Yargıtay 11. Hukuk Dairesi 2021/1834 Esas 2022/5827 Karar Sayılı İlamı

Abaküs Yazılım
11. Hukuk Dairesi
Esas No: 2021/1834
Karar No: 2022/5827
Karar Tarihi: 13.09.2022

Yargıtay 11. Hukuk Dairesi 2021/1834 Esas 2022/5827 Karar Sayılı İlamı

11. Hukuk Dairesi         2021/1834 E.  ,  2022/5827 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ : BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ 13. HUKUK DAİRESİ

    Taraflar arasında görülen davada İstanbul Anadolu 5. Asliye Ticaret Mahkemesince verilen 26.09.2018 tarih ve 2018/408 E- 2018/886 K. sayılı kararın davacı vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, istinaf isteminin esastan reddine dair İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 13. Hukuk Dairesi'nce verilen 26.11.2020 tarih ve 2019/271 E- 2020/1374 K. sayılı kararın duruşmalı olarak Yargıtay'ca incelenmesi davacı vekili tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, 6100 sayılı Kanun'un 369. maddesi gereğince miktar veya değer söz konusu olmaksızın duruşmalı olarak incelenmesi gereken dava ve işlerin dışında bulunduğundan duruşma isteğinin reddiyle dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve yine dosya içerisindeki dilekçeler, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:
    Davacı vekili, müvekkilinin davalı şirketin %49 payına sahip olduğunu, dava dışı ...'in ise %51 oranında ortak ve tek yetkili göründüğünü, İstanbul Anadolu 6. Asliye Ticaret Mahkemesi'nin 2016/320 esas sayılı dosyasında yapılan yargılama sonunda ...'in ortak olmadığına, yapılan hisse devri işleminin yok hükmünde olduğunun tespitine, genel kurulda alınan bu yöndeki kararları iptaline ve aynı zamanda yürütmenin durdurulmasına hükmedildiğini, bu kararla dava dışı ortağın yönetici sıfatının sona erdiğini, TTK'nın 623. maddesinin en az bir ortağın müdür olmasını öngördüğünü, 28/03/2018 tarihli genel kurul toplantısında müvekkilinin müdür olarak seçildiğini, ancak tescil ve ilanının yapılmadığını ileri sürerek, 28.03.2018 tarihinde yapılan RMC Şirketi Genel Kurulunda müdür seçilen müvekkilinin ticaret sicilde tescil ve ilanı için öncelikle müvekkiline, kabul edilmez ise başka birine yetki verilmesine, tescil talebi yerinde görülmez ise, RMC şirketinin TTK 623/1 uyarınca yeni yönetiminin oluşturulması gündemli genel kurul toplantı çağrısı yapması hususunda öncelikle müvekkiline kabul edilmez ise başka bir kişiye yetki verilmesine ve toplantı için gereken şirket kayıt ve defterlerinin yetkili kişiye teslim edilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
    Davalı vekili, TTK'nın 412. maddesi uyarınca mahkemeye başvurmadan önce genel kurula başvurunun dava şartı olduğunu, şirketin yönetiminde bir organ eksikliğinin bulunmadığını, müvekkilinin, 16.02.2011 tarihli ortaklar kurulu kararıyla (dışardan) müdür olarak atandığını, o tarihte yürürlükte olan 6752 sayılı Yasa'nın 541. maddesi gereği, dışarıdan müdür atanmasının mümkün olduğunu, 16.02.2011 tarihli kararla müdürlük görevinin 20 yıl olarak belirlendiğini, 6103 sayılı Yasa'nın 25. maddesinde eski yasa döneminde atanan müdürlerin görevinin devam edeceğinin öngörüldüğünü, bu nedenle yöneticinin görevini sürdürdüğünü, müdürlük görevinin, ortaklığın yapısından etkilenmeyeceğini, İstanbul Anadolu 6 Asliye Ticaret Mahkemesi'nde verilen kararın, İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 14. Hukuk Dairesi’nin 2017/1056 Esas, 2018/500 Karar sayılı kararı ile ortadan kaldırıldığını, davacının İstanbul Anadolu 7 Asliye Ticaret Mahkemesi'nde müvekkilinin ortaklıktan çıkarılması, yöneticilikten azledilmesi ve kar payı alacağının ödenmesi istemli açtığı davanın ise reddine karar verildiğini, davacının 28/03/2018 tarihli toplantıda müdür olarak atanmadığını savunarak davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
    İlk derece mahkemesi, iddia, savunma, toplanan deliller ve tüm dosya kapsamına göre, davalı şirketin davadan önce 28/03/2018 tarihinde yapılan 2017 yılı genel kurul toplantısının gündeminde müdürlük seçiminin bulunmadığı, davacı vekilinin şirket müdürlüğü seçimi yapılmasını talep ettiğine ve bu talebin reddedildiğine dair toplantı tutanağında bir kayıt bulunmadığı, davacı vekilinin davadışı ...'in müdürlük yapamayacağına, davacıyı müdür sıfatıyla seçtiğine dair tutanağa geçen beyanının TTK'nun 412(1) maddesi kapsamında aranan nitelikte istem olmadığı, bu nedenle TTK'nın 412(1) maddesindeki dava şartının yerine getirilmediği gibi davalı şirketin yönetim boşluluğununda bulunmadığından davacı tarafın genel kurulun toplantıya çağrılması konusunda yetki verilmesine yönelik davasının da dava şartı yokluğu nedeniyle usulden reddi gerektiği gerekçeleriyle davacı tarafın 28/03/2018 tarihli genel kurul toplantısının davacının müdür olarak atandığı iddiasına ilişkin kararın tescil ve ilanı için yetki verilmesine yönelik davasının reddine, davacı tarafın genel kurulu toplantıya çağrılması konusunda yetki verilmesine yönelik davasının dava şartı yokluğu nedeniyle usulden reddine karar verilmiştir.
    Karar, davacı vekili tarafından istinaf edilmiştir.
    İstinaf Mahkemesince iddia, savunma ve tüm dosya kapsamına göre, davalı şirkete 2011 yılında dava dışı ...'in ortaklar dışında 20 yıllığına müdür olarak atandığı, atama kararının 6762 sy TTK 541 maddesinin yürürlükte olduğu dönemde gerçekleştiği, 6103 sayılı TTK'nın Yürürlülüğü ve Uygulama Şekli Hakkında Kanunun 25. maddesinde, 6102 sy TTK'nın yürürlüğe girdiği tarihte görevde bulunan limited şirket müdürlerinin görevden alınmaları veya yönetim kurulu üyeliğinin başka bir sebeple boşalması hariç, sürelerinin sonuna kadar görevlerinin devam edeceğinin düzenlendiği, İstanbul Anadolu 6. Asliye Ticaret Mahkemesi'nin 2016/320 Esasında açılıp karara bağlanan davada, davalı şirketin 25.04.2012 tarihli genel kurul kararlarının 1 ve 2 nolu maddelerinde alınan ve şirket müdürü ...'e ilişkin hisse devir kararlarının yok hükmünde olduğuna ilişkin kurulan hükmün, kararın istinaf edimesi üzerine İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 14. Hukuk Dairesi' nin 2017/1056 E - 2018/500 K sayılı ve 18.05.2018 tarihli kararı ile ortadan kaldırıldığı, davalı şirketin 28/03/2018 tarihinde yapılan 2017 yılı genel kurul toplantı tutanağına göre, davacının müdür seçildiğine dair belirlenmiş bir gündem, oylama ve alınmış bir karar bulunmadığı, TTK' nın 623. maddesinin, şirketin yönetim ve temsilinin düzenlendiği, genel kurula çağrı veya gündeme madde konulmasına ilişkin istemlerde uygulanması gereken usulün ise, aynı Yasa'nın 412. maddesinde düzenlendiği, dosya kapsamı ile davacı tarafça, söz konusu yasa maddesinde belirtilen usuli işlemler gerçekleştirilerek dava açıldığına dair delil de bulunmadığından ilk derece mahkemesi hüküm ve gerekçesinde yasa ve usule aykırılık bulunmadığı gerekçesiyle davacının istinaf başvurusunun 6100 sayılı HMK' nın 353/1-b1 maddesi gereğince esastan reddine karar verilmiştir.
    Karar, davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
    Yapılan yargılama ve saptanan somut uyuşmazlık bakımından uygulanması gereken hukuk kuralları gözetildiğinde İlk Derece Mahkemesince verilen kararda bir isabetsizlik olmadığının anlaşılmasına göre yapılan istinaf başvurusunun HMK'nın 353/b-1 maddesi uyarınca Bölge Adliye Mahkemesince esastan reddine ilişkin kararın usul ve yasaya uygun olduğu kanısına varıldığından Bölge Adliye Mahkemesi kararının onanmasına karar vermek gerekmiştir.
    SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle, davacı vekilinin temyiz isteminin reddi ile Bölge Adliye Mahkemesince verilen kararın HMK'nın 370/1. maddesi uyarınca ONANMASINA, HMK'nın 372. maddesi uyarınca işlem yapılmak üzere dava dosyasının İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine, aşağıda yazılı bakiye 21,40 TL temyiz ilam harcının temyiz eden davacıdan alınmasına, 13/09/2022 tarihinde kesin olarak oybirliğiyle karar verildi.

    Hemen Ara