Esas No: 2021/645
Karar No: 2022/4617
Karar Tarihi: 08.06.2022
Yargıtay 11. Hukuk Dairesi 2021/645 Esas 2022/4617 Karar Sayılı İlamı
11. Hukuk Dairesi 2021/645 E. , 2022/4617 K.Özet:
Davalı banka, bonoya dayalı takip başlatarak davacıların toplam 254.000 TL fazla ödeme yaptıklarını iddia etti. Davacılar ise sadece 96.000 TL ana para borçlu olduklarını belirterek, davalının kötü niyetli olduğunu savundular. İlk derece mahkemesi, davacıların hala 144.765,26 TL borçlarının olduğunu tespit ederek davanın reddine karar verdi. Davacılar vekili bunun üzerine istinaf etti ancak Bölge Adliye Mahkemesi de aynı sonuca vardı. Temyiz başvurusu da reddedilen davada, HMK'nın 353/b-1 maddesi uyarınca Bölge Adliye Mahkemesince kararın usul ve yasaya uygun olduğu belirtildi. Kararın detaylı görüntülenmesi için HMK'nın 370/1. maddesi ve HMK'nın 372. maddesi uygulandı.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ : BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ 16. HUKUK DAİRESİ
Taraflar arasında görülen davada İstanbul 12. Asliye Ticaret Mahkemesince verilen 17.07.2017 tarih ve 2013/348 E- 2017/680 K. sayılı kararın davacılar vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, istinaf isteminin esastan reddine dair İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 16. Hukuk Dairesi'nce verilen 03.12.2020 tarih ve 2017/6839 E- 2020/2081 K. sayılı kararın Yargıtay'ca incelenmesi davacılar vekili tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve yine dosya içerisindeki dilekçeler, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:
Davacılar vekili, davalı banka tarafından müvekkilleri aleyhine bonoya dayalı takip başlatıldığını, bankanın sebepsiz zenginleşme amacında olduğunu, davalının takipte toplam 254.000,00 TL fazla talep ettiğini, bu meblağların müvekkili şirket tarafından çeklerle ödendiğini, takibe konu senedin şirket tarafından kullanılan krediler ile bireysel kredilerin teminatı olarak verildiğini ileri sürerek müvekkili şirket tarafından davalıya ödemesi yapılan 254.000,00 TL yönünden borçlu olmadıklarını ve sadece 96.000,00 TL ana para yönünden borçlu olduklarının tespitine ve davalının %20 oranında kötüniyet tazminatına mahkumiyetine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Temlik veren davalı vekili, davacının dava dilekçesinde toplam 350.000,00 TL olan takip miktarının 254.000,00 TL'lik kısmına ilişkin borçlu olmadığının tespiti istediğini, bu miktar üzerinden harç hesaplanması gerektiğini, ayrıca davanın müspet tespit davası mı, yoksa menfi tespit davası mı olup olmadığının belli olmadığını, müvekkilinin kötüniyetli olmadığını, bononun temlik yoluyla devralındığını, vadesinde protesto çekilmesine rağmen ödenmediğini, bu nedenle takip başlatıldığını savunarak davanın reddini istemiştir.
İlk derece mahkemesince, toplanan delillere ve bilirkişi raporlarına göre; dava tarihi olan 18/11/2013 tarihi itibariyle davalı bankanın davacı borçlulardan 141.184,66 TL asıl alacak ve 3.580,60 TL temerrüt faizi olmak üzere toplam 144.765,26 TL alacağının bulunduğu, davacıların 254.000,00 TL ödeme yapıp 96.000,00 TL ana para yönünden borçlu olmadıklarının tespiti yönünde talepte bulundukları, ancak davacıların halen davalıya 144.765,26 TL borçlarının bulunduğu gerekçeleriyle davanın reddine karar verilmiş.
Kararı davacılar vekili istinaf etmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesince tüm dosya kapsamına göre, davalı bankanın takip tarihi itibariyle davacı taraftan toplam 351.871,53 TL, dava tarihi itibariyle ise toplam 144.765,26 TL alacaklı olduğu, davacı tarafın ödemeler yapıldığı halde dikkate alınmadığı hususuna ilişkin itirazlarının yerinde olmadığı, yapılan ödemeler öncelikle faiz ve komisyon alacaklarından düşüldüğü için ana para borcundan daha düşük miktarda mahsup yapıldığı, davalı tarafın takipte istediği tutarın banka kayıtları üzerinde yapılan incelemede davalı bankanın takip tarihi itibariyle alacaklı olduğu miktarla uyumlu olduğu gerekçesiyle ilk derece mahkemesi kararına yönelen davacılar vekilinin istinaf taleplerinin reddine karar verilmiştir.
Kararı, davacılar vekili temyiz etmiştir.
Yapılan yargılama ve saptanan somut uyuşmazlık bakımından uygulanması gereken hukuk kuralları gözetildiğinde İlk Derece Mahkemesince verilen kararda bir isabetsizlik olmadığının anlaşılmasına, dosyada mevcut bilirkişi raporlarına göre davacıların takip tarihi itibariyle takibe konu tutar kadar borçlu olduğunun tespit edilmiş olmasına göre yapılan istinaf başvurusunun HMK'nın 353/b-1 maddesi uyarınca Bölge Adliye Mahkemesince esastan reddine ilişkin kararın usul ve yasaya uygun olduğu kanısına varıldığından Bölge Adliye Mahkemesi kararının onanmasına karar vermek gerekmiştir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle, davacılar vekilinin temyiz istemlerinin reddi ile Bölge Adliye Mahkemesince verilen kararın HMK'nın 370/1. maddesi uyarınca ONANMASINA, HMK'nın 372. maddesi uyarınca işlem yapılmak üzere dava dosyasının İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine, aşağıda yazılı bakiye 26,30 TL temyiz ilam harcının temyiz eden davacılardan alınmasına, 08/06/2022 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.