Esas No: 2021/3101
Karar No: 2022/5747
Karar Tarihi: 12.09.2022
Yargıtay 11. Hukuk Dairesi 2021/3101 Esas 2022/5747 Karar Sayılı İlamı
11. Hukuk Dairesi 2021/3101 E. , 2022/5747 K.Özet:
Davacı, davalıyla akdettiği acentelik sözleşmesinin davalı tarafından haksız feshedildiğini ve bu nedenle zarara uğradığını ileri sürerek maddi ve manevi tazminat talebinde bulunmuştur. Mahkeme, sözleşmenin yasalara aykırı şekilde derhal feshedilmesi nedeniyle davacının tazminat taleplerine hak kazandığına hükmetmiştir. Ancak, manevi tazminat ve kampanya komisyonu talepleri önceki bir kararla kesinleştiğinden karar verilmemiştir. Davalı vekili, mahkeme kararının bozulması için temyiz başvurusunda bulunmuştur ancak temyiz talebi reddedilmiştir. Türk Ticaret Kanunu'nun 122. maddesi, acentenin sözleşmenin sona ermesi sonrası portföy tazminatı talep etme hakkına sahip olduğunu ve daha sonra aldığı komisyon ve diğer ödemelerin ortalamasını aşamayacağını düzenlemektedir.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :TİCARET MAHKEMESİ
Taraflar arasında görülen davada İstanbul 5. Asliye Ticaret Mahkemesi’nce bozmaya uyularak verilen 26.01.2021 tarih ve 2018/1195 E. - 2021/42 K. sayılı kararın Yargıtayca incelenmesi davalı vekili tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve yine dosya içerisindeki dilekçeler, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:
Davacı vekili, taraflar arasında 20/03/2008 tarihli acentelik sözleşmesinin akdedildiğini, davalının 24/11/2011 tarihli mail ve 24/12/2011 tarihli noter tasdikli ihtarı ile sözleşmeyi feshettiğini bildirdiğini, davalının feshinin haksız olduğunu, davacının haksız fesih nedeni ile poliçe komisyon ve müşteri portföy kazancından mahrum kaldığını ileri sürerek, fazlaya dair haklar saklı kalmak kaydı ile 100.000,00 TL maddi tazminatın 24/12/2012 tarihinden itibaren işleyecek ticari faizi ile birlikte tahsilini, davacının acenteliğinin iptali ile iş yapamaz duruma gelmesi, ticari itibarının zedenlenmesi nedeniyle 30.000,00 TL manevi tazminatın dava tarihinden itibaren yasal faizi ile birlikte tahsilini, ödenmeyen kampanya komisyonlarından 10.000,00 TL'nin komisyon ödemelerinin yapılması gereken tarihten itibaren işletilecek ticari faizi ile birlikte tahsilini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili, davacının sözleşmede belirtilen şartlara ve talimatlara uymadığını, sözleşmenin haklı olarak feshedildiğini, davacının son iki yıldır kendisine verilen hedefleri gerçekleştiremediğini, bu nedenle de müvekkilinin zararına sebebiyet verdiğini, haklı fesih nedeniyle de davacının portföy tazminatı ve komisyon taleplerinin dayanağının olmadığını savunarak, davanın reddini istemiştir.
Mahkemece bozma ilamına uyularak yapılan yargılamanın sonucunda, taraflar arasındaki sözleşmenin 20/03/2008 tarihli olduğu ve 20/12/2011 tarihinde davalı tarafça noter kanalı ile feshedilmiş olduğu, ancak davalının sözleşmeyi süresinden önce ve ihbarda 3 aylık yasal süreyi acenteye tanımaksızın sözleşmeyi derhal feshetmesinin yasa hükümlerine aykırı olduğu, açıklanan nedenle davalının davacı acentenin sözleşmenin süresinden önce ve derhal feshedilmesinden doğan zararlarını tazmin etmesi gerekeceği, Türk Ticaret Kanununun 122. maddesinde, sözleşmenin sona ermesinden sonra, acentenin portföy tazminatına talep etme hakkının varlığına hükmedilmesi halinde, bunun 5 yıllık faaliyetinin sonucu aldığı komisyon ve diğer ödemelerin ortalamasını aşamayacağının düzenlendiği, inceleme sonucunda davacı ile davalının arasındaki sözleşmenin yürürlükte kaldığı 2008-2009-2010 ve 2011 yıllarına ilişkin ortalama kazancının 84.160,02 TL olduğunun tespit edilmiş olduğu ve bu nedenle davacının bu tutarda portföy zararının davalıdan tazminini istemekte haklı olduğu gerekçesiyle davanın kısmen kabulüne, 84.160,02 TL nın 24/12/2012 tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile davalıdan tahsili ile davacıya ödenmesine, fazlaya ilişkin istemin reddine, manevi tazminat ve kampanya komisyonu taleplerine ilişkin mahkememizce verilen 2014/796 E. 2016/48 K. sayılı karar kesinleştiğinden, bu taleplere ilişkin hüküm oluşturulmasına yer olmadığına karar verilmiştir.
Karar, davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Dosyadaki yazılara, mahkemece uyulan bozma kararı gereğince hüküm verilmiş olmasına ve delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre, davalı vekilinin bütün temyiz itirazları yerinde değildir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerden dolayı, davalı vekilinin bütün temyiz itirazlarının reddiyle usul ve kanuna uygun bulunan hükmün ONANMASINA, aşağıda yazılı bakiye 4,310,97 TL temyiz ilam harcının temyiz eden davalıdan alınmasına, 12/09/2022 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.