Esas No: 2021/2582
Karar No: 2022/4669
Karar Tarihi: 09.06.2022
Yargıtay 11. Hukuk Dairesi 2021/2582 Esas 2022/4669 Karar Sayılı İlamı
11. Hukuk Dairesi 2021/2582 E. , 2022/4669 K.Özet:
Davacı, müvekkili aleyhine %60 faiz talep edilerek kambiyo senetlerine mahsus haciz yolu ile takip başlatıldığını ve müvekkilinin bu kadar borcu olmadığını iddia ederek, haksız ve kötü niyetli olduğunu belirttikten sonra kademeli faiz oranı uygulanmasını talep etmiştir. Davalı ise davanın konusunun menfi tespit değil şikayet olduğunu savunarak, davanın reddini istemiştir. Mahkeme, yapılan yargılamaya göre, temel borç ilişkisini ortadan kaldıracak herhangi bir delil sunulmadığı için menfi tespit davası açılmasında hukuki yarar olmadığı gerekçesiyle davanın reddine karar vermiştir. Ancak Yargıtay, faiz oranına ilişkin itirazın kabul edilmesi gerektiğini ve davanın kısmen kabul edilmesi gerektiğini, takip talebinde davalının belirlediği faiz oranının fahiş olduğunu ve kademeli reeskont faizinin uygulanması gerektiği yönünde hüküm oluşturulması gerektiğini belirttikten sonra kararı bozmuştur. Kanun maddeleri: 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu, Borçlar Kanunu, İcra ve İflas Kanunu.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :SULH HUKUK MAHKEMESİ
Taraflar arasında görülen davada Çankırı Sulh Hukuk Mahkemesi’nce bozmaya uyularak verilen 17.09.2019 tarih ve 2018/978 E. - 2019/1086 K. sayılı kararın Yargıtayca incelenmesi davacı vekili tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve yine dosya içerisindeki dilekçeler, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:
Davacı vekili, müvekkili aleyhine bir adet bonodan dolayı kambiyo senetlerine mahsus haciz yolu ile takip başlatıldığını, %60 faiz talep edildiğini, kademeli faiz oranının da uygulanmadığını, müvekkilinin maaşına yazılan haciz müzekkeresinde borç miktarının 35.389,38 TL belirtildiğini, müvekkilinin davalıya bu kadar borcu olmadığını belirterek haksız ve kötü niyetli olarak talep edilen %60 faiz oranı yerine kademeli faiz oranı uygulanarak davalı tarafa icra dosyası hesabında yer alan miktar kadar borcu bulunmadığına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili, davanın konusunun menfi tespit değil şikayet olduğunu, şikayetin de İcra Hukuk Mahkemesinde İcra Müdürlüğü'ne karşı ileri sürülebileceğini, husumet yönünden reddi gerektiğini, davacı faize itiraz ediyor ise itirazı takibi öğrendiğinden itibaren 5 gün içerisinde yapması gerektiğini, davanın hak düşürücü süre nedeniyle reddi gerektiğini savunarak davanın reddini istemiştir.
Mahkemece bozma ilamına uyularak yapılan yargılamaya göre, Çankırı İcra Müdürlüğü'nün 2007/4511 Esas sayılı icra takip dosyasının incelemesinde 16/03/2003 düzenleme tarihli 15/09/200 ödeme tarihli bir adet 7.000,00 TL'lik bononun bulunduğu, davacı yanın aradaki temel borç ilişkisini ortadan kaldıracak herhangi bir delil sunmadığı, yapılan ödemelerin anaparayı tam olarak karşılamadığı ve bu ödemelerin İcra Dairesi tarafından dikkate alınması hususu bir bütün olarak değerlendirildiğinde menfi tespit davası açılmasında hukuki yarar bulunmadığı gerekçesiyle davanın reddine, dava aşamasında yapılmış olan ödemelerin icra müdürlüğü tarafından dikkate alınmasına karar verilmiştir.
Karar, davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Dava, icra takibinde talep edilen faiz oranının fazla olduğu ileri sürülerek anılan oranda faiz borcu olmadığının tespiti istemine ilişkindir. Mahkemece bozma ilamına uyularak alınan rapor ile kademeli faiz oranı uygulanarak yapılan hesaplama sonucunda davacının faiz oranına ilişkin itirazı esasen kabul edilmiş ise de, davacının halen borçlu olduğu gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir. Ancak eldeki davanın konusunu takip talebinde istenen faiz oranının fahiş olduğu hususu oluşturduğundan davacının talebinin kademeli faiz oranları dikkate alınarak kısmen kabul edildiği sonucuna ulaşılması gerekir. Bu durumda mahkemece yapılacak iş, davanın kısmen kabulü ile takip talebinde davalının belirlediği faiz oranının fahiş olduğu ve kademeli reeskont faizinin uygulanması gerektiği yönünde hüküm oluşturulması olup, diğer hususlar icra müdürlüğünce infaz aşamasında değerlendirilecektir. O halde mahkemece yazılı şekilde davanın reddine karar verilmesi doğru olmamış, açıklanan nedenle kararın davacı yararına bozulması gerekmiştir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle davacı vekilinin temyiz isteminin kabulü kararın davacı yararına BOZULMASINA, ödediği peşin temyiz harcının isteği halinde temyiz eden davacıya iadesine, 09/06/2022 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.