Esas No: 2020/7716
Karar No: 2022/4592
Karar Tarihi: 07.06.2022
Yargıtay 11. Hukuk Dairesi 2020/7716 Esas 2022/4592 Karar Sayılı İlamı
11. Hukuk Dairesi 2020/7716 E. , 2022/4592 K."İçtihat Metni"
MAHKEMESİ : BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ 17. HUKUK DAİRESİ
Taraflar arasında görülen davada İzmir 5. Asliye Ticaret Mahkemesince verilen 14.02.2018 tarih ve 2015/1299 E- 2018/161 K. sayılı kararın taraf vekillerince istinaf edilmesi üzerine, istinaf isteminin esastan reddine dair İzmir Bölge Adliye Mahkemesi 17. Hukuk Dairesi'nce verilen 12.03.2020 tarih ve 2018/1240 E- 2020/301 K. sayılı kararın Yargıtay'ca incelenmesi davacı vekili tarafından duruşmalı, davalı vekili tarafından duruşmasız olarak istenmiş ve temyiz dilekçelerinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, duruşma için belirlenen 07.06.2022 günü hazır bulunan davacı vekili Av. ... ile davalı vekili Av. ... dinlenildikten sonra duruşmalı işlerin yoğunluğu ve süre darlığından ötürü işin incelenerek karara bağlanması ileriye bırakıldı. Tetkik Hakimi Dr. ... tarafından düzenlenen rapor dinlenildikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:
Davacı, İzmir 18. İcra Müdürlüğü’nün 2008/10573 esas sayılı dosyasından aleyhine icra takibi yapıldığını, 01.01.2007 tarihli, 1.000.000,00 TL değerindeki genel kredi sözleşmesindeki imzanın Örs Madencilik kaşesi üzerindeki ... adına atılan imzanın Ege Gıda Ofis kaşesi üzerindeki ... adına atılan imzanın, genel kredi sözleşmesinin 29. sayfasındaki ... adına atılan imzanın kendisine ait olmadığını, sahte imzalar ile ilgili şikayette bulunması üzerine İzmir Cumhuriyet Başsavcılığı’nın 2014/71069 numaralı dosyasında soruşturma yürütüldüğünü, davalının genel kredi sözleşmesindeki imzayı huzurda attırması ve basiretli davranması gerekirken yükümlülüklerine uymadığı için kötü niyetli olduğunu iddia ederek adli yardım talebinin kabulüne, genel kredi sözleşmesinde ... adı altındaki imzaların kendisine ait olmadığının ve borçlu olmadığının tespitine, davalı aleyhine kötü niyetli takip tazminatına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili, İzmir 3. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2013/154 esas sayılı dosyasında davanın açılmamış sayılmasına karar verildiğini, İzmir 1. İcra Hukuk Mahkemesi’nin 2012/624 esas sayılı dosyasında imzaya itiraz için dava açan davacının 13.11.2012 tarihli dilekçesi ile davadan feragat ettiğini, davanın reddine karar verildiğini, imzaya itiraz davasından feragat eden davacının aynı talepler ile huzura gelmesinin kabul edilemeyeceğini, takibe esas tutarın 151.570,97 TL olduğunu, aciz vesikasına bağlanan tutarın ise 264.858,64 TL olduğunu, 1.000.000,00 TL değerindeki harca esas tutarın hatalı olduğunu, davaya konu genel kredi sözleşmesinde imzası olan Basri Örs'ün adına ...Noterliği’nde sahte imza beyannamesi düzenlenmesinden dolayı ...Asliye Ceza Mahkemesi’nin 2012/328 esas sayılı dosyasında yargılama yapıldığını, müvekkili banka ile dava dışı Örs Madencilik ... A.Ş. arasında akdedilen 12.10.2005 tarihli 1.000.000,00 TL bedelli, 01.01.2007 tarihli 1.000.000,00 TL'lik kredi sözleşmelerine davalının müşterek borçlu müteselsil kefil olduğunu, borcun ödenmemesi üzerine hesabın kat edilerek İzmir 18. İcra Müdürlüğü’nün 2008/10537 esas sayılı dosyasında takip başlatıldığını, 2 adet kredi sözleşmesindeki imza ile müvekkili bankaya verilen senetlerdeki imzaların aynı olduğunu, onlarca tebligata rağmen davacının 2012 yılına kadar şikayet veya davası bulunmadığını savunarak davanın reddi ile tazminat istemiştir.
İlk Derece Mahkemesi’nce, davaya konu (01.01.2007 tarihli) genel kredi sözleşmesinde davacıya atfen atılan imzanın davacıya ait olmadığının alınan raporlar ile anlaşıldığı, davalı bankanın takipte kötü niyetli olmadığı gerekçesiyle davacının dava konusu 01.01.2007 tarihli genel kredi sözleşmesinden dolayı borçlu olmadığının tespitine, kötü niyetli takip tazminatı talebinin reddine karar verilmiş, hüküm taraf vekillerince istinaf edilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesi’nce, davacının talebinin 01.01.2007 tarihli genel kredi sözleşmesi altındaki imzanın kendisine ait olmadığı ve bu sözleşme nedeni ile borçlu olmadığının tespiti istemine ilişkin olduğu, İlk Derece Mahkemesi’nce bu sözleşme üzerinde adli tıp incelemesi yaptırılmasında bir usulsüzlük bulunmadığı, verilen hükmün de bu sözleşmeye yönelik olmasının doğru olduğu, davalının kefaletteki imzanın vekaleten atılıp atılmadığının denetlenmesini istediği, imzanın vekaleten atıldığını vekaletnameyi de eklemek suretiyle davalının ispat etmesi gerektiği, adli tıp incelemesinin 01.01.2007 tarihli sözleşmeden önceki belgeler de esasa alınmak suretiyle yapıldığı, bu sebeple davalının istinaf sebeplerinin yerinde görülmediği, davacı tarafın istinaf istemine gelince, davalının kötü niyetli olduğu ispatlanamadığından kötü niyet tazminatına hükmedilmemesinin yerinde olduğu, bununla birlikte davacının 1.000.000,00 TL bedelli genel kredi sözleşmesi nedeni ile borçlu olmadığının tespitini talep ettiği, dava değerinin 1.000.000,00 TL olarak kabulü ile harç ve vekalet ücretinin bu miktar üzerinden hesaplanması gerektiği gerekçesiyle davalının istinaf başvurusunun esastan reddine, davacının istinaf başvurusunun kabulüne, İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılmasına, davacının davasının kısmen kabulüne, davacının İzmir 18.İcra Müdürlüğü’nün 2008/10573 esas sayılı dosyasında ilamsız takibe konu 01.01.2007 tarihli, 1.000.000,00 TL bedelli kredi sözleşmesinden dolayı borçlu olmadığının tespitine, davacının şartları oluşmayan kötü niyet tazminat talebinin reddine karar verilmiştir.
Karar, taraf vekillerince temyiz edilmiştir.
1) İlk Derece Mahkemesince verilen karara yönelik olarak yapılan istinaf başvurusu üzerine HMK'nın 355 vd. maddeleri kapsamında yöntemince yapılan inceleme sonucunda Bölge Adliye Mahkemesince esastan verilen nihai kararda, dosya kapsamına göre saptanan somut uyuşmazlık bakımından uygulanması gereken hukuk kurallarına aykırı bir yön olmadığı gibi HMK'nın 369/1. ve 371. maddelerinin uygulanmasını gerektirici nedenlerin de bulunmamasına göre davacının tüm, davalının aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan sair temyiz itirazlarının reddi gerekir.
(2) İlk Derece Mahkemesi’nce davacı bankanın takibe konu alacak miktarını İzmir 18. İcra Müdürlüğü’nün 2008/10573 esas sayılı dosyasında 151.570,97 TL olarak belirlediği ve takibe konu yapılan kredi sözleşmesinin de 01.01.2007 tarihli bu kredi sözleşmesi olduğu, davalı bankanın bu kredi sözleşmesinden doğan kalan alacağının takip konusu alacak kadar olduğu, bunun dışında herhangi bir alacak talebinde bulunmadığı, menfi tespit davasına konu olan kredi sözleşmesinden doğan alacak miktarı dışında başka bir alacak talep edilmediğinden bu miktar üzerinden harç ve vekalet ücretinin hesaplanması gerektiği gerekçesiyle 151.570,97 TL üzerinden harç ve vekalet ücretinin takdir edildiği, Bölge Adliye Mahkemesi’nce davacının, 1.000.000,00 TL bedelli genel kredi sözleşmesi nedeni ile borçlu olmadığının tespitini talep ettiği, dava değerinin 1.000.000,00 TL olarak kabulü ile harç ve vekalet ücretinin bu miktar üzerinden hesaplanması gerektiği gerekçesiyle 1.000.000,00 TL üzerinden harç ve vekalet ücreti takdir edildiği anlaşılmaktadır.
Buna göre öncelikle takip tarihi itibariyle davalı bankanın hangi kredi sözleşmesinden (2005 tarihli ve 2007 tarihli) dolayı alacaklı olduğu, başka bir deyişle takipte talep edilen banka alacağının hangi kredi sözleşmesinden kaynaklandığı belirlenip 2005 tarihli sözleşmeden kaynaklanması halinde davacının dava açmakta hukuki yararının bulunmadığı kabul edilerek bir karar verilmesi, 2007 tarihli sözleşmeden kaynaklanması halinde ise talep miktarına göre dava değeri belirlenip bu miktara göre yargılama harç ve vekalet ücreti takdir edilmesi gerekmektedir. Bu husus gözetilmeden eksik inceleme ile yazılı şekilde hüküm kurulması doğru görülmediğinden temyize konu Bölge Adliye Mahkemesi kararının bozulması gerekmiştir.
SONUÇ: Yukarıda (1) nolu bentte açıklanan nedenlerle davacının tüm, davalının sair temyiz itirazlarının REDDİNE, (2) nolu bentte açıklanan nedenlerle davalının temyiz isteminin kabulü ile Bölge Adliye Mahkemesi kararının BOZULMASINA, HMK'nın 373/2. maddesi uyarınca dava dosyasının Bölge Adliye Mahkemesi'ne gönderilmesine, takdir olunan 3.815,00 TL duruşma vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine, davacı adli yardımdan yararlandığından haç alınmasına yer olmadığına, ödediği peşin temyiz harcının isteği halinde temyiz eden davalıya iadesine, 07/06/2022 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.