Esas No: 2022/3940
Karar No: 2022/5019
Karar Tarihi: 20.06.2022
Yargıtay 11. Hukuk Dairesi 2022/3940 Esas 2022/5019 Karar Sayılı İlamı
11. Hukuk Dairesi 2022/3940 E. , 2022/5019 K.Özet:
Davacı, sözleşmenin ifa edilmemesi sebebiyle sözleşme bedelinin tahsili istemine ilişkin davasında ilk derece mahkemesi davanın reddine karar vermiş, mahkemenin kararı davacının vekilinin istinafına karşı Bölge Adliye Mahkemesi'nce süre yönünden reddedilmiştir. Davacı, temyiz başvurusunda bulunmuş ancak Yargıtay, istinaf isteminin kanuni süresinde yapılmadığı gerekçesiyle Bölge Adliye Mahkemesi kararını onamıştır. Karşı oy ise, Bölge Adliye Mahkemesi'nin yetkisini aşarak temyiz istemini süreden reddetmesinin doğru olmadığını belirtmiştir. HMK'nın 346/1 ve 2. maddeleri istinaf dilekçesinin süre geçtikten sonra verilmesi durumunda kararın reddedileceği ve bu ret kararına karşı ilgili kişinin 1 hafta içinde istinaf yoluna başvurabileceği hükümlerini içermektedir.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ : BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ 6. HUKUK DAİRESİ
Taraflar arasında görülen davada Batman 4. Asliye Hukuk Mahkemesince verilen 04.11.2021 tarih ve 2020/472 E. - 2021/764 K. sayılı kararın davacı tarafından istinaf edilmesi üzerine, istinaf isteminin süre yönünden reddine dair Diyarbakır Bölge Adliye Mahkemesi 6. Hukuk Dairesi'nce verilen 17.02.2022 tarih ve 2022/584 E. - 2022/395 K. sayılı kararın Yargıtay'ca incelenmesi davacı tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve yine dosya içerisindeki dilekçeler, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:
Dava, sözleşmenin ifa edilmemesi sebebiyle sözleşme bedelinin tahsili istemine ilişkindir. İlk Derece Mahkemesince davanın reddine karar verilmiş, mahkemenin kararı davacının 14.12.2021 tarihinde vekillikten çekilen vekiline aynı tarihte tebliğ edilmiştir. Davacı asil 20.01.2022 tarihinde istinaf kanun yoluna başvurmuş ise de Bölge Adliye Mahkemesince temyiz süresinin 28.12.2021 tarihinde sona erdiği gerekçesi ile istinaf isteminin süreden reddine karar verilmiştir.
Kararı, davacı temyiz etmiştir.
Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı gerektirici sebepler ile HMK'nın 352/1. maddesi uyarınca istinaf isteminin süresinde yapılmadığı yönündeki tespitin usul ve yasaya uygun olmasına göre Bölge Adliye Mahkemesi kararının onanması gerekmiştir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerden dolayı, davacının bütün temyiz itirazlarının reddiyle usul ve kanuna uygun bulunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının ONANMASINA, HMK'nın 372. maddesi uyarınca işlem yapılmak üzere dava dosyasının İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine, temyiz harcı davacıdan peşin alındığından başkaca harç alınmasına mahal olmadığına, 20/06/2022 tarihinde kesin olarak oyçokluğuyla karar verildi.
KARŞI OY
6100 sayılı HMK 346/1 maddesinde “ istinaf dilekçesinin kanuni süre geçtikten sonra verilmesi durumunda, kararı veren mahkemenin istinaf dilekçesinin reddine karar vereceği, 344. maddeye göre yatırılan giderden karşılanmak suretiyle ret kararının ilgiliye tebliğ edileceği” düzenlenmiş, maddenin 2. fıkrasında da bu ret kararına karşı tebliği tarihinden itibaren 1 hafta içinde istinaf yoluna başvurabileceği öngörülmüştür.
Yargıtay İ.B.K 01.06.1990 tarih, 1988/3 Esas 1990/4 Karar sayılı kararında da temyiz kabiliyeti bulunmayan kararlarla ilgili mülga 1086 sayılı H.U.M.K hükümlerine göre, dosyanın mahalli mahkemeye geri çevrilmeden Yargıtayca karar verilebileceği içtihat edilmiştir.
Dava, 6100 sayılı HMK döneminde açılmış olup, Bölge Adliye Mahkemesi’ne, 01.06.1990 tarih, 1989/3 Esas 1990/4 Karar sayılı İ.B.K.’dan kaynaklanan mevdu bir yetki ve görev bulunmamaktadır.
Kanuni süre geçtikten sonra yapılan istinaf başvurularına ilişkin prosedür HMK 346 maddesinde açıklanmıştır.
Bölge Adliye Mahkemesi’nin açıklanan yasa hükmüne göre dosyayı ilk derece mahkemesine iade etmesi gerekirken yazılı şekilde yetki aşımı sonucu temyiz isteminin süreden reddine karar vermesi doğru değildir.
Bölge Adliye Mahkemesi kararının açıklanan nedenle bozulması gerekirken yazılı gerekçe ile onanmasına ilişkin sayın çoğunluk görüşüne karşıyım.