Esas No: 2022/2055
Karar No: 2022/5677
Karar Tarihi: 12.09.2022
Yargıtay 11. Hukuk Dairesi 2022/2055 Esas 2022/5677 Karar Sayılı İlamı
11. Hukuk Dairesi 2022/2055 E. , 2022/5677 K.Özet:
Konya 1. Asliye Hukuk Mahkemesinde görülen alacak davasının davalısı, Duisburg Asliye Hukuk Mahkemesi'nin davanın reddine karar verdiği bir dosyada davalı olarak yer almıştı. Davacı vekili, reddedilen bu davanın MÖHUK'un 58. maddesinde öngörülen şartları taşıdığını öne sürerek, Duisburg Mahkemesi'nin kararının tanınmasını talep etti. İlk derece mahkemesi, davayı kabul etti ancak istinaf sonucu dava hakkında karar verilmesine yer olmadığına karar verildi. Davacı vekili temyiz etti. Yargıtay 6. Hukuk Dairesi, 7194 sayılı Yasa'nın 41. maddesiyle eklenen geçici 4. maddeyi ve MÖHUK'un 54/1-c maddesini birlikte değerlendirerek, yabancı mahkeme kararının tanınmasının Türk kamu düzenine açık aykırılık teşkil edeceğine karar verdi ve kararı bozdu.
Kanun maddeleri açıklamaları: 7194 sayılı Yasa'nın 41. maddesiyle eklenen geçici 4. madde, birinci fıkra kapsamında kurulmuş olan ortaklık ilişkileri hakkında; geçerli bir ortaklık ilişkisi bulunmadığı veya primli pay satışı yapıldığı ileri sürülerek sebepsiz zenginleşme, haksız fiil, sözleşme öncesi görüşmelere aykırılık veya sözleşmeye aykırılık nedenlerine dayalı olarak açılan menfi tespit, tazminat veya alacak davalarında, karar verilmesine yer olmadığına dair karar verilir. MÖHUK'un 54/1-c maddesi ise, Türk kamu düzenine açık aykırılık taşıyan veya icra kabiliyeti veren hükümler hakkında Türkiye'de tanımanın veya tenfizin yapılamayacağını düzenliyor.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ : BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ 6. HUKUK DAİRESİ
Taraflar arasında görülen davada Konya 1. Asliye Hukuk Mahkemesince verilen 18.12.2018 tarih ve 2018/790 E- 2018/1266 K. sayılı kararın davalı vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, istinaf isteminin kabulüne dair Konya Bölge Adliye Mahkemesi 6. Hukuk Dairesi'nce verilen 22.09.2021 tarih ve 2019/1358 E- 2021/1854 K. sayılı kararın Yargıtay'ca incelenmesi davacı vekili tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve yine dosya içerisindeki dilekçeler, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:
Davacı vekili, davalının Almanya Duisburg Asliye Hukuk Mahkemesi'nin 4 O 23/10 numaralı dosyasında alacak davası ikame ettiğini, davanın müvekkili şirket açısından reddedildiğini ve kararın kesinleştiğini, kararın MÖHUK'un 58. maddesinde öngörülen şartları taşıdığını ileri sürerek, Duisburg Asliye Hukuk Mahkemesi'nin 4 O 23/10 numaralı kararın tanınmasına karar verilmesini istemiştir.
Davalı vekili, davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
İlk derece mahkemesince, davanın kabulüne karar verilmiştir.
Bu karara karşı, davalı vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.
Konya Bölge Adliye Mahkemesi 6. Hukuk Dairesi’nce, davanın 7194 sayılı Yasa'nın 41. maddesiyle 3332 sayılı Yasa'ya eklenen geçici 4. maddesi kapsamında olduğu gerekçesiyle ilk derece mahkemesi kararı kaldırılarak dava hakkında karar verilmesine yer olmadığına karar verilmiştir.
Kararı, davacı vekili temyiz etmiştir.
1- İlk Derece Mahkemesince verilen karara yönelik olarak yapılan istinaf başvurusu üzerine HMK'nın 355 vd. maddeleri kapsamında yöntemince yapılan inceleme sonucunda Bölge Adliye Mahkemesince esastan verilen nihai kararda, dosya kapsamına göre saptanan somut uyuşmazlık bakımından uygulanması gereken hukuk kurallarına aykırı bir yön olmadığı gibi HMK'nın 369/1. ve 371. maddelerinin uygulanmasını gerektirici nedenlerin de bulunmamasına göre davacı vekilinin aşağıdaki bent dışında kalan sair temyiz itirazlarının reddine karar vermek gerekmiştir.
2- Dava yabancı mahkeme kararının tanınmasına ilişkindir. Bölge Adliye Mahkemesince davanın 7194 sayılı Yasa’nın 41. maddesi kapsamında olduğu gerekçesiyle dava hakkında karar verilmesine yer olmadığına karar verilmiştir.
Tanıma davasına konu dava Bera Holding A.Ş. ye karşı açılmış, geçerli ortaklık ilişkisi kurulmadığından bahisle alacak istemine ilişkin olup, yabancı mahkemece davanın reddine verilmiştir. Oysa Türkiye’de açılan bu tür davalarda dosya hangi aşamada olursa olsun 7194 sayılı Yasa gereğince davacıların, davalı şirkete ortak olduğu kabul edilerek dava hakkında “karar verilmesine yer olmadığına” kararı verilmekte ve kararlar bu şekilde kesinleşmektedir. Buna karşın eldeki dosyada olduğu gibi yabancı ülkede açılan ve karara bağlanan aynı tür davalarda verilen ortak olmadığının tespiti, ödenen bedelin iadesi veya davanın farklı hukuki gerekçelerle reddine ilişkin yabancı mahkeme kararlarının tanınmasına ve tenfizine karar verilmesi halinde Türkiye’de açılan davalar ile yabancı ülkede açılan davalarda tamamen zıt sonuçlara ulaşılacak, ayrıca Türk Mahkemelerinin emredici yasal düzenleme sonucu verdikleri çok sayıdaki karara tezat teşkil edecek yabancı mahkeme kararlarına Türkiye’de icra kabiliyeti kazandırılacak ve netice olarak bu durum MÖHUK’un 54/1-c maddesinde düzenlenen Türk kamu düzenine açık aykırılık teşkil edecektir. Bu itibarla Bölge Adliye Mahkemesince 7194 sayılı Yasa’nın 41. maddesi ve MÖHUK’un 54/1-c maddesi birlikte değerlendirilerek yabancı mahkeme kararının tanınmasının Türk kamu düzenine açık aykırılık teşkil edeceği gözetilerek davanın reddine karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde karar verilmesi doğru görülmemiş ve kararın bu nedenle bozulmasına karar vermek gerekmiştir.
SONUÇ: Yukarıda (1) numaralı bentte açıklanan nedenlerle davacı vekilinin sair temyiz itirazlarının REDDİNE, (2) numaralı bentte açıklanan nedenlerle davacı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile Bölge Adliye Mahkemesi kararının BOZULMASINA, HMK'nın 373/2. maddesi uyarınca dava dosyasının Bölge Adliye Mahkemesi'ne gönderilmesine, ödediği peşin temyiz harcının isteği halinde temyiz eden davacıya iadesine, 12/09/2022 tarihinde oyçokluğuyla karar verildi.
KARŞI OY
Dava yabancı mahkeme kararının tanınması istemine ilişkindir. 07.12.2019 tarih, 30971 sayılı Resmi Gazete'de yayınlanan 7194 Sayılı Yasa’nın 41. maddesi ile 3332 sayılı Sermaye Piyasasının Teşviki, Sermayenin Tabana Yaygınlaştırılması ve Ekonomiyi Düzenlemede Alınacak Tedbirler İle 5422 Sayılı Kurumlar Vergisi Kanunu, 213 sayılı Vergi Usul Kanunu ve 3182 sayılı Bankalar Kanununda Değişiklik Yapılması Hakkında Kanun’a eklenen geçici 4. maddede “birinci fıkra kapsamında kurulmuş olan ortaklık ilişkileri
hakkında; geçerli bir ortaklık ilişkisi bulunmadığı veya primli pay satışı yapıldığı ileri sürülerek sebepsiz zenginleşme, haksız fiil, sözleşme öncesi görüşmelere aykırılık veya sözleşmeye aykırılık nedenlerine dayalı olarak açılan ve kanun yolu incelemesindekiler dahil görülmekte olan menfi tespit, tazminat veya alacak davalarında, karar verilmesine yer olmadığına dair karar verilir” hükmü yer almaktadır. Dava konusu yabancı mahkeme kararı yukarıda anılan madde kapsamında kalan Bera Holding A.Ş.ye karşı açılan alacak istemine ilişkindir ve bu kararın tanınmasına ilişkin eldeki dava halen derdesttir. Bu itibarla bu kararın tanınmasına ilişkin davanın da yukarıda anılan madde kapsamına girdiği ve bölge adliye mahkemesince anılan yasal düzenleme kapsamında karar verilmesi nedeniyle kararın onanması görüşünde olduğumdan sayın çoğunluğun yukarıdaki gerekçesine katılmıyorum.