Yargıtay 11. Hukuk Dairesi 2021/1689 Esas 2022/5824 Karar Sayılı İlamı

Abaküs Yazılım
11. Hukuk Dairesi
Esas No: 2021/1689
Karar No: 2022/5824
Karar Tarihi: 13.09.2022

Yargıtay 11. Hukuk Dairesi 2021/1689 Esas 2022/5824 Karar Sayılı İlamı

     Özet:

Davacı şirketin 2005 yılında tescil ettirdiği \"SGSM\" markası ile davalı şirketin 2016 yılında başvurduğu \"SGM\" markası arasında benzerlik bulunsa da, markaların kapsamları ve emtiaları farklı olduğu için iltibas ihtimali olmadığına karar verilmiştir. Davacının \"tanınmışlık\" iddiasını ispatlacak delil sunmadığından, 556 sayılı KHK'nın 8/4 maddesi uygulanamamıştır. İstinaf ve temyiz başvuruları reddedilmiştir. Kanun maddeleri ise şöyle açıklanmaktadır:
- 556 sayılı Kanun Hükmünde Kararname'nin (\"KHK\") 7/1-b ve 8/1-b maddeleri, markaların benzerliği için gerekli şartları belirtmektedir.
- 556 sayılı KHK'nın 8/4 maddesi ise, tanınmış markaların korunması için ilave şartlar öngörmektedir.
- HMK'nın 353/1-b.1 maddesi, istinaf başvurularının esastan reddedilmesini öngörmektedir.
- HMK'nın 370/1 maddesi, temyiz istemlerinin kabul ya da reddi için sebepleri belirtmektedir.
- HMK'nın 372 maddesi, geri gönderilmesi gereken durumlarda dosya ve kararın hangi mahkemeye gönderileceğini açıklamaktadır.
11. Hukuk Dairesi         2021/1689 E.  ,  2022/5824 K.

    "İçtihat Metni"



    MAHKEMESİ : ANKARA BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ 20. HUKUK DAİRESİ


    TÜRK MİLLETİ ADINA

    Taraflar arasında görülen davada Ankara 2. Fikri ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesince verilen 27.03.2019 tarih ve 2018/61 E- 2019/132 K. sayılı kararın davacı vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, istinaf isteminin esastan reddine dair Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 20. Hukuk Dairesi'nce verilen 24.12.2020 tarih ve 2019/790 E- 2020/1164 K. sayılı kararın Yargıtay'ca incelenmesi davacı vekili tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve yine dosya içerisindeki dilekçeler, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:
    Davacı vekili, müvekkili şirketin 1998 yılında SGSM unvanıyla hizmet vermeye başladığını, Türkiye'nin sayılı %100 yerli ajansından biri olduğunu, 2005/49391 sayılı “SGSM” ibareli markanın sahibi bulunduğunu, davalının bu marka ile benzer nitelikteki 2016/86962 nolu “SGM” ibareli marka tescil başvurusunda bulunduğunu, müvekkilinin başvuruya itirazının, davalı Türkpatent YİDK.'nın 2017-M-10665 sayılı kararı ile reddedildiğini, oysa davalı şirkete ait marka ile müvekkili şirkete ait markalar arasında görünüş, renk, okunuş ve telaffuz açısından, tüketici nezdinde iltibas oluşturur derecede benzerlik bulunduğunu, marka ibarelerinin 3 sessiz harfinin de aynı olduğunu, müvekkiline ait markanın 35. sınıfta tescilli iken, davaya konu markanın da 35. sınıfta tescil alınmak istendiğini, davalı şirketin müvekkili şirketin markasını faaliyet gösterilen alanda bilmesine rağmen, iltibas düzeyinde böyle bir başvuruda bulunmuş olmasının kötü niyetli bulunduğunu, ileri sürerek, davalı Türk Patent YİDK kararının iptalini talep etmiştir.
    Davalı Kurum vekili, müvekkili kurum kararının usul ve yasaya uygun olduğunu savunarak davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
    Davalı vekili, davaya konu markanın, müvekkili şirketin adından ve unvanından kaynaklandığını, müvekkilinin 10 yıldan uzun bir süredir oyuncakçılık faaliyetinde bulunduğunu, şirketin kurucuları ve halihazırdaki ortaklarının Mustafa UÇAR, Serkan UÇAR ve Gökhan UÇAR olduğunu, dolayısıyla şirketin marka adı ve unvanının da kurucularının baş harfleri olan MGS’den oluştuğunu, şirketin ağırlıklı olarak "MGS" markasını kullansa da kurucu isimlerinin baş harflerinden oluştuğundan, zaman zaman piyasada kendisi yahut müşterileri tarafından harflerin yerleri değiştirilerek de anıldığını, dolayısıyla müvekkilinin zaman içerisinde "SGM" ibaresinin de tescilini almaya ihtiyaç duyduğunu, taraflara ait markaların gerek ibareler gerekse mal ve hizmetler açısından aynı/benzer olmadığını savunarak, davanın reddini istemiştir.
    İlk derece mahkemesi, iddia, savunma, toplanan deliller ve tüm dosya kapsamına göre, dava konusu 2016/86962 nolu markası ile davacı yanın 2005/49391 nolu markası arasında, 556 sayılı KHK 7/1-b ve 8/1-b maddeleri uyarınca benzerlik ve iltibas ihtimalinin mevcut olmadığı, taraf markalarının benzer olarak görülmediği gibi davacı yanın tanınmışlık iddialarını ispatlar yeterli delilin dosyada mevcut olmadığından ve diğer şartlar da gerçekleşmediğinden 8/4. maddesinin de uygulanabilir bulunmadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.
    Karar, davacı vekili tarafından istinaf edilmiştir.
    İstinaf Mahkemesince iddia, savunma ve tüm dosya kapsamına göre, mahkemenin vakıa ve hukuki değerlendirmesinde usul ve esas yönünden yasaya aykırılık bulunmadığı ve davacının itirazında dayandığı "SGSM" markası ile davalının "SGM" ibareli başvuru markası arasında, 556 sayılı KHK.'nın 8/1-b maddesi anlamında benzerlik bulunsa da, davalı Şirketin sadece 28. sınıf oyuncaklar vb. malların satışına özgülenmiş 35/5. sınıf mağazacılık hizmetlerinde markasını tescil ettirmek için başvuruda bulunduğu, buna karşılık davacının itirazına dayanak markasının kapsamında 16, 35, 38, 41. sınıf mal ve hizmetlerin olduğu, diğer bir deyişle davacının markasının kapsamında 28. sınıf malların olmadığı gibi, 35/5. sınıf genel mağazacılık hizmetlerinin dahi bulunmadığı, esasen dava konusu YİDK kararında, tarafların markalarının ibareler yönünden benzemediği yönünde bir tespitin de olmadığı, bu durumda 556 sayılı KHK.'nın 8/1-b maddesinin uygulanması için gereken emtia benzerliği şartının somut olayda gerçekleşmediği, ancak ibareler benzer görüldüğünden, aynı KHK.'nın 8/4. maddesi şartlarının incelenmesinin gerektiği, davacının ise bu konuda hiçbir delil sunmadığı, dolayısıyla anılan maddenin uygulanması şartlarının da davacı yararına oluşmadığı, davacı Şirketin 28. sınıf oyuncaklar vb. malların satışı işiyle iştigal ettiğine dair bir delil de sunmadığı, bu itibarla mahkemece davanın reddine karar verilmesinde sonucu itibariyle bir isabetsizliğin bulunmadığı gerrekçesiyle davacı vekilinin istinaf başvurusunun HMK'nın 353/1-b.1 maddesi gereğince esastan reddine karar verilmiştir.
    Karar, davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
    Yapılan yargılama ve saptanan somut uyuşmazlık bakımından uygulanması gereken hukuk kuralları gözetildiğinde İlk Derece Mahkemesince verilen kararda bir isabetsizlik olmadığının anlaşılmasına göre yapılan istinaf başvurusunun HMK'nın 353/b-1 maddesi uyarınca Bölge Adliye Mahkemesince esastan reddine ilişkin kararın usul ve yasaya uygun olduğu kanısına varıldığından Bölge Adliye Mahkemesi kararının onanmasına karar vermek gerekmiştir.
    SONUÇ: Yukarda açıklanan nedenlerle, davacı vekilinin temyiz isteminin reddi ile Bölge Adliye Mahkemesince verilen kararın HMK'nın 370/1. maddesi uyarınca ONANMASINA, HMK'nın 372. maddesi uyarınca işlem yapılmak üzere dava dosyasının İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine, alınmadığı anlaşılan 80,70 TL temyiz ilam harcı ile 397,80 TL temyiz başvuru harcının temyiz eden davacıdan alınmasına, 13/09/2022 tarihinde kesin olarak oybirliğiyle karar verildi.


    Hemen Ara