Esas No: 2022/1535
Karar No: 2022/12465
Karar Tarihi: 29.11.2022
Yargıtay 10. Ceza Dairesi 2022/1535 Esas 2022/12465 Karar Sayılı İlamı
10. Ceza Dairesi 2022/1535 E. , 2022/12465 K."İçtihat Metni"
Adalet Bakanlığı'nın, kullanmak için uyuşturucu madde bulundurma suçundan sanık ... hakkındaki İzmir 31. Asliye Ceza Mahkemesinin 28/09/2021 tarihli ve 2020/468 esas ve 2021/414 sayılı kararının kanun yararına bozulması istemi üzerine, Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığınca 27/01/2022 tarihli ihbar yazısı ekinde dosyanın Dairemize gönderildiği anlaşıldı.
Dosya incelendi.
GEREĞİ GÖRÜŞÜLÜP DÜŞÜNÜLDÜ:
A-) Konuyla İlgili Bilgiler:
1- Sanık ... hakkında 24/08/2007 tarihli kullanmak için uyuşturucu madde bulundurma suçundan yapılan soruşturma sonucunda; İzmir Cumhuriyet Başsavcılığının 26/12/2007 tarihli ve 2007/109978 soruşturma, 2007/43119 esas, 2007/18295 sayılı iddianamesi ile, sanığın 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu’nun 191/1 ve 53. maddesi gereğince cezalandırılması istemiyle İzmir 10. Sulh Ceza Mahkemesine kamu davası açıldığı,
2- İzmir 10. Sulh Ceza Mahkemesinin 01/05/2008 tarihli ve 2008/171 esas 2008/516 sayılı kararı ile, 5560 sayılı Kanun'la değişik 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu’nun 191/2. maddesi gereğince sanık hakkında denetimli serbestlik tedbiri uygulanmasına karar verildiği, kararın 13/05/2009 tarihinde temyiz edilmeden kesinleştiği ve infazı için İzmir Denetimli Serbestlik Müdürlüğüne gönderildiği,
3- İzmir Denetimli Serbestlik Müdürlüğünce sanığın tedbirin gereklerine uygun davranmadığının bildirilmesi üzerine, İzmir 10. Sulh Ceza Mahkemesinin 15/07/2011 tarihli ve 2011/852 esas, 2011/1114 sayılı kararı ile sanığın 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu’nun 191/1. maddesi gereğince 1 yıl hapis cezası ile cezalandırılmasına, 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu’nun 231/5. maddesi gereğince hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına karar verildiği, kararın 22/07/2011 tarihinde itiraz edilmeden kesinleştiği,
4- Sanığın denetim süresi içerisinde 07/12/2014 tarihinde işlediği basit yaralama suçundan Kuşadası 1. Asliye Ceza Mahkemesinin 19/09/2017 tarihli ve 2015/21 esas, 2017/393 sayılı kararı ile mahkum olduğunu ihbar edilmesi üzerine;
İzmir 31. Asliye Ceza Mahkemesinin 04/04/2019 tarihli ve 2019/73 esas, 2019/368 sayılı kararı ile, ısrar şartının gerçekleşmediği gerekçesiyle kovuşturma şartı gerçekleşmediğinden kamu davasının durmasına karar verildiği, durma kararının 29/05/2019 tarihinde itiraz edilmeden kesinleştiği,
5- İzmir Denetimli Serbestlik Müdürlüğünce uyarılmasından sonra 14/01/2020 tarihli vaka sorumlusu görüşmesine ve aynı tarihli grup seminer çalışmasına katılmaması nedeniyle dosyanın kapatılmasına karar verildiğinin bildirilmesi üzerine İzmir 31. Asliye Ceza Mahkemesinin kanun yararına bozma istemine konu 28/09/2021 tarihli ve 2020/468 esas, 2021/414 sayılı kararı ile, sanığın 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu’nun 191/1, 43 ve 62. maddeleri gereğince 1 yıl 15 gün hapis cezası ile cezalandırılmasına, müteselsil suç olduğu anlaşılan İzmir 29. Asliye Ceza Mahkemesinin 2019/841 esas ve 2020/158 sayılı kararı ile verilen 10 ay hapis cezasının mahsubu ile neticeten 2 ay 15 gün hapis cezası ile cezalandırılmasına karar verildiği, kararın istinaf edilmeden kesinleştiği,
Anlaşılmıştır.
B-) Kanun Yararına Bozma İstemi:
Kanun yararına bozma istemi ve ihbar yazısında;
“Kullanmak için uyuşturucu ve uyarıcı madde satın almak suçundan sanık ...'in, 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu'nun 191/2. maddesi uyarınca tedavi ve denetimli serbestlik tedbiri uygulanmasına dair İzmir 10. Sulh Ceza Mahkemesinin 01/05/2008 tarihli ve 2008/171 esas, 2008/516 sayılı kararının 13/05/2019 tarihinde kesinleşmesini müteakip, sanığın denetimli serbestlik tedbirine uymadığından bahisle dosyanın ele alınarak yapılan yargılama neticesinde, 5237 sayılı Kanun'un 191/1. maddesi gereğince 1 yıl hapis cezası ile cezalandırılmasına ve 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu’nun 231/5. maddesi gereğince hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına ilişkin İzmir 10. Sulh Ceza Mahkemesinin 15/07/2011 tarihli ve 2011/852 esas, 2011/1114 sayılı kararının 22/07/2011 tarihinde kesinleşmesini takiben, sanığın denetim süresi içerisinde 07/12/2014 tarihinde kasıtlı bir suç işlediğinin ihbar edilmesi üzerine kovuşturma şartı gerçekleşmediğinden dolayı kamu davasının durmasına ilişkin İzmir 31. Asliye Ceza Mahkemesinin 03/04/2019 tarihli ve 2019/73 esas, 2019/368 sayılı kararını müteakip, sanığın denetimli serbestlik tedbirine uymadığından bahisle dosyanın ele alınarak yapılan yargılama neticesinde, 5237 sayılı Kanun'un 191/1, 62/1 ve 63. maddeleri gereğince 2 ay 15 gün hapis cezası ile cezalandırılmasına dair İzmir 31. Asliye Ceza Mahkemesinin 28/09/2021 tarihli ve 2020/468 esas, 2021/414 sayılı kararını kapsayan dosya incelendi.
Kullanmak için uyuşturucu veya uyarıcı madde satın alma, kabul etme veya bulundurma suçundan dolayı, 5237 sayılı Kanun'un 191. maddesinin 2. fıkrası gereğince verilen “denetimli serbestlik tedbiri uygulanmasına” veya “tedavi ve denetimli serbestlik tedbiri uygulanmasına” ilişkin kararların, sözü edilen fıkraya 14/04/2011 tarihinde yürürlüğe giren 6217 sayılı Kanun'un 20. maddesi ile eklenen son cümlesine göre, durma kararı niteliğinde olduğu gözetilerek yapılan incelemede,
Yargıtay 2. Ceza Dairesinin 03/02/2014 tarihli ve 2013/23474 esas, 2014/2417 karar sayılı ilâmında da belirtildiği üzere; 5271 sayılı Kanun’un 231/8. maddesinde hükmün açıklanmasının geri bırakılması halinde, denetim süresi içinde dava zamanaşımının duracağı ve zamanaşımının denetim süresi içinde işlenen suçtan dolayı verilen kararının kesinleşmesi şartıyla suçun işlendiği tarihte yeniden işlemeye başlayacağı, somut olayda, sanığın müsnet suçu 24/08/2007 tarihinde işlediği, hakkında verilen tedavi ve denetimli serbestlik kararının 13/05/2009 tarihinde zamanaşımı süresinin durduğu, 14/04/2011 tarihinde denetimi ihlal etmesi nedeniyle zamanaşımı süresinin yeniden işlemeye başladığı, tedavi ve denetimli serbestlik yükümlülüklerini ihlal etmesi nedeniyle hakkında hükmün açıklanmasının geri bırakılması kararı verildiği, bu kararın kesinleştiği 22/07/2011 tarihinde zamanaşımı süresinin durduğu, sanığın denetim süresi içerisinde 07/12/2014 tarihinde kasıtlı bir suç işlediğinin ihbar edilmesi üzerine duran zamanaşımı süresinin yeniden işlemeye başladığı, sanığın atılı suçu işlediği 24/08/2007 günü işlemeye başlayan sürenin 5271 sayılı Kanun'un 231/8-son cümlesi gereğince 13/05/2009 ile 14/04/2011 tarihleri ve 22/07/2011 ile 07/12/2014 tarihleri arasında durduğu, deneme süresinde işlenen suç tarihi olan 17/12/2014 tarihinden itibaren zamanaşımının yeniden işlemeye başladığı anlaşılmakla; 5237 sayılı Kanun'un 66/1-e ve 67/4. maddeleri uyarınca sanığın üzerine atılı suçtan dolayı olağanüstü dava zamanaşımı süresinin 12 yıl olduğu, suç tarihi olan 24/08/2007 tarihi ile hükmün verildiği 28/09/2021 tarihleri arasında bu süresinin dolduğu gözetilmeden, yazılı şekilde mahkûmiyetine karar verilmesinde isabet görülmemiştir.” denilerek İzmir 31. Asliye Ceza Mahkemesinin 28/09/2021 tarihli ve 2020/468 esas, 2021/414 sayılı kararının 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu’nun 309. maddesi uyarınca bozulması istenilmiştir.
C-) Konunun Değerlendirilmesi:
Sanık ... hakkında, 24/08/2007 tarihli kullanmak için
uyuşturucu madde bulundurma suçundan yapılan yargılama sonunda, İzmir 10. Sulh Ceza Mahkemesinin 01/05/2008 tarihli ve 2008/171 esas, 2008/516 sayılı kararı ile, 5560 sayılı Kanun'la değişik 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu’nun 191/2. maddesi uyarınca denetimli serbestlik tedbiri uygulanmasına karar verildiği, kararın 13/05/2019 tarihinde kesinleşmesini takiben, sanığın denetimli serbestlik tedbirinin gereklerine uygun davranmadığının bildirilmesi üzerine, İzmir 10. Sulh Ceza Mahkemesinin 15/07/2011 tarihli ve 2011/852 esas, 2011/1114 sayılı kararı ile 5237 sayılı Kanun’un 191/1. maddesi uyarınca 1 yıl hapis cezası ile cezalandırılmasına ve 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu’nun 231/5. maddesi gereğince hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına karar verildiği, kararın 22/07/2011 tarihinde kesinleşmesini takiben,sanığın denetim süresi içerisinde 07/12/2014 tarihinde kasıtlı bir suç işlediğinin ihbar edilmesi üzerine İzmir 31. Asliye Ceza Mahkemesinin 03/04/2019 tarihli ve 2019/73 esas, 2019/368 sayılı kararı ile kovuşturma şartı gerçekleşmediğinden dolayı kamu davasının durmasına karar verildiği, durma karraının 29/05/2019 tarihinde kesinleştiği, sanığın denetimli serbestlik tedbirine uymadığının bildirlmesi üzerine dosyanın ele alınarak yapılan yargılama sonucunda, İzmir 31. Asliye Ceza Mahkemesinin 28/09/2021 tarihli ve 2020/468 esas, 2021/414 sayılı kararı ile, 5237 sayılı Kanun'un 191/1, 43/1 ve 62/1 ve 63. maddeleri gereğince gereğince 1 yıl 15 gün hapis cezası ile cezalandırılmasına, müteselsil suç olduğu anlaşılan İzmir 29. Asliye Ceza Mahkemesinin 2019/841 esas ve 2020/158 sayılı kararı ile verilen 10 ay hapis cezasının mahsubu ile neticeten 2 ay 15 gün hapis cezası ile cezalandırılmasına karar verildiği, anlaşılmıştır.
5237 sayılı Türk Ceza Kanunu'nun 191/1. maddesi kapsamında işlenen kullanmak için uyuşturucu madde bulundurma suçunun TCK’nın 66/1-e maddesi gereğince 8 yıllık asli, TCK’nın 67/4. maddesi gereğince de 12 yıl kesintili zamanaşımı süresine tabi olduğu dikkate alındığında;
5271 sayılı Kanun’un 231/8. maddesinde hükmün açıklanmasının geri bırakılması halinde, denetim süresi içinde dava zamanaşımının duracağı ve zamanaşımının denetim süresi içinde işlenen suçtan dolayı verilen hükümlülük kararının kesinleşmesi koşuluyla suçun işlendiği tarihte yeniden işlemeye başlayacağı,
Somut olayda, sanığın 24/08/2007 tarihli eyleminden dolayı İzmir 10. Sulh Ceza Mahkemesinin 01/05/2008 tarihli ve 2008/171 esas, 2008/516 sayılı kararı ile verilen denetimli serbestlik tedbirine tâbi tutulmasına dair karar ile, zamanaşımının, kararın kesinleştiği 13/05/2009 tarihi ile mahkemece sanığın tedbire uymaması üzerine yeniden yargılamaya başladığı 10/06/2011 tarihine kadar durduğu, bu tarihte yeniden işlemeye başlayan zamanaşımı süresinin hükmün açıklanmasının geri bırakılması kararının kesinleştiği 22/07/2011 tarihi itibariyle durduğu, denetim süresi içerisinde kasıtlı suçun işlendiği 07/12/2014 tarihinde yeniden işlemeye başladığı ve sanık hakkında 28/09/2021 tarihinde mahkûmiyet kararı verilmesi ile sürenin kesildiği, zamanaşımını kesen ve durduran sürelerin hesaplanması sonucunda, suç için öngörülen kesintili zamanaşımı süresinin karar tarihinde dolmadığı anlaşıldığından kanun yararına bozma isteminin reddine karar vermek gerekmiştir. D-) Karar :
Açıklanan nedenlerle; İzmir 31. Asliye Ceza Mahkemesinin 28/09/2021 tarihli ve 2020/468 esas, 2021/414 sayılı kararına ilişkin kanun yararına bozma isteminin REDDİNE, dosyanın Adalet Bakanlığına iletilmek üzere Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına gönderilmesine,
29/11/2022 tarihinde oy birliği ile karar verildi.