Esas No: 2012/1454
Karar No: 2012/4428
Yargıtay 23. Hukuk Dairesi 2012/1454 Esas 2012/4428 Karar Sayılı İlamı
Özet:
Davacı kooperatifin eski yönetim kurulu üyeleri aleyhine açtığı sorumluluk davası reddedilmiştir. Gerekli usul eksikliklerinin tamamlanması gerektiği belirtilerek, davaya devam edilmesi veya genel kurul kararı ile sorumluluk davası açılması gerektiği ifade edilmiştir. Kararın dayanağı, Kooperatifler Yasası'nın 98. maddesi ve TTK'nun 341. maddesidir.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
Taraflar arasındaki alacak davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın reddine yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davacı vekilince temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.
-K A R A R-
Davacı vekili, davalıların vekili bulunduğu kooperatif nezdinde yaptıkları yolsuzluklar neticesinde kooperatifi zarara uğrattıklarını ileri sürerek, fazlaya ilişkin talep ve dava hakları saklı kalmak kaydıyla, 50.000,00 TL"nin davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsilini dava ve talep etmiştir.
Davalı vekilleri, davanın reddini savunmuştur.
Mahkemece, iddia, savunma, kısmen benimsenen bilirkişi raporu ve dosya kapsamına göre, davacı tarafın alacağa dayanak gösterdiği iddiaların ispatlanamadığı, SGK Prim borçlarının davalıların yönetimde bulunduğu esnada ödenmiş olduğu, yönetimden ayrıldıklarında kalan borç konusunda Genel Kurulun bilgilendirildiği, davalıların 2006 ve öncesine ait işlemler nedeniyle Genel Kurul tarafından ibra edilmiş oldukları gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.
Kararı, davacı vekili temyiz etmiştir.
1) Dava, davacı kooperatifin yönetim kurulu üyeleri tarafından zarara uğratıldığı iddiasına dayalı sorumluluk davasıdır. Kooperatifin eski yönetim kurulu üyeleri aleyhine açılan sorumluluk davasının görülebilmesi, 1163 sayılı Kooperatifler Yasası"nın 98 nci maddesinin yollamasıyla TTK.nun 341 nci maddesi gereğince, genel kurulun bu yönde karar alması ve davanın denetçiler tarafından açılması prosedürüne bağlıdır. Ancak, anılan usuli eksiklikler dava şartı olmayıp, sonradan da tamamlanabileceğinden anılan yönteme uyulmaması davanın hemen reddini gerektirmez. Esasen bu hususlar üzerinde mahkemece de re"sen durulması zorunludur.
Somut olayda davalılar aleyhine sorumluluk davası açılması yönünde genel kurulca alınmış bir karar bulunmadığı gibi dava, denetçiler tarafından da açılmamıştır. O halde, mahkemece, davacı tarafa, 6100 sayılı HMK"nun 52,53 ve 54. (HUMK"nun 39. Ve 40.) maddeleri uyarınca davalı hakkında sorumluluk davası açılmasına ya da açılan işbu davaya muvafakat verilmesine ilişkin genel kurul kararının ve davanın gelindiği aşamada görevde olan denetçilerin davayı açan vekile denetçi sıfatıyla verdikleri vekaletnamenin ibrazı için önel verilmesi, noksan olan usuli işlemler yerine getirildikten sonra işin esasına girilmesi ve davaya devam edilmesi, verilen süre içinde bu eksiklikler tamamlanmaz ise davanın açıklanan usul yönünden reddedilmesi gerekirken; anılan usuli eksiklikler üzerinde durulmadan yazılı şekilde hüküm kurulması doğru görülmemiştir.
2) Bozma nedenine göre, davacı vekilinin temyiz itirazlarının incelenmesine şimdilik gerek görülmemiştir.
SONUÇ:Yukarda (1) numaralı bentte açıklanan nedenle, hükmün BOZULMASINA, (2) numaralı bentte açıklanan nedenle, davacı vekilinin temyiz itirazlarının incelenmesine şimdilik yer olmadığına, peşin alınan harcın istek halinde iadesine, kararın tebliğinden itibaren 15 gün içerisinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere 28.06.2012 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.