Yargıtay 11. Hukuk Dairesi 2021/1013 Esas 2022/5287 Karar Sayılı İlamı

Abaküs Yazılım
11. Hukuk Dairesi
Esas No: 2021/1013
Karar No: 2022/5287
Karar Tarihi: 27.06.2022

Yargıtay 11. Hukuk Dairesi 2021/1013 Esas 2022/5287 Karar Sayılı İlamı

11. Hukuk Dairesi         2021/1013 E.  ,  2022/5287 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ : ANKARA BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ 22. HUKUK DAİRESİ

    Taraflar arasında görülen davada... Asliye Ticaret Mahkemesince verilen 05.03.2019 tarih ve 2018/358 E- 2019/228 K. sayılı kararın davacı vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, istinaf isteminin kabulüne dair Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 22. Hukuk Dairesi'nce verilen 19.10.2020 tarih ve 2019/1454 E- 2020/1232 K. sayılı kararın Yargıtay'ca incelenmesi davacı vekili tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve yine dosya içerisindeki dilekçeler, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:
    Davacı vekili, davalıların ortağı olduğu adi şirket tarafından keşide edilen bonoya dayalı olarak başlatılan takibe davalılardan ... bonoda yer alan imzanın kendisine ait olmadığı iddiasıyla itiraz ettiğini, mahkemece takibin ... yönünden iptaline karar verildiğini, adi ortaklıkta ortaklar zorunlu dava arkadaşı olmasına ve ortaklardan biri tarafından itiraz edilmesine karşın taraf teşkili sağlanmadan hüküm verildiğini, adi ortaklıkta ortaklardan birinin borçlandırıldığını, diğerinin ise alacaklı olacak şekilde hareket ettiklerini, adi ortaklığın borcuna karşılık düzenlenen bonoda imzası olmayan ortağın borçlu olmadığı iddiasının dolandırıcılık kastıyla yapıldığını bu hususta davalılar aleyhine suç duyurusunda bulunulduğunu ileri sürülerek, ... ve ...’den oluşan adi ortaklığın davacıya borçlu olduğunun tespitini ve 115.000 TL alacağın davalılardan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
    Davalı ... vekili, davalının davacıya herhangi bir borcu olmadığını, bonoda imzası bulunmaya bir kişinin bonodaki borçtan dolayı sorumlu olmayacağını belirterek, davanın reddini istemiştir.
    Davalı ... cevap dilekçesi sunmamıştır.
    İlk derece mahkemesince, iddia, savunma, bilirkişi raporu ve tüm dosya kapsamına göre; davacı defterlerinde davalılara ve adi ortaklığa bir satış kaydı olmadığı, dava konusu senedin de kayıtlı olmadığının belirlendiği, davalıların ise defter ve kayıtlarını yapılan tebligata rağmen sunmadığı, dava konusu senette, davalı ...'nın imzasının olmadığı, senedi imzalayan davalı ...'ın adi şirketin temsilcisi olduğu ve bu sıfatla senedi imzaladığı, davacı tarafından ispatlanmadığından, adi ortaklığın dolayısı ile adi ortakların bu sıfatla senet borcundan sorumlu olmayacakları, davalı ...’ın davayı kabul ettiğinden bu davalı yönünden davanın kabulü gerektiği, davalı ... hakkında başlatılan icra takibine itiraz etmeyip takip kesinleşmiş bulunduğundan ve açılan davayı ilk oturumda kabul ederek aleyhine davanın açılmasına sebebiyet vermemiş bulunduğundan yargılama giderlerinden sorumlu tutulmadığı gerekçesiyle davalı ... aleyhine açılan davanın kabulüne, 115.000 TL’nin 30.06.2015 tarihinden itibaren avans faizi ile birlikte davalıdan tahsiline, davalı ... ve adi ortaklık aleyhine açılan davanın reddine karar verilmiştir.
    Karara karşı davacı vekili tarafından istinaf kanun yoluna başvurulmuştur.
    Ankara Bölge Adliye Mahkemesince, tüm dosya kapsamına göre; dosya içerisindeki belge ve bilgilerden adi ortaklığın sadece davalılardan Bayram tarafından temsil edildiğine dair bir kayıt bulunmadığı, bu nedenle TBK’nın 625. maddesine göre adi ortaklığı borç altına sokan işlemlerde her iki ortağın da imzasının olması gerektiği, davaya ve takibe konu bonodan dolayı, imzası olmayan diğer ortak davalı ...'i sorumlu tutmanın hukuken mümkün olmadığı, ancak mahkemenin kısa ve gerekçeli kararında davacı tarafından dava dilekçesinde taraf olarak gösterilmeyen adi ortaklığa yönelik de hüküm kurulduğu, davalıların oluşturduğu adi ortaklığın mahkeme karar başlığından ve dava dilekçesinden de anlaşılacağı üzere davada taraf olmadığı, hükmün HMK’nın 297. maddesine göre davada taraf olan kişilere yönelik kurulabileceği bu nedenle adi ortaklığın kararda gösterilmesine hukuken olanak bulunmadığı gerekçesiyle davacı vekilinin istinaf başvurusunun kabulüne, ilk derece mahkemesi kararının HMK'nın 353/1.b.2. maddesi uyarınca kaldırılmasına, hüküm kısmındaki adi ortaklığa yönelik kısım çıkarılarak yeniden kurulmasına, davalı ...’a yönelik davanın kabulüne, 115.000 TL’nin 30.06.2015 tarihinden itibaren avans faizi ile birlikte davalıdan tahsiline, davalı ... aleyhine açılan davanın reddine karar verilmiştir.
    Kararı davacı vekili temyiz etmiştir.
    İlk Derece Mahkemesince verilen karara yönelik olarak yapılan istinaf başvurusu üzerine HMK'nın 355 vd. maddeleri kapsamında yöntemince yapılan inceleme sonucunda Bölge Adliye Mahkemesince esastan verilen nihai kararda, dosya kapsamına göre saptanan somut uyuşmazlık bakımından uygulanması gereken hukuk kurallarına aykırı bir yön olmadığı gibi HMK'nın 369/1. ve 371. maddelerinin uygulanmasını gerektirici nedenlerin de bulunmamasına göre usul ve yasaya uygun Bölge Adliye Mahkemesi kararının onanmasına karar vermek gerekmiştir.
    SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle, davacı temyiz isteminin reddi ile Bölge Adliye Mahkemesince verilen kararın HMK'nın 370/1. maddesi uyarınca ONANMASINA, HMK'nın 372. maddesi uyarınca işlem yapılmak üzere dava dosyasının İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine, aşağıda yazılı bakiye 26,30 TL temyiz ilam harcının temyiz eden davacıdan alınmasına, 27/06/2022 tarihinde kesin olarak oyçokluğuyla karar verildi.

    KARŞI OY

    Somut uyuşmazlıkta, 30.06.2014 tanzim, 30.06.2015 vade tarihli alacaklısı ..., borçlusu Yıldızhan İnşaat Mobilya ...-... ortaklığı kaşesi altında ortaklardan ... tarafından imzalanan, malen kayıtlı 115.000,00 TL bedelli bonoya istinaden alacaklı tarafından adi ortaklığı oluşturan ... ve ... aleyhine alacak davası açılmış,
    İlk Derece Mahkemesince davalı ... yönünden davanın kabulüne, davalı ... yönünden davanın reddine karar verilmiş,
    Davacı vekilinin istinaf kanun yolu başvurusu Bölge adliye Mahkemesince esastan red edilmiş,
    Davacı vekilinin temyiz kanun yolu başvurusuda sayın çoğunluk görüşü doğrultusunda red edilerek Bölge Adliye Mahkemesi kararı onanmıştır.
    Davalı ... yönünden, davacı vekilinin temyiz isteminin reddi ile kararın onanmasına ilişkin çoğunluk görüşüne katılamıyorum.
    Uyuşmazlık, Yıldızhan İnşaat Mobilya ortaklığı kaşesi ile ortaklardan... tarafından imzalanan bononun, kaşede ismi yazılı olan ancak bonoyu imzalamayan diğer ortağıda ilzam edip etmeyeceğine ilişkindir.
    6098 sayılı T.B.K. 637/2 maddesinde “ortaklardan birinin ortaklık veya bütün ortaklar adına bir üçüncü kişi ile işlem yapması durumunda, diğer ortakların ancak temsile ilişkin hükümler uyarınca, bu kişinin alacaklısı veya borçlusu olacakları” düzenlenmiştir.
    Adi ortaklık sözleşmesi ... ve ... arasında... 2. Noterliği’nin 18.02.2013 gün ve 03787 Y. nolu işlemi ile düzenlenmiş olup, sözleşmenin 8. maddesinde ortakların şirketi müştereken yönetecekleri, 9. maddesinde temsile müştereken yetkili oldukları, 11. maddesinde de ortaklardan herhangi birinin ortaklık adına başkalarına diğer ortakların haberi olmadan borçlanamayacağı, çek, bono veremeyeceği düzenlenmiştir.
    Ancak adi ortaklık sözleşmesinin Ticaret Sicili Gazetesinde ilan edilip edilmediği anlaşılamamaktadır.
    Sözleşme Ticaret Sicili Gazetesinde dava konusu kambiyo senedinin düzenlendiği tarihten önce ilan edilmiş ise sözleşmenin 8, 9 ve 11. maddeleri artık 3. kişi olan davacıyı da bağlayacağından, sözleşme hükümlerine rağmen ortaklardan yalnızca Bayram tarafından imzalanan bono imzası olmayan diğer ortağı ilzam etmeyeceğinden mahkemece davalı ... yönünden davanın reddedilmesinde hukuka aykırı bir yön bulunmamaktadır.
    Adi ortaklık sözleşmesinin ilan edilmemiş olması durumunda ise, sözleşme hükümlerinin iyi niyetli olan davacıya karşı ileri sürülmesi mümkün değildir.
    Bu halde, adi ortaklığın tüzel kişiliğini bulunmadığından, ortaklığı, üçüncü kişilerle yapılacak işlemlerde her ortağın temsil hakkına sahip olduğu 6098 sayılı TBK 625/1 ve 637/2 maddesi gereğidir.
    Dosyada mevcut emre muharrer senette adi ortaklık kaşesinin bulunduğu, altının ortaklardan Bayram tarafından imzalandığı, diğer ortak...’nın kaşede ismi yer olmasına rağmen imzasının bulunmadığı görülmektedir.
    TBK 637/2 maddesi hükümleri gereğince adi ortaklığı temsilen şeriklerden Bayram’ın imzaladığı bonodan dolayı diğer şirket ortağı...’da sorumludur.
    Bu durumda, ortaklık sözleşmesinin Ticaret Sicil Gazetesinde ilan edilip edilmediği sorularak ilan edilmiş ise artık sözleşmenin 8, 9 ve 11. maddeleri gereğince bonoda imzası bulunmayan ortak...’nın sorumluluğuna gidilemeyeceğinden ... hakkındaki davanın reddine, sözleşme ilan edilmemiş ise yukarıda açıklanan nedenlerle davalı ... hakkındaki davanın da kabulüne karar verilmek üzere kararın bozulmasına karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde davalı Fazlıya yönelik temyiz isteminin reddi ile kararın onanması isabetli olmamıştır.
    Maruz nedenle sayın çoğunluk onama gerekçesine katılamıyorum.

    Hemen Ara