Esas No: 2022/13369
Karar No: 2022/12880
Karar Tarihi: 07.12.2022
Yargıtay 10. Ceza Dairesi 2022/13369 Esas 2022/12880 Karar Sayılı İlamı
10. Ceza Dairesi 2022/13369 E. , 2022/12880 K.Özet:
Mahkeme, uyuşturucu madde bulundurma suçundan mahkum olan sanık hakkındaki hükümde bozma sebebinin gereği gibi yerine getirilmediğine karar verdi. Mahkeme, sanık hakkında TCK'nın 192/3. maddesinde öngörülen etkin pişmanlık hükmünün uygulanıp uygulanmayacağı tartışılmadan hüküm kurulmasının bozma sebebi olarak belirtildiğini belirtti. Ayrıca, temel ceza miktarının \"bir yıldan iki yıla kadar hapis cezası\" olarak belirlendiği bir dava için basit yargılama usulü uygulanması gerektiği belirtildi. Hüküm bozuldu ve sanık lehine etkin pişmanlık hükmü uygulanması gerektiği vurgulandı. Kanun maddeleri olarak TCK'nın 192/3. maddesi ile 7. maddesi ve CMK'nın 251. maddesi belirtildi.
"İçtihat Metni"
Mahkemesi :Asliye Ceza Mahkemesi
Suç : Kullanmak için uyuşturucu madde bulundurma
Hüküm : Tedavi ve denetimli serbestlik tedbirine uyulmaması
üzerine mahkûmiyet
Dosya incelendi
GEREĞİ GÖRÜŞÜLÜP DÜŞÜNÜLDÜ:
Bozmaya uyulduğu belirtilmiş olmasına rağmen, ilamdaki bozma sebebinin gereği gibi yerine getirilmediğinin anlaşılması karşısında,
1) Dairemizin 16/09/2019 tarih 2018/4989 esas, 2019/5579 karar sayılı bozma ilamında sanık hakkında TCK'nın 192/3. maddesinde öngörülen etkin pişmanlık hükmünün uygulanıp uygulanmayacağı tartışılmadan hüküm kurulmasının bozma sebebi olarak belirtildiği, mahkemece bozma sonrası yapılan yargılamada bozmaya uyulmasına karar verilmesine rağmen, sanığın belirttiği adreste suç tarihinde oturan şahsın tespitine yönelik bir araştırma yapılmadan, Tarsus Cumhuriyet Başsavcılığının 22/12/2020 tarih, 2020/1214 muhabere sayılı cevabı ile yetinilerek, TCK’nın 192. maddesinin 3. fıkrasında düzenlenen etkin pişmanlık hükümlerinin uygulanıp uygulanmayacağının tartışılması gerektiği gözetilmeden, eksik araştırma ile hüküm kurulması,
2) Suç tarihi itibarıyla yürürlükte bulunan TCK’nın 191. maddesinde sanığa isnat edilen suç için temel ceza miktarının "bir yıldan iki yıla kadar hapis cezası" olarak belirlendiği; hükümden sonra yürürlüğe giren 17/10/2019 tarihli ve 7188 sayılı Kanun'un 24. maddesi ile başlığıyla birlikte yeniden düzenlenmiş olan 5271 sayılı CMK'nın "Basit Yargılama Usulü" başlıklı 251. maddesinin 1. fıkrasında yer alan "Asliye Ceza Mahkemesince, iddianamenin kabulünden sonra adli para cezasını ve/veya üst sınırı iki yıl veya daha az süreli hapis cezasını gerektiren suçlarda basit yargılama usulünün uygulanmasına karar verilebilir." şeklindeki düzenlemeye, 7188 sayılı Kanun'un geçici 5. maddesinin 1-d bendinde yer alan "01/01/2020 tarihi itibarıyla kovuşturma evresine geçilmiş, hükme bağlanmış veya kesinleşmiş dosyalarda seri muhakeme usulü ile basit yargılama usulü uygulanmaz." şeklindeki düzenleme ile sınırlama getirilmiş ise de; Anayasa Mahkemesinin 19/08/2020 tarihli 31218 sayılı Resmi Gazetede yayımlanan, 25/06/2020 tarihli ve 2020/16 esas, 2020/33 sayılı iptal kararı ile, "...kovuşturma evresine geçilmiş..." ibaresinin, aynı bentte yer alan "... basit yargılama usulü..." yönünden Anayasaya aykırı bulunarak iptaline
karar verilmesi sebebiyle kovuşturma evresine geçilmiş olan ve basit yargılama usulü uygulanabilecek dosyalar yönünden 7188 sayılı Kanun'un 5. maddesinin 1-d bendinde yer alan düzenlemenin iptal edildiği anlaşıldığından; Anayasa Mahkemesi kararlarının geriye yürümesi mümkün olmayıp, Ceza Muhakemesi Kanunu'nda yapılan değişikliklerin ise derhal uygulanması gerekmekle birlikte, basit yargılama usulü uygulanan olaylarda CMK'nın 251. maddesinin 3. fıkrasına göre; " mahkûmiyet kararı verildiği takdirde sonuç ceza dörtte bir oranında indirilir." şeklindeki düzenleme karşısında, Anayasa Mahkemesinin anılan iptal kararının neticeleri itibarıyla maddi ceza hukukuna ilişkin olduğunun ve CMK'nın 251. maddesinin 3. fıkrasında yer alan düzenlemenin sanık lehine sonuç doğurabilecek nitelikte olduğunun anlaşılması karşısında, TCK'nın 7. maddesi ile CMK'nın 251. maddesi hükümleri gözetilmek suretiyle sanığın hukuki durumunun "Basit Yargılama Usulü" yönünden değerlendirilmesinde zorunluluk bulunması,
Bozmayı gerektirmiş, sanığın temyiz itirazları bu nedenle yerinde görülmüş olduğundan, hükmün BOZULMASINA, 07/12/2022 tarihinde oy birliği ile karar verildi.