Esas No: 2012/3319
Karar No: 2012/4985
Karar Tarihi: 11.09.2012
Yargıtay 23. Hukuk Dairesi 2012/3319 Esas 2012/4985 Karar Sayılı İlamı
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Ticaret Mahkemesi
Taraflar arasında görülen dava sonucunda verilen hükmün bozulmasına ilişkin olarak Dairemizin 13.03.2012 gün ve 2011/3758 Esas 2012/1911 Karar sayılı ilamının karar düzeltme yoluyla incelenmesi davalı vekili tarafından istenilmekle, dosya incelendi, gereği görüşüldü:
- KARAR -
Davacı, davalı kooperatifin üyesi olduğunu, 19.06.2010 tarihli genel kurulda yasaya aykırı olarak ortaklıktan çıkarıldığını, denetim kurulu üyelerinden toplantıya katılmayanların olduğunu, bilanço, yönetim ve denetim kurulu raporlarının gerçeği yansıtmadığını, yönetim kurulu üyelerinden birinin istifa ettiğini, yerine seçim yapılmadığını ve kararlarının yok hükmünde olduğunu, yönetim, denetim kurullarının ibrası ve yeniden seçimlerinde ilgili kurallara uyulmadığını ileri sürerek, 19.06.2010 tarihli genel kurulun, genel kurulda alınan kararların ve hakkındaki ihraç kararının iptaline, alınan kararların geçersizliğinin, yönetim ve denetim kurullarının ibra edilmediğinin ve hesaplarda usulsüzlük olduğunun tespitine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı Kooperatif vekili, davacının hakkını kötüye kullandığını, genel kurulun tamamının iptalini isteyemeyeceğini, açtığı davalarla tasfiye sürecini geciktirdiğini, genel kurul toplantısında ve alınan kararlarda hukuka aykırılık bulunmadığını savunarak, davanın reddini istemiştir.
Mahkemece, iddia ve savunma, tüm dosya kapsamına göre, davacı hakkında yasal usule uyulmadan ihraç kararı alındığı, yönetim ve denetim kurullarının ibrası ile bilançonun tasdikine ilişkin oylamada sadece davacının ret oyu verdiği, diğer ortakların kabul oyu verdikleri, bu nedenle oylamadaki usulsüzlük iddiasının sonuca etkili olmadığı, diğer kararlar yönünden ise davacının yalnızca ret oyu kullandığı, muhalefet şerhini tutanağa geçirtmediği gerekçesiyle, ihraca ilişkin 8 nolu kararın iptaline, diğer istemlerin reddine dair verilen karar, davacının temyiz istemi üzerine Dairemizin 13.03.2012 tarih ve 2011/3758-2012/1911 E-K. sayılı ilamıyla bozulmuştur.
Bu kez, davalı vekili karar düzeltme isteminde bulunmuştur.
Dava, kooperatif genel kurul kararlarının iptali istemine ilişkindir.
1163 sayılı Kooperatifler Kanunu"nun 53 ncü maddesi uyarınca, genel kurulda alınan kararların, yasaya, anasözleşmeye ve iyi niyet kurallarına aykırı olduğu iddiasıyla, toplantıda bulunan ortaklar alınan kararlara muhalif kalarak, keyfiyeti tutanağa geçirdikten sonra kararın iptali için toplantıyı kovalıyan günden başlamak üzere bir ay içinde dava açabilir. Ancak, anılan hüküm uyarınca, genel kurul toplantısına katılmaya yetkili olmıyan kimselerin karara katılmış bulunmaları halinde alınan kararların yasaya, anasözleşmeye ve iyi niyet kurallarına aykırı oldukları ileri sürülerek iptalleri için açılacak davada genel kurulda muhalefette bulunmuş olma şartı aranmaz. Aynı Yasa"nın 98. maddesi yollamasıyla TTK"nun 361/son maddesi hükmüne göre, oylama sonucuna etkisi olabilecek kişiler, somut olayda
iddia edildiği gibi, katılmaması gerekip de katılan ve olumlu oy kullanan kimseler olup, davalı kooperatif bu iştirakin karara müessir olmadığını ispatlarsa, bu katılım sonuca etkili olmayacağından, bu halde iptal isteminin aynı madde uyarınca reddi gerekir. Muhalefet şerhi koşulu, TTK"nun 361. maddesinin uygulanması gereken hallerde aynı maddenin 3. fıkrası uyarınca da aranmaz.
Somut olayda, mahkemece, iptal istemi red edilen kararlarda davacının red oyunun sonuca etkili olmadığı ve muhalefet şerhinin bulunmadığı gerekçesine dayanılmış olup, oylamaya katılmaması gerekip de katılan ve olumlu oy kullanan kimselerin varlığına yönelik davacı iddiası, bozma ilamında mutlak butlan hallerinden biri olarak değerlendirilmiş ve mahkemenin, davacının muhalefet şerhinin bulunması gerektiğine yönelik gerekçesi hatalı görülüp, bozma yapılmış ise de, bozma ilamında muhalefet aranmaması gerektiğine ilişkin varılan sonucun gerekçesinin hatalı gösterilmesi sonuca etkili olmayıp, mahkemece davacının anılan iddiasında geçen kişilerin kimler olduğu ve sayısı da sorularak bu kişilerin oylama sonucuna etkili olup olmadığı üzerinde durulup iddiasının araştırılacağı da doğaldır.
Bu açıklamalara veYargıtay ilamında belirtilen gerektirici sebeplere göre, HUMK"nun 440.maddesinde sayılan hallerden hiçbirisine uymayan karar düzeltme isteminin reddi gerekmiştir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle, davalı vekilinin karar düzeltme isteminin REDDİNE, alınması gereken harç peşin yatırıldığından yeniden harç alınmasına yer olmadığına, takdiren 203,00 TL para cezasının karar düzeltme isteyenden alınarak Hazineye gelir kaydedilmesine, 11.09.2012 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.