Esas No: 2021/1650
Karar No: 2022/5459
Karar Tarihi: 05.09.2022
Yargıtay 11. Hukuk Dairesi 2021/1650 Esas 2022/5459 Karar Sayılı İlamı
11. Hukuk Dairesi 2021/1650 E. , 2022/5459 K.Özet:
Niğde 2. Asliye Hukuk Mahkemesi'nde görülen bir davada, müvekkilinin davalıya teslim ettiği 2768 kasa elmanın ilerleyen süreçlerde teslim edilmediği ve dava açarak teslim edilmesini istediği belirtiliyor. Mahkeme, yapılan delil tespiti sonucunda sadece 872 kasa elma bulabildiğını, kalan 1896 kasa elmanın bulunmadığına hükmederek davalının kısmen kabul edilen talebi için 78.413,64 TL ödeme yapması gerektiğine karar verdi. Ancak davalı tarafın temyiz başvurusu üzerine Adana Bölge Adliye Mahkemesi 9. Hukuk Dairesi, davacı tarafına yaptırılan delil tespitine ilişkin masrafların yargılama giderleri arasında değerlendirilmediğini ve mahkemenin bu konuda hatalı bir karar verdiğini dile getirerek ilk derece mahkemesi kararını kısmen kabul etti. Yargıtay ise, davacı vekilinin temyiz istemini reddederken, davalı vekilinin temyiz istemini kabul ederek Bölge Adliye Mahkemesi kararının bozulmasını ve dava dosyasının yeniden Bölge Adliye Mahkemesi'ne gönderilmesini kararlaştırdı. Kanun maddeleri ise şu şekilde: HMK’nın 6763 sayılı Kanun'un 42. maddesi ile değişik 362/1-a maddesi, alacağın tamamının dava edilmiş olması halinde, kararda asıl talebinin kabul edilmeyen bölümü 40.000 TL'yi geçmeyen tarafın temyiz hakkı olmadığını ancak cevap dilekçesiyle katılma yoluyla temyiz başvurusunun yapılabileceğini düzenliyor. Kanun ayrıca kararların temyiz istemleri hakkında Bölge Adliye Mahkemesi'nin bir karar vermesi gerektiğini belirtirken, davacının temyiz istemi miktar bakımından reddedilmiştir.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ : BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ 9. HUKUK DAİRESİ
Taraflar arasında görülen davada Niğde 2. Asliye Hukuk Mahkemesince verilen 15.11.2018 tarih ve 2016/198 E- 2018/249 K. sayılı kararın taraf vekilleri tarafından istinaf edilmesi üzerine, istinaf istemlerinin esastan reddine-kabulüne dair Adana Bölge Adliye Mahkemesi 9. Hukuk Dairesi'nce verilen 26.10.2020 tarih ve 2019/604 E- 2020/909 K. sayılı kararın Yargıtay'ca incelenmesi taraf vekilleri tarafından istenmiş ve temyiz dilekçelerinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve yine dosya içerisindeki dilekçeler, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:
Davacı vekili, elma yetiştiriciliği yapan müvekkilinin 2768 kasa elmayı davalıya ait soğuk hava deposuna teslim ettiğini, ilerleyen süreçte elmaları teslim etmek istediğini ancak davalının çeşitli bahanelerle teslime yanaşmadığını, bunun üzerine mahkemeye başvurarak delil tespiti talep ettiklerini, yapılan delil tespiti neticesinde, soğuk hava deposunda müvekkiline ait sadece 872 kasa elma bulunabildiğini, kalan 1896 kasa elmanın bulunmadığını ileri sürerek, 87.595,20 TL elma bedeli, 7.584,00 TL kasa bedeli ve 802,90 TL delil tespiti gideri olmak üzere 95.982,10 TL’nın davalıdan tahsiline karar verilmesini istemiştir.
Davalı vekili, davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
İlk derece mahkemesince, iddia, savunma ve tüm dosya kapsamına göre, davacı tarafından saklama sözleşmesi gereğince 2768 kasa elmanın davalıya ait soğuk hava deposuna teslim edildiği, 764 kasanın davalı tarafından Niğde İcra Müdürlüğü'nün 2016/2983 esas sayılı dosyasıyla para çevrildiği, davalı tarafından dosyaya sunulan depo çıkış fişlerinden teslim eden ve teslim alan kısımlarının imzalı olduğu 306 adet elma kasasının olduğu, bakiye elma kasalarının teslim edildiğinin davalı tarafça ispatlanamadığı gerekçesiyle, davanın kısmen kabulü ile 78.413,64 TL’nın davalıdan tahsiline karar verilmiştir.
Karara karşı taraf vekilleri tarafından istinaf kanun yoluna başvurulmuştur.
İstinaf mahkemesince yapılan yargılama sonucunda, davalının tüm, davacının ise sair istinaf itirazlarının yerinde olmadığı ancak mahkemece davacı yanca yaptırılan delil tespitine ilişkin masrafların yargılama giderleri arasında gösterilip, haklı çıktığı oranda davacı lehine yargılama gideri olarak hükmedilmemesinin doğru olmadığı gerekçesiyle, davalının istinaf başvurusunun esastan reddine, davacı vekilinin istinaf başvurusunun ise kısmen kabulü ile, ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasına, esas hakkında yeniden hüküm tesis edilmek suretiyle, davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
Kararı, taraf vekilleri temyiz etmiştir.
1-) HMK’nın 6763 sayılı Kanun'un 42. maddesi ile değişik 362/1-a maddesi hükmüne göre, Bölge Adliye Mahkemelerinin miktar veya değeri 40.000,00 TL’yi geçmeyen davalara ilişkin verdiği kararlar aleyhine temyiz yoluna başvurulamaz. Aynı Yasa hükmünün 2. fıkrasında ise, alacağın tamamının dava edilmiş olması hâlinde, kararda asıl talebinin kabul edilmeyen bölümü kırk bin Türk Lirasını geçmeyen tarafın temyiz hakkı bulunmadığı ancak süresi içerisinde verilecek olan cevap dilekçesiyle katılma yoluyla temyiz başvurusu yapılabileceği düzenleme altına alınmıştır. Yukarıda zikredilen Yasa hükümlerinde yer verilen temyiz kesinlik sınırı HMK’nın Ek 1. maddesi uyarınca, Bölge Adliye Mahkemesince verilen hüküm tarihi itibariyle 72.070,00 TL’dir.
Davacı vekili, 95.982,10 TL’nın davalıdan tahsiline karar verilmesini istemiş, Bölge Adliye Mahkemesince, esas hakkında yeniden hüküm tesis edilmek suretiyle, davanın kısmen kabulüne ve 78.413,64 TL’nin davalıdan tahsiline karar verilmiştir. Davacı vekilince reddedilen tutar bakımından temyize başvurulmuşsa da redde konu tutar yukarıda belirtilen Yasa hükümlerine göre temyiz sınırının altında kaldığı gibi vaki temyiz başvurusunun katılma yoluyla yapılmadığı da anlaşılmıştır. Bu itibarla, HMK’nın 366. maddesi delaletiyle kıyasen uygulanması gereken aynı kanunun 346/2. maddesi hükmü uyarınca, kesin olan kararların temyiz istemleri hakkında Bölge Adliye Mahkemesince bir karar verilmesi gerekmekle birlikte, Yargıtay tarafından da bu yolda karar verilebileceğinden davacı vekilinin temyiz isteminin miktar bakımından reddine karar vermek gerekmiştir.
2-) Davalı vekilince ileri sürülen temyiz itirazlarının incelenmesine gelince, davalı yan, davacının, teslim ettiği elmaları peyderpey teslim aldığını savunmuş ve ispat zımmında depo çıkış fişleriyle birlikte 6 adet depo giriş fişini de dosyaya ibraz etmiştir. Söz konusu depo giriş fişlerinin en erken tarihli olanının 31.03.2016, en geç tarihli olanının ise 06.05.2016 düzenleme tarihini taşıdığı, 31.03.2016 düzenleme tarihini taşıyan 3 tanesinde hem teslim alan hem de teslim eden imzası bulunduğu, kalan 3 tanesinde ise sadece teslim eden imzasının yer aldığı görülmektedir. Mahkemece, sadece teslim eden imzasının yer aldığı depo giriş fişlerine itibar edilmemesinde bir isabetsizlik bulunmamakla birlikte hem teslim eden hem de teslim alan imzasını taşıyan fişlere depo giriş fişi olarak tanzim edildiklerinden bahisle itibar edilmemesi isabetli olmamıştır. Zira bilirkişi raporunda, yörede elma hasadının eylül ve ekim aylarında yapıldığı belirtilmiş olup esasen davacı yanca, depo giriş fişleriyle teslim edildiği ispatlanan 2768 kasa elmanın tamamı da 28.09.2015 ila 15.10.2015 tarihleri arasında teslim edilmiştir. Bu durumda, gerek hasat zamanının eylül ve ekim ayları olması gerekse de davacı yanca 31.03.2016 tarihinde düzenlenen 3 adet depo giriş fişi tahtında davalıya elma teslim edildiğinin iddia ve ispat edilememesi karşısında söz konusu fişlerin de depo çıkış fişi olduğunun ancak sehven depo giriş fişi olarak tanzim edildiklerinin kabulü gerekir. Bu itibarla, Bölge Adliye Mahkemesince, 31.03.2016 düzenleme tarihli 3 adet depo giriş fişinde belirtilen miktarda elmanın da davacıya teslim edildiğinin kabulü ile hüküm tesisi gerekirken yanılgılı değerlendirmeye dayalı olarak karar verilmesi doğru olmamış, Bölge Adliye Mahkemesi kararının bozularak kaldırılması gerekmiştir.
SONUÇ: Yukarda (1) numaralı bentte açıklanan nedenlerle davacı vekilinin temyiz isteminin miktar yönünden reddine, (2) numaralı bentte açıklanan nedenlerle davalı vekilinin temyiz isteminin kabulü ile Bölge Adliye Mahkemesi kararının BOZULMASINA, HMK'nın 373/2. maddesi uyarınca dava dosyasının Bölge Adliye Mahkemesi'ne gönderilmesine, ödedikleri peşin temyiz harcının istekleri halinde temyiz eden taraflara iadesine, 05/09/2022 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.