Yargıtay 11. Hukuk Dairesi 2021/597 Esas 2022/4681 Karar Sayılı İlamı

Abaküs Yazılım
11. Hukuk Dairesi
Esas No: 2021/597
Karar No: 2022/4681
Karar Tarihi: 09.06.2022

Yargıtay 11. Hukuk Dairesi 2021/597 Esas 2022/4681 Karar Sayılı İlamı

     Özet:

İstanbul Anadolu 8. Asliye Ticaret Mahkemesi'nde görülen davada davacı taraf, davalı borçlu ile arasında ticari ilişkiden kaynaklı alacağı olduğunu, borcun ödenmemesi üzerine davalı aleyhine icra takibine geçildiğini ancak takibin durdurulduğunu, davalının itirazı üzerine ise itirazın iptali ve takibin devamına icra inkar tazminatına karar verilmesini talep etmiştir. Davalı vekili ise davacının taahhütlerini yerine getirmediğini ve müvekkilinin iflas erteleme talepli dosyada ihtiyati tedbir kararı bulunduğunu savunarak davanın reddini istemiştir. İlk derece mahkemesi davacının lehine karar vermiş, davalı vekili istinaf etmiştir. Bölge Adliye Mahkemesi ise takip başlatıldığı tarihte ihtiyati tedbir kararı mevcut olduğundan icra takibinin başlatılmasının ihtiyati tedbir kararına aykırılık teşkil ettiği gerekçesiyle davanın usulden reddine karar vermiştir. Karar temyiz edilmiş ve yapılan inceleme sonucunda Bölge Adliye Mahkemesi kararı onamıştır. Kanun maddeleri olarak İİK'nın 206 ve 6183 sayılı Kanun'a göre yapılan takiplerin ertelenmesi ile ilgili düzenlemeleri (kanun maddelerinin detaylı açıklaması yazıda bulunmamaktadır).
11. Hukuk Dairesi         2021/597 E.  ,  2022/4681 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ : BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ 13. HUKUK DAİRESİ

    Taraflar arasında görülen davada İstanbul Anadolu 8. Asliye Ticaret Mahkemesince verilen 18.04.2018 tarih ve 2017/574 E- 2018/339 K. sayılı kararın davalı vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, istinaf isteminin kabulüne dair İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 13. Hukuk Dairesi'nce verilen 12.11.2020 tarih ve 2019/336 E- 2020/1263 K. sayılı kararın Yargıtay'ca incelenmesi davacı vekili tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve yine dosya içerisindeki dilekçeler, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:
    Davacı vekili, müvekkilinin, davalı borçlu ile arasında ticari ilişkiden kaynaklı alacağı bulunduğunu, borcun ödenmemesi üzerine davalı aleyhine icra takibine geçildiğini, davalının itirazı üzerine takibin durduğunu ileri sürerek davalının itirazının iptaline, takibin devamına icra inkar tazminatına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
    Davalı vekili, davacının sözleşmedeki taahhütlerini yerine getirmediğini, müvekkili şirketin iflas erteleme talepli dosyada ihtiyati tedbir kararı bulunduğunu, tedbir kararı gereği müvekkili aleyhine icra takibi yapılmaması gerekirken yapılan takibin hukuki dayanaktan yoksun olduğunu savunarak davanın reddini istemiştir.
    İlk Derece Mahkemesince yapılan yargılama ve toplanan delillere göre, davacı taraf, 26/09/2016 tarihli hesap mutabakatında belirtilen tutar üzerinden 30/09/2016 tarihi itibariyle takip başlatmış olup, davalının ödeme savunması da bulunmadığından davacının 26/09/2016 tarihli hesap mutabakatı uyarınca davalıdan alacaklı olduğu, davalının takibe haksız yere itiraz ettiği gerekçesiyle davanın kabulüne karar verilmiştir.
    Karara karşı, davalı vekili tarafından istinaf yoluna başvurulmuştur.
    Bölge Adliye Mahkemesince davalı şirket tarafından açılan iflasın ertelenmesi davasında "İstanbul Anadolu 8. Asliye Ticaret Mahkemesi'nin 15/02/2016 tarih ve 2016/5/167 E. sayılı ara kararının (1) nolu bendinde "...davacı şirket aleyhindeki 6183 sayılı Kanun'a göre yapılan takipler de dahil olmak üzere açılmış ve açılacak tüm icra takiplerinin ihtiyati tedbir yoluyla durdurulmasına, davacı hakkında yeni icra takibi başlatılmasının ihtiyati tedbir yoluyla önlenmesine, İİK. 206 maddesine göre 1. sırada yer alan alacaklar için ihtiyati tedbirin uygulanmamasına, taşınır-taşınmaz veya ticari işletme rehni ile temin edilmiş alacaklılar tarafından açılan icra takipleri yönünden ise sadece muhafaza tedbirlerinin uygulanmasının ve rehinli malların satışının ihtiyati Tedbir Yoluyla Durdurulmasına" şeklinde tedbir kararı verildiğinin anlaşıldığı, davacı alacaklı tarafından davalı borçlu aleyhine 15/02/2016 tarihli tedbir kararından sonra 30/09/2016 tarihinde genel haciz yolu ile ilamsız icra takibine başlanıldığının anlaşıldığı, iflasın ertelenmesine ilişkin davaya bakan mahkemece, takip tarihinden önce verilen ara kararın (1) nolu bendinde, tedbir karar tarihi olan 15/02/2016 tarihinden itibaren borçlu şirket hakkında yeni icra takibi başlatılmasının ihtiyati tedbir yoluyla önlenmesine hükmedilmiş olup, alacaklı tarafından borçlu şirket hakkında tedbir devam ettiği sürece takip yapılamayacağının açık olduğu, icra takibinin yapıldığı tarihteki şartlara göre değerlendirilmesi gerektiği,takibin başlatıldığı tarihte ihtiyati tedbir kararı mevcut olup, icra takibi başlatılmasının ihtiyati tedbir kararına aykırılık teşkil ettiği,bu halde ilk derece mahkemesince, 15/02/2016 tarihli ara karar tarihinden sonra 30/09/2016 tarihinde başlatılan icra takibine yöneltilen itiraz üzerine açılan eldeki davanın, icra takibine sıkı sıkıya bağlı bir dava olduğu da dikkate alınarak, davanın usulden reddine karar verilmesi gerekirken yanılgılı gerekçe ile davanın kabulüne karar vermesinin doğru olmadığı gerekçesiyle davalı vekilinin istinaf başvurusunun kabulüne, ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasına, davanın usulden reddine karar verilmiştir.
    Kararı, davacı vekili temyiz etmiştir.
    İlk Derece Mahkemesince verilen karara yönelik olarak yapılan istinaf başvurusu üzerine HMK'nın 355 vd. maddeleri kapsamında yöntemince yapılan inceleme sonucunda Bölge Adliye Mahkemesince esastan verilen nihai kararda, dosya kapsamına göre saptanan somut uyuşmazlık bakımından uygulanması gereken hukuk kurallarına aykırı bir yön olmadığı gibi HMK'nın 369/1. ve 371. maddelerinin uygulanmasını gerektirici nedenlerin de bulunmamasına göre usul ve yasaya uygun Bölge Adliye Mahkemesi kararının onanmasına karar vermek gerekmiştir.
    SONUÇ: Yukarda açıklanan nedenlerle, davacı vekilinin temyiz isteminin reddi ile Bölge Adliye Mahkemesince verilen kararın HMK'nın 370/1. maddesi uyarınca ONANMASINA, HMK'nın 372. maddesi uyarınca işlem yapılmak üzere dava dosyasının İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine, aşağıda yazılı bakiye 21,40 TL temyiz ilam harcının temyiz eden davacıdan alınmasına, 09/06/2022 tarihinde kesin olarak oybirliğiyle karar verildi.


    Hemen Ara