Esas No: 2021/1198
Karar No: 2022/5289
Karar Tarihi: 27.06.2022
Yargıtay 11. Hukuk Dairesi 2021/1198 Esas 2022/5289 Karar Sayılı İlamı
11. Hukuk Dairesi 2021/1198 E. , 2022/5289 K."İçtihat Metni"
MAHKEMESİ : BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ 14. HUKUK DAİRESİ
Taraflar arasında görülen davada İstanbul 15. Asliye Ticaret Mahkemesince verilen 29.03.2018 tarih ve 2014/585 E- 2018/314 K. sayılı kararın asıl davada davacı vekili ve asıl davada davalı ... vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, istinaf istemlerinin ayrı ayrı esastan reddine dair İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 14. Hukuk Dairesi'nce verilen 05.11.2020 tarih ve 2018/2219 E- 2020/1170 K. sayılı kararın Yargıtay'ca incelenmesi asıl davada davalı ... vekili tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve yine dosya içerisindeki dilekçeler, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:
Davacı vekili, davacının dava dışı Tümka Kablo San. A.Ş.’nin ortağı olduğunu, davalılardan ..., ... 08.07.2007 tarihinden itibaren ve davalı ...’nun 08.07.2011 tarihinden başlayarak, şirket yönetim kurulu üyesi ve şirketi münferit imzalarıyla temsil etmeye yetkili olduklarını, yönetim kurulu üyeleri birbirleri hakkında çeşitli suistimallerden bahseden ihtarname gönderilmesi üzerine şirkette yeminli mali müşavirlik firmasınca inceleme yaptırıldığını, raporunda usulsüzlüklerin tüm yönetim kurulu üyelerinin bilgisi dahilinde gerçekleştiğini ortaya koyulduğunu, davacının son genel kurulda hem şirkete ait finansal tabloları kabul etmediğini hem de yönetim kurulunu ibra etmediğini, denetim sonucu düzenlenen raporda, gerçekte var olmayan ancak hesaplarda gizlenen 13.733.093,45 TL tutarında fiktif çek tespit edildiğini, kasada olmadığı anlaşılan 1.266.279,49 TL’nin şirket tarafından kasa hesabından çıkartılarak şüpheli alacaklar hesabına aktarıldığını, 31.12.2010 tarihinde mamul stokları hesabından 5.343.649,04 TL tutarındaki mamul stokunun azaltılarak Tesis Makine Cihazlar ve Demirbaşlar hesabına eklendiğini, yönetim kurulu üyelerinin her biri şirketle ticari ilişkiye girebilmek için şirket kurduğunu ve kendi şirketlerinden emsal değerinin üstünde mal satarak haksız kazanç elde ettiğini, bu bağlamda davalı ...’nun ilişkili olduğu Melmak Makara Matbaa. San. A.Ş.’ye 1.497.536,20 TL fazla ödeme yapıldığını, davalı ...’un ilişkili olduğu In-Co İç ve Dış Tic. Ltd. Şti. ile ve davalılar ... ve ... ile ilişkili Tek Kablo Kırma San. ve Ltd. Şti. ile mal alışverişi yapıldığını, davalıların dava dışı şirkete alınması planlanan arsaları şirketin parasıyla kendi mülkiyetlerine alıp daha sonra bu arsaları şirkete satmak suretiyle haksız kazanç elde ettiğini, davalıları şirketteki suistimallerini saklı tutmak amacıyla kilit noktalarda görev yapan şirket personeline hakkaniyete aykırı ücret ödediklerini, şirket envanterinde kayıtlı gayrimenkulün 30 yıllık amortismana tabi tutulması gerekirken 10 yıllık amortismana tabi tutulması sonucu 1.600.000,00 TL vergi cezası kesildiğini ve şirket tarafından ödendiğini, şirket murakıbı ...’in yönetim kurulu üyeleri tarafından yapılan usulsüz iş ve işlemleri konusunda, şirket ortaklarını bilgilendirmediğini, TTK uyarınca denetim görevini yerine getirmediğini, bu nedenle şirket zararlarından yönetim kurulu üyeleriyle birlikte sorumlu olduğunu, şirketin davalı yönetim kurulu üyeleri ile denetçisinin yetkilerini kötüye kullanıldıkları, görevlerini ihmal ettikleri, şirketi ve davacı pay sahibini hem doğrudan hem de dolaylı olarak zarara uğrattıklarını bu nedenle şirkette
yönetim, temsil, ilzam ve denetim yetkisine sahip davalıların görev sürelerince şirkete verdikleri zararlar ile mahrum kalınan kâr dahil, doğrudan zararın da tespit edilip davalılardan müteselsilen tazmin edilmesine, tespit ettirilecek zarar miktarına göre değiştirilmek ve artırılmak üzere belirsiz alacak şeklinde, şimdilik davalıların her birinin
şirkete verdikleri zararlar için 10.000,00 TL'nin davalılardan tahsili ile şirkete ödenmesine, doğrudan davacıya verdikleri zararlar için 10.000,00 TL maddi tazminat ve 20.000,00 TL manevi tazminatın davalılardan tahsili ile davacıya ödenmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı ... vekili, şirketin batma noktasına geldiğinin farkına varan davalının, davacının da aralarında olduğu diğer hissedarları bu durumdan haberdar ettiğini, bunun üzerine hissedarların aldıkları kararlar ile şirketi tekrar kâr eden bir kuruluş haline getirmek amacıyla gerekli tedbirleri almaya çalıştıklarını, davalının 2011 yılı dahil olmak üzere yer aldığı bütün yönetim kurulu üyeleri dönemlerinde genel kurul tarafından ibra edildiğini, 2011 yılı ve öncesinde davalının davacının iddialarını dayandırdığı raporun yanlı ve eksik bilgiler doğrultusunda hazırlandığını, şirket içerisinde hiçbir zaman yönetim kurulu üyeleri arasında görev paylaşımı yapılmadığını, davacının iddialarının yersiz olduğunu belirterek, davanın reddini istemiştir.
... vekili, yönetim kurulu üyeleri arasında yazılı ve fiili görev ve sorumluluk ayrımının olduğunun, davalının bakır satın alma, satış, pazarlama ve ticari ilişklerden sorumlu olduğunu, davalının ilişkili olduğu şirketle piyasa fiyatlarının üzerinde herhangi bir alım satım olmadığını, davacının ileri sürdüğü rapordaki yorumlara itibar edilmemesi gerektiğini, söz konusu arsaların fiyat yükseltilmesinin önüne geçmek, vergi ve muhasebesel kaygılarla davalı üzerine alındığını, davalı tarafından işçilere yasal olmayan ödeme yapılmadığını, vergi cezasından sorumluluk diğer davalı ...’na ait olduğunu, davalının şirketten alacaklı konumda olduğunu, şirketi ayakta tutmaya çalıştığını, şirketin zarara uğramasında diğer davalıların sorumlu olduğu, davalının sorumluluğuna gidilemeyeceğini, davalının müteselsil sorumluluğu bulunmadığını belirterek davanın reddini istemiştir.
..., davacının şirket murakıbı olarak davalıya dava açamayacağını, davalının denetim sırasında edindiği bilgileri genel kurul ile paylaştığını, 2011 yılına kadar her sene ibra edildiğini belirterek, davanın reddini istemiştir.
Birleşen İstanbul 4. Asliye Ticaret Mahkemesi'nin 2014/123 Esas sayılı dava dosyasında davacı vekili, davacının dava dışı Tümka Kablo San. A.Ş.’nin hissedarı olduğunu, davalılar ..., ... ve ...’nun şirket yönetim kurulu üyesi olduğunu, dava dışı ...’un ise yönetim kurulu başkanı olarak diğer yönetim kurulu üyelerinin verdiği bilgiler doğrultusunda pazarlama ve ticari işlerinin yürütülmesinden sorumlu olduğunu, davacının yıllar boyunca şirket genel kurulundan kendisine sunulan bilgiler, hesap ve bilançolara güvenerek işleyişin devam etmesini sağlandığını, ancak mart 2013'te şirket yönetim kurulu başkanı ...’un istifa ettiğini, şirket ortaklarına gönderdiği ihtarname ile şirket ortakları hakkında ... ve diğer davalılar hakkında suçlamalarda bulunduğunu, davacının olağanüstü genel kurulu toplantısı yapılmasını istediğini, bu zaman zarfında şirketle ilgili herhangi bir bilgi ve belge alamadıklarını, davalıların yaptıkları usulsüz işlemler nedeniyle şirketin batırıldığını, içinin boşaltıldığını bu nedenle davacının zarara uğratıldığını, bu zarara davalıların sebep olduklarını ileri sürerek, toplam zararın tespitine, verilen bu zarardan her bir davalının sorumluluk miktarlarının tespitine, davalıların eylemleri sebebiyle gerek davacının gerekse davacının hissedarı olduğu sair şirketlere verilen zararlar sebebiyle her türlü tazminat ve talep haklı saklı kalmak kaydıyla her bir davalı için şimdilik 1.000.- TL olmak üzere toplam 3.000.- TL’nin tahsiliyle Tümka Kablo San. A.Ş.'ye ödenmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir
Birleşen davanın davalıları davanın reddini istemiştir.
Birleşen İstanbul 4. Asliye Ticaret Mahkemesi'nin 2014/1481 Esas sayılı dava dosyasında davacı vekili, davacının Tümka Kablo San. A.Ş.’nin hissedarı olduğunu, yönetim kurulu üyesi davalı ...’un ve diğer şirket ortakları ..., ..., ... , ..., ...'ın özen ve sadakat
yükümlülüğüne uymadığını, davalı ...’un hileli işlemlerle fatura keserek, şirketin mevduat hesaplarından çektiği paraları şirket kasasına yatırmadığını, benzeri davranışlarla, şirketi zarara uğrattığını, içinin boşaltılmasına neden olduğunu, davalıların birlikte hareket ederek 16.03.2013 tarihinde şirketin içerisinde bulunan 6 kamyon PVC’yi sevk irsaliyesiz ve faturasız olarak başka bir yere naklettiklerini, bu suretle şirketin aktifini azaltarak zarar verdiklerini, bu konuyla ilgili olarak suç duyurusunda bulunulduğunu, davalıların şirket hakkında yapılan icra ödeme emirlerini takip etmeyerek takiplerin kesinleşmesine sebep olduğunu, davalı yönetim kurulu üyesi ...’un diğer davalı yönetim kurulu üyeleriyle birlikte hareket ederek şirketi zarara uğratması nedeniyle şirket ortağı olan davacının mağdur edildiğini ileri sürerek, şirkete tedbiren kayyım tayin edilmesini, davalıların şirkete verdiği zararların tespiti ile tüm hakları saklı kalmak kaydıyla şimdilik belirsiz alacak olarak 10.000,00 TL’nin zarar verme tarihinden itibaren işleyecek reeskont faiziyle birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsiline karar verilmesini dava ve talep etmiştir.
Birleşen davanının davalıları davanın reddini istemiştir.
İlk Derece Mahkemesince, iddia, savunma, bilirkişi raporu ve tüm dosya kapsamına göre; tazminat sorumluluğunu gerektiren dönemin 17.02.2009 ile 09.10.2013 tarihleri arasındaki dönem olduğunu, 2009-2010 ve 2011 yılları yönünden yönetim kurulu ve denetçilerinin oybirliği ile ibra edildiği, 2012 yıla ait genel kurulun 09.10.2013 tarihinde yapıldığını ve yönetim kurulunun ..., ... ve ...’un oyları ile ibra edilmediği, asıl dava dosyasında, davalı ... ...yönünden, Tümka Kablo San. A.Ş.’de 11/07/2012 ile 14/05/2013 tarihleri arasında denetçi olarak görev yaptığı, görev yaptığı süre içinde düzenlediği denetçi raporlarında şirkette yapılan tüm usulsüzlükleri 2009 yılından başlamak üzere rapor ettiği, bu raporlara rağmen davacı ... ve diğer şirket ortaklarının oybirliği ile şirketin finansal tabloları ile faaliyet raporlarını onayladığı, yönetim kurullarının ibra edildiği, denetçinin görevini yapmış olduğu ve sorumluluğundan bahsedilemeyeceği, davalılar ..., ... ve ... yönünden, davalıların 11/07/2012 ile 14/05/2013 tarihleri arasında Tümka Kablo San. A.Ş.’de yönetim kurulu üyesi olarak görev yaptıkları, 2013 yılına ait zararların tutarının 6.663.553,45 TL, 2012 yılına ait zararların tutarının 2.899.146,19 TL olarak tespit edildiği, 2012 - 2013 yıllarında ortaya çıkmış bulunan kasa açığı ile stok açıklarından kaynaklanan zararların önceki yıllara dayandığı, ancak ayrı ayrı hangi yıllarla ilgili olduklarının tespitinin olanaklı bulunmadığı, tespit edilen bu zarardan ..., ... ve ...'nun müteselsilen sorumlu olduğu, davacının talebi ile bağlı kalınarak 10.000,00 TL maddi tazminatın davalılardan müştereken ve müteselsilen alınarak Tümka Kablo San. A.Ş.’ye verilmesine karar verildiği, davacı ...’nin doğrudan zararı dosyaya ibraz edilen belgelerden tespit edilemediği, davalıların şirkete zarar veren eylemleri nedeniyle davacının kişilik haklarına bir saldırı da bulunulmadığı, birleşen İstanbul 4. Asliye Ticaret Mahkemesi'nin 2014/123 Esas sayılı dosyası yönünden, davalı ...’nun yönetim kurulu üyeliğinin 26/03/2013 tarihinden 15/05/2013 tarihine kadar iki aylık bir dönem için devam ettiği, bu iki aylık döneme ait olmak üzere zarara sebebiyet veren özel bir iş veya işlem tespit edilemediği, diğer davalılar ... ve ...
yönünden, davalıların 11/07/2012 ile 14/05/2013 tarihleri arasında Tümka Kablo San. A.Ş.’de yönetim kurulu üyesi olarak görev yaptıkları, 2013 yılına ait zararların tutarının 6.663.553,45 TL, 2012 yılına ait zararların tutarının 2.899.146,19 TL olarak tespit edildiği, 2012 - 2013 yıllarında ortaya çıkmış bulunan kasa açığı ile stok açıklarından kaynaklanan zararların önceki yıllara dayandığı, ancak ayrı ayrı hangi yıllarla ilgili olduklarının tespitinin olanaklı bulunmadığı, tespit edilen bu zarardan ... ve...'nun müteselsilen sorumlu olduğu, davacının talebi ile bağlı kalınarak 1.000,00 TL maddi tazminatın davalılardan alınarak Tümka Kablo San. A.Ş.’ye verilmesine karar verildiği, birleşen 4. Asliye Ticaret Mahkemesi'nin 2014/1481 Esas sayılı dosyası yönünden, davalı ...ve ... Tümka Kablo San. A.Ş.’de yönetim kurulu üyesi görevi almadıkları bu nedenle husumet itirazlarının kabul edildiği, ayrıca dava TTK’nın 558. maddesindeki 6 aylık hak düşürücü süre içinde açılmadığından tüm davalılar yönünden de dava şartı yokluğu nedeniyle davanın usulen reddine karar verilmiştir.
Karara karşı asıl davanın davacısı vekili ve asıl davanın davalısı ... vekili tarafından istinaf kanun yoluna başvurulmuştur.
İstanbul Bölge Adliye Mahkemesince, tüm dosya kapsamına göre; davalı denetçi ...'in 2009-2010-2011 yıllarına ait faaliyetlere ilişkin kaleme aldığı denetçi raporunda belirtilmiş usulsüzlüklerin esas itibariyle gerçeği yansıttığı, bu usulsüzlüklerin 2012-2013 yıllarına da sirayet ettiği, tüm bu usulsüzlüklere rağmen pay sahiplerince oybirliği ile adı geçen 2009-2010-2011 yıllarına ilişkin ibra kararı alındığı, davalı denetçinin de zarardan sorumlu tutulması gerektiği yönündeki davacı istinaf nedeni yerinde görülmediği, şirketin 2012-2013 yıllarındaki zararları dikkate alındığında dahi davacının doğrudan zararlarının tespit edilemeyeceği yönündeki dava dışı şirketin finansal yönden de incelenmesi suretiyle düzenlendiği anlaşılan bilirkişi raporundaki tespit ve belirlemeler de dikkate alındığında, dava dışı şirketin iflas dosyasında mevcut olan finansal kayıtlar incelenmek suretiyle davacının doğrudan zararının belirlenebileceği yönündeki davacı istinaf nedenin yerinde görülmediği, uyuşmazlıkta manevi tazminat şartları oluşmadığı ve davacının kişilik haklarının zedelendiği iddiasına yönelik kanıt sunulmadığı, davalı ... sorumluluk döneminin çok önemli bir bölümünde şirket yönetim kurulunda yer aldığı, bilirkişi kurulunca tespit edilen ve davalının sorumluluğunda olan dönemdeki usulsüzlüklerin neden olduğu şirket zararlarından bu davalının sorumlu olacağı, kusurda farklılaştırılmış teselsül hükümleri uyarınca sorumluluğu dışında kalan bir zarar olmadığı, zarar doğuran eylemlerin yıllara sari ve teselsül eden eylemler sonucu oluştuğu, hatta 2012-2013 yıllarına sari olduğu, davalının bulunduğu durum itibariyle diğer tüm yöneticilerin usulsüz işlemlerini bilebilecek ve gerekli önlemleri alabilecek durumda olduğu, farklılaştırılmış teselsül hükümlerine dayalı istinaf başvuru nedenleri de yerinde görülmediği, ilk derece mahkemesinin bilirkişi kurulu rapor ve içeriğindeki tespitler ile sunulu deliller ışığında verdiği karar ve gerekçesinde yasa ve usule aykırılık bulunmadığı gibi kamu düzenine aykırılık da görülmediği gerekçesiyle asıl davada davacı vekili ve asıl davada davalı ... vekilinin istinaf başvurularının ayrı ayrı esastan reddine karar verilmiştir.
Kararı asıl davada davalı ... vekili temyiz etmiştir.
Yapılan yargılama ve saptanan somut uyuşmazlık bakımından uygulanması gereken hukuk kuralları gözetildiğinde İlk Derece Mahkemesince verilen kararda bir isabetsizlik olmadığının anlaşılmasına göre yapılan istinaf başvurusunun HMK'nın 353/b-1 maddesi uyarınca Bölge Adliye Mahkemesince esastan reddine ilişkin kararın usul ve yasaya uygun olduğu kanısına varıldığından Bölge Adliye Mahkemesi kararının onanmasına karar vermek gerekmiştir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle, asıl davada davalı ... vekilinin temyiz isteminin reddi ile Bölge Adliye Mahkemesince verilen kararın HMK'nın 370/1. maddesi uyarınca ONANMASINA, HMK'nın 372. maddesi uyarınca işlem yapılmak üzere dava dosyasının İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine, aşağıda yazılı bakiye 512,32 TL temyiz ilam harcının temyiz eden asıl davada davalı ...'tan alınmasına, 27/06/2022 tarihinde kesin olarak oybirliğiyle karar verildi.