı'na iletilmek üzere Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı'na gönderilmesine,
23/11/2022 tarihinde oy birliği ile karar verildi.