Yargıtay 11. Hukuk Dairesi 2021/1471 Esas 2022/5846 Karar Sayılı İlamı

Abaküs Yazılım
11. Hukuk Dairesi
Esas No: 2021/1471
Karar No: 2022/5846
Karar Tarihi: 14.09.2022

Yargıtay 11. Hukuk Dairesi 2021/1471 Esas 2022/5846 Karar Sayılı İlamı

11. Hukuk Dairesi         2021/1471 E.  ,  2022/5846 K.

    "İçtihat Metni"




    MAHKEMESİ : İSTANBUL BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ 16. HUKUK DAİRESİ

    BİRLEŞEN DAVA : İSTANBUL 2. FİKRİ VE SINAÎ HAKLAR HUKUK MAHKEMESİ'NİN 2013/188 ESAS



    TÜRK MİLLETİ ADINA


    Taraflar arasında görülen davada İstanbul 2. Fikrî ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesince verilen 21.11.2017 tarih ve 2012/194 E.- 2017/330 K. sayılı kararın asıl ve birleşen davada davacı vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, istinaf isteminin esastan reddine dair İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 16. Hukuk Dairesi'nce verilen 17.12.2020 tarih ve 2018/1441 E.- 2020/2206 K. sayılı kararın Yargıtay'ca incelenmesi asıl ve birleşen davada davacı vekili tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve yine dosya içerisindeki dilekçeler, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:
    Davacı ... San. Tic. Ltd. Şti vekili asıl davada, davalının sünnet külotu üretimi yapıp Gözde Medikal isimli mağazalarında sattığını ve web sayfasında ilan ettiğini, müvekkilinin ise 2003/03747 tescil numaralı sünnet külodu endüstriyel tasarım tescil belgesi ile 2003/02168 sayılı faydalı modelin sahibi olduğunu, konuyla ilgili İstanbul 3. Fikri ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesi'nin 2012/44 D.İş sayılı dosyasında alınan raporla davalının müvekkilinden tasarım ve faydalı model haklarını ihlal ettiğinin anlaşıldığını, ayrıca davalının üründe kullandığı malzemelerin niteliksiz olması nedeniyle müvekkilinin itibarının da zedelendiğini ileri sürerek müvekkilinin tasarımına tecavüzün tespiti ve durdurulmasını, müvekkilinin faydalı model haklarına tecavüzün durdurulmasını ve bu kapsamda sünnet külotu üretiminin satışının, satış için icapta bulunulmasının, ihracatının engellenmesini, üretilen ürünlerin toplatılarak imhasını, internetten reklam ilan ve satışın durdurulmasını, üretimde kullanılan kalıplara el konulması ve imhasını, www.gozdemed.com ve diğer web sitelerindeki davalının sünnet külotu ilan, reklam ve satışının engellenmesini, kararın ilanını, 3.000.-TL itibar tazminatına, 3.000.-TL manevi tazminat ve 500,00 TL maddi tazminata hükmedilmesini talep ve dava etmiştir.
    Davalı vekili asıl davada, müvekkilinin faydalı model tescil müracaatı bulunduğunu ve buna uygun olarak üretimi yapmakta olduğunu, müvekkilinin buluş özetinde de açıkça görüleceği üzere tekniğin bilinen durumunu aşan yeni bir ürün ortaya konduğunu bildirerek davanın reddini savunmuştur.
    Davacı ... San. Tic. Ltd. Şti. vekili birleşen davada, asıl davadaki iddialarını tekrar etmiş, davalar sürerken davalının faydalı model başvurusunda bulunduğunu ve faydalı modelin 21/10/2013 tarihinde 2012/04090 numarasıyla tescil edildiğini, bu faydalı modelin yeni olmadığını, ayrıca davalının başvurusunda kötüniyetli olduğunu, müvekkilinin tasarım ve faydalı model tescillerinin 2003 yılına ait olduğunu, ayrıca dava dışı kişilere ait tescilli faydalı modellerin de bulunduğunu belirterek davalıya ait 2012/04090 tescil numaralı faydalı modelin hükümsüz kılınmasını ve sicilden silinmesini, ayrıca davalının kötüniyetli hareket ettiğinden HMK'nun 329. maddesi uyarınca 5.000.-TL disiplin para cezasına hükmedilmesini istemiştir.
    Davalı vekili birleşen davanın reddini istemiştir.
    İlk derece mahkemesince, toplanan delillere ve bilirkişi raporlarına göre; davacıya ait 2003/03747 tescil numaralı sünnet külotu tasarımının ve 2003/02168 tescil numaralı faydalı modelinin davalıya ait ürünlerde kullanılan tasarımdan farklı olduğu, davalı ürünlerinin kullanım açısından kolaylık ve fayda sağladığı, bu sistemin tasarım genel kullanımını tümüyle etkilediği, öte yandan davalı ... Medikal adına tescilli faydalı modelin yenileme süresinin dolduğu, ücretinin yatırılmayarak yenilenmediği, altı aylık mücbir sebep süresinin dolduğu ve yapılan itirazlar mücbir sebep olarak kabul edilmediğinden faydalı modelin 10/04/2014 tarihinden itibaren geçersiz kılınarak işlemden kaldırıldığı, buna göre birleşen davanın konusuz kaldığı gerekçeleriyle asıl davanın reddine, birleşen dava konusuz kaldığından karar verilmesine yer olmadığına karar verilmiş, kararı asıl ve birleşen davalarda davacı vekili istinaf etmiştir.
    Bölge adliye mahkemesince tüm dosya kapsamına göre, davacıya ait 2003/03747 tescil numaralı sünnet külodu tasarımının davalıya ait ürünlerdeki kullanılan tasarımlardan farklı olduğu, dolayısıyla tasarıma tecavüz bulunmadığı, yine faydalı modellerdeki istemler yönünden de davalı tarafın geçersiz kılınan faydalı modelindeki buluşun gerek buluş özeti, gerekse istemler yönünden davacı tarafa ait buluş ile farklı olduğu, birleşen dava yönünden davalıya ait faydalı model geçersiz kılınmakla birleşen dava konusuz kalmış olup az önce de belirtildiği üzere davalının faydalı modelindeki buluşun gerek buluşun özeti, gerekse istemler bakımından davacıya ait faydalı model belgesindeki buluştan farklı olduğu, davalıya ait faydalı modelin hükümsüzlük koşullarının gerçekleşmediği, dava tarihi itibariyle davacının birleşen dava yönünden haksız olduğu, buna göre ilk derece mahkemesince birleşen dava yönünden davacı aleyhine yargılama giderlerine ve vekalet ücretine hükmedilmesinde usule aykırı bir yön bulunmadığı gerekçesiyle istinaf isteminin esastan reddine karar verilmiştir.
    Kararı, asıl ve birleşen davada davacı vekili temyiz etmiştir.
    1- Asıl dava, tescilli faydalı model ve endüstriyel tasarıma tecavüzün tespiti, durdurulması, maddi ve manevi tazminat ile itibar tazminatı, birleşen dava ise, faydalı modelin hükümsüzlüğü istemine ilişkindir.
    Asıl davaya ilişkin ilk derece mahkemesince bilirkişi raporları özetlenmiş ve davalıya ait ürünlerin davacının tescilli endüstriyel tasarım ve faydalı modele ilişkin haklarına tecavüz oluşturmadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir. 551 sayılı KHK'nın 154. maddesi uyarınca, faydalı model belgesi yeni ve sanayiye uygulanabilir bir buluşu, endüstriyel tasarım belgesi ise 554 sayılı KHK'nın 5, 6 ve 7. maddelerine göre, yeni ve ayırt edici niteliğe sahip olmak koşuluyla, bir ürünün tümü veya bir parçası veya üzerindeki süslemenin, şekil, biçim, renk, doku, malzeme veya esneklik gibi insan duyuları ile algılanan çeşitli unsur ve özelliklerinin oluşturduğu bütünü, başka bir deyişle ürünün dış görünüm özelliklerini ifade eden tasarımı korur. Mahkemece hükme esas alınan 29.12.2014 tarihli bilirkişi raporunda, davacının faydalı modeli ile davalı kullanımının karşılaştırması açık bir biçimde yapılmamış olup, buna ilişkin değerlendirme yapan 21.12.2015 tarihli bilirkişi raporu ise açıklanan husus bakımından yetersiz kalmıştır. Zira raporun ilgili kısmında davacı faydalı modeline ilişkin tüm istemler ayrı ayrı ve tereddüde mahal vermeyecek biçimde davalı kullanımına konu ürün ile karşılaştırılmadığı gibi davalı kullanımı ile davacı endüstriyel tasarımı karşılaştırmasında da ürün üzerindeki delikler vurgulanarak işleve ilişkin değerlendirme yapılmıştır. Oysa tasarımlarda işlev gören kısımlar değil, ürünün görünümü dikkate alınarak karşılaştırma yapılması gerekmektedir. Bu itibarla davacı adına tescilli faydalı model ve endüstriyel tasarım ile davalı kullanımı arasında tescilli hakkın mahiyetine uygun inceleme ve değerlendirmelerin yapıldığı denetime açık biçimde sektör bilirkişisinin de dahil olduğu bilirkişi kurulundan rapor alınıp uygun sonuç dairesinde karar verilmesi gerekirken eksik incelemeye dayalı karar verilmesi doğru olmamıştır.
    2- İlk derece mahkemesince birleşen davada, dava konusu faydalı modelin müddet olduğundan bahisle karar verilmesine yer olmadığı kararı verilmiştir. Birleşen davada, hükümsüzlüğü istenen faydalı model her ne kadar karar tarihi itibari ile hükümsüz kalmış ise de somut olaya uygulanması gereken 551 sayılı KHK’nın 166. maddesi göndermesi ile 133/2 hükmü gereği, hükümsüz kılınan faydalı modeli hakkında koruma hakkının bitiminden itibaren de 5 yıl içerisinde dava açılabileceği açık olup, davanın konusuz kaldığından bahisle hüküm kurulmasına yer olmadığına karar verilmesi de doğru olmamıştır.
    3- Yine birleşen dava için yapılan hükümsüzlük incelemesine karşı davacının itirazen davalı faydalı modelinden önceki tarihli ve ona yakın olduğunu iddia ettiği faydalı modelleri listelediği ancak mahkemece bunun ile ilgili gerek itiraz üzerine gerekse re’sen inceleme yapmadığı anlaşılmaktadır.
    551 sayılı KHK.' nin 156. maddesi uyarınca; " Faydalı model belgesi başvurusuna konu olan buluş başvuru tarihinden önce, Türkiye içinde veya dünyada herkesin ulaşabileceği şekilde yazılı olarak veya bir başka yolla açıklanmış veya yöresel veya ülke çapında kullanılmış ise, yeni değildir." Aynı maddenin son fıkrası uyarınca da; "Faydalı model belgesi başvurusu tarihinden önce, Türkiye'de yapılmış olan patent veya faydalı model belgesi başvuruları, faydalı model belgesi başvurusu tarihinden sonra yayınlanmış olsalar dahi, başvuru konusu buluşun yeniliğini ortadan kaldırır."
    Bu durumda faydalı model başvurusundan önce açıklanmış buluşların, yeniliği ortadan kaldırıcı nitelikte olup olmadığı hususunun dosyaya sunulacak somut belgeler ile açıklanması ve Yargıtay denetimine elverişli olacak şekilde bu belgelerin ve faydalı model sayesindeki istemlerin karşılaştırılarak yenilik unsuruna sahip olup olmadığı hususlarının bilirkişi raporunda gösterilmesi gerekir. Açıklanan bu hususları içermeyen bilirkişi raporuna dayanılarak, eksik inceleme ile birleşen davaya ilişkin karar verilmesi de doğru olmamıştır.
    4- Bozma sebep ve şekline göre davalı vekilinin asıl davada vekalet ücretine ilişkin sair temyiz itirazlarının şimdilik incelenmesine yer olmadığına karar verilmiştir.
    SONUÇ: Yukarıda (1) numaralı bentlerde açıklanan nedenlerle davacının asıl davaya ilişkin; (2) ve (3) numaralı bentte açıklanan nedenlerle davacının birleşen dayaya ilişkin temyiz isteminin kabulü ile İlk Derece Mahkemesince verilen karara yönelik istinaf başvurusunun esastan reddine ilişkin Bölge Adliye Mahkemesi kararının BOZULARAK KALDIRILMASINA, (4) numaralı bentte açıklanan nedenlerle davacı vekilinin asıl davaya ilişkin sair temyiz itirazlarının şimdilik incelenmesine yer olmadığına, HMK'nın 373/1. maddesi uyarınca dava dosyasının İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine, ödediği peşin temyiz harcının isteği halinde temyiz eden asıl ve birleşen davada davacıya iadesine, 14/09/2022 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.




    Hemen Ara