Yargıtay 1. Ceza Dairesi 2022/7589 Esas 2022/8513 Karar Sayılı İlamı

Abaküs Yazılım
1. Ceza Dairesi
Esas No: 2022/7589
Karar No: 2022/8513
Karar Tarihi: 02.11.2022

Yargıtay 1. Ceza Dairesi 2022/7589 Esas 2022/8513 Karar Sayılı İlamı

1. Ceza Dairesi         2022/7589 E.  ,  2022/8513 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ :Ağır Ceza Mahkemesi
    SUÇ : Kasten Öldürme
    HÜKÜMLER : 1) İstanbul 31. Ağır Ceza Mahkemesinin 09/07/2019 tarih ve 2018/452 Esas, 2019/300 Karar sayılı kararı ile Sanıklar ... ve ... hakkında;
    Maktul ...’i kasten öldürme suçundan; 5237 sayılı TCK'nin 81/1, 29, 53, 63. maddeleri uyarınca ayrı ayrı 18 yıl hapis cezası ile cezalandırılmalarına karar verildiği,
    2) Kararın istinafı üzerine İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 1. Ceza Dairesinin 19/06/2020 tarih ve 2019/2327 Esas, 2020/737 Karar sayılı kararı ile; istinaf başvurularının esastan reddine karar verildiği,
    3) Kararın temyizi üzerine Yargıtay 1. Ceza Dairesinin 25/10/2021 tarih ve 2020/4335 Esas, 2021/13582 Karar sayılı kararı ile "bozma kararı" verilerek dosyanın İstanbul 31. Ağır Ceza Mahkemesine gönderilmesi üzerine;
    4) İstanbul 31. Ağır Ceza Mahkemesinin 23/02/2022 tarih ve 2021/457 Esas, 2022/57 Karar sayılı kararı ile; Sanıklar ... ve ... hakkında; Maktul ...’i kasten öldürme suçundan; 5237 sayılı TCK'nin 81/1, 29, 53, 63. maddeleri uyarınca ayrı ayrı 18 yıl hapis cezası ile cezalandırılmalarına dair kararı.

    TÜRK MİLLETİ ADINA

    Bozma üzerine yapılan yargılama sonucunda verilen İstanbul 31. Ağır Ceza Mahkemesinin 23/02/2022 tarih ve 2021/457 Esas, 2022/57 Karar sayılı kararının sanık ... müdafii ve sanık ... müdafii tarafından 5271 sayılı CMK’nin 291. maddesinde belirtilen süre içerisinde temyiz edildiği anlaşılmıştır.
    Dosya incelendi,
    Gereği görüşülüp düşünüldü;
    Oluşa göre; sanık ... hakkında maktul ...’i yardım etmek suretiyle kasten öldürme suçu yerine iştirak halinde kasten öldürme suçundan hüküm kurulmasında bir isabetsizlik görülmemiş olup, tebliğnamedeki bu hususa yönelen bozma düşüncesine iştirak edilmemiştir.
    Yargıtay bozma ilamından sonra verilen kararın ceza miktarına bakılmaksızın 5271 sayılı CMK'nin 307/3. maddesi gereğince temyize tabi olduğu belirlenerek yapılan incelemede;
    İstanbul 31. Ağır Ceza Mahkemesinin 09/07/2019 tarih ve 2018/452 Esas, 2019/300 Karar sayılı kararının istinaf edilmesi üzerine, İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 1. Ceza Dairesinin 19/06/2020 tarih ve 2019/2327 Esas, 2020/737 Karar sayılı kararı ile istinaf başvurularının esastan reddine karar verildiği, bu kararın temyiz edilmesi sonucu Yargıtay 1. Ceza Dairesinin 25/10/2021 tarih ve 2020/4335 Esas, 2021/13582 Karar sayılı ilamı ile kararın bozulmasına karar verildiği, bozma ilamı üzerine İstanbul 31. Ağır Ceza Mahkemesinin bozmaya uyarak yeniden yapmış olduğu yargılama sonucunda sanıklar hakkında kurulan mahkumiyet hükümlerinde tüm dosya kapsamına göre hukuka uygun olduğu anlaşıldığından; sanık ... müdafiinin; sanık hakkında lehe olan hükümlerin uygulanması gerektiğine, sanığın maktulü öldürme kastı bulunmadığına, ağır tahrik altında suçu işlediğine, TCK’nin 62. maddesinin uygulanması gerektiğine, sanık ... müdafiinin; sanığın atılı suçtan beraatine karar verilmesi gerektiğine, aksi kanaatle ceza tesisi edilecek ise de hakkında sanık lehine olan hükümlerin uygulanması gerektiğine, iştirak iradesi bulunmadığına, yönelen ve yerinde görülmeyen temyiz sebeplerinin reddiyle, 5271 sayılı CMK’nin 302/1. maddesi uyarınca isteme uygun olarak, TEMYİZ İSTEMLERİNİN ESASTAN REDDİ ile HÜKÜMLERİN ONANMASINA,
    Dosyanın, 28/02/2019 tarihinde Resmi Gazete'de yayımlanarak yürürlüğe giren 7165 sayılı Kanun'un 8. maddesi ile değişik 5271 sayılı CMK'nin 304/4. maddesi gereğince "İstanbul 31. Ağır Ceza Mahkemesine, kararın bir örneğinin ise İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 1. Ceza Dairesine gönderilmek üzere" Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına TEVDİİNE, 02/11/2022 gününde oy çokluğu ile karar verildi.

    KARŞI OY:

    Mevcut davada uyuşmazlık konusu olan husus sanıklardan ...’ın hukuki sorumluluğunun ne olduğu yolundadır.
    Maktül bir fırında işçi olarak çalışmakta, sanık ... da yakında oturmaktadır. Sanık ... fırının yarattığı dumandan şikayetçidir ve bu konuda evvelce şikayetlerini bildirmiştir. Zira fırın ...’in evinin hemen arka sokağındadır. (Bu arada diğer sanık ... oldukça uzak bir lokasyonda Arnavutköy’de oturmaktadır.)
    Olay günü saat 22.00 sıralarında, yine ...’in konut tarafına duman gelmiş, bunun üzerine ... ve o gece kendisinde misafir olarak bulunan damat ... ile birlikte fırına gitmişlerdir.
    Fırında maktül ... bulunmaktadır. Maktül fırında bir işçidir ve sahibi değildir.
    ... duman nedeniyle maktüle çıkışmıştır. Maktül ise bu iki sanığa doğru küfür etmiştir. Sanıklar da hem küfüre karşılık vermiş, hem de "bekle geliyorum" diyerek olay yerinden ayrılmışlar ve en fazla 10 dk. sonra fırının önüne geri gelmişlerdir. Bu defa damat ...’in elinde silah vardır. Bu sırada sanık ..., ...’e "SIKMA" demiştir. Eş zamanlı olarak maktül hem fırından bıçak almış, hem küfüre devam etmiştir. Bu sırada ... silahı bir kez sıkmış, silah tutukluluk yapmış, o silahla uğraşırken yine ... fırın önündeki odun parçalarından birini alarak maktüle vurmak üzere savurmaya başlamıştır. Silahı kurmaya çalışan ... bunda başarılı olmuş ve tek el ateş ederek maktulü öldürmüştür. İki sanık da olay yerinden kaçmıştır.
    Olay tarihi 29 Temmuz, ...’in yakalanması 30 Temmuz, ...’in yakalanması ise, 26 Ağustos'tur.
    Tüm deliller tanık anlatımları ve olay örgüsü içinde, tabanca ...’in dir ve sanıklar ilk küfürleşmeden sonra eve, tabancayı almaya gitmişlerdir. Fırına gelirken tabancayı ... taşımaktadır.
    Fırına ikinci gelişte ... sanık ...’e tabancayı sıkmamasını söylemiştir. Dahası kendi tabancasını kendi de kullanmamış ve maktulü, odun ile darp etmek için hamle yapmıştır. İşte tam bu sırada damat ... silahı onarmış ve ateşlemiştir.
    ...’in ...’in silahı sıkmasını ve öldürmesini söylediği bir an yoktur. Savurduğu odun ile bıçak savuran maktülle bire bir kavgaya tutuşmuştur. Ancak bu durum, ...’in işini daha kolay yapması ve Hakkı’yı vurması için yapılmış bir hamle değildir. Bilakis ...’e “sıkma” demiştir. ...’e ait tabanca bir güç bir tehdit aracı olarak olay yerine getirilmiştir. Zira karşıdan (maktülden) de bir direnç vardır.
    Aslında eylem ... yönünden incelendiğinde TCK’nin 106/2-a-c olarak görünmektedir. ... ...’in rızası hilafına bireysel bir hareketle ateş etmiştir. TCK’nin 106/3. maddesi her ne kadar TCK’nin 44. maddesinin istisnası olarak görünmekte ise de ... asli fail (öldürmede) değildir. 106/3. madde yönünden 39. maddeye yönelene bir kusur paylaştırımı ve iştirak göndermesi ise yasanın lafzına ve ruhuna uygun değildir.
    Bu nedenle ... sadece kendi kusurundan ve kendi eyleminden sorumludur. TCK’nin 106. maddesi yönünden açılmış bir dava henüz yoktur. O halde ...’in eylemi TCK’nin 86. maddesi kapsamında kalır.
    Bu deliller ve yasal düzenleme karşısında sanık ...’in TCK’nin 37. maddesi uyarınca sorumlu tutulamayacağına ve TCK’nin 86. maddesi çerçevesinde cezalandırılmasına yönelik tespitlerim ile sayın çoğunluğun, sanık ... hakkındaki TCK’nin 37. maddesi delaletiyle TCK’nin 81, 29, 53. maddeleri uyarınca cezalandırılmasına yönelik görüşüne iştirak etmiyorum.
    Sanık ...’in suç vasıflandırması ve TCK’nin 29. maddesi yönünden yapılan uygulama ve hadlere ise iştirak ediyorum. 03/11/202

    Hemen Ara