Yargıtay 23. Hukuk Dairesi 2012/715 Esas 2012/3661 Karar Sayılı İlamı

Abaküs Yazılım
23. Hukuk Dairesi
Esas No: 2012/715
Karar No: 2012/3661
Karar Tarihi: 24.05.2012

Yargıtay 23. Hukuk Dairesi 2012/715 Esas 2012/3661 Karar Sayılı İlamı

     Özet:

Davacı, Kooperatif üyesi olan müvekkillerinin tüm borçlarını ödeyerek istifa ettiğini, daha sonra Kooperatifin yeni üye kaydı yaparak sözde üye olan kişilerin müvekkillerine ait alacak ihdas ettiğini iddia ederek genel kurul kararlarının iptalini talep etmiştir. Mahkeme, davacıların üyeliğinin devam ettiğini, diğer davalıların gerçek anlamda üye olmadığını ve 09.06.2010 tarihli genel kurulun yok hükmünde olduğunu tespit etmiştir. Ancak mahkemenin üyeliğin devam ettiğine ilişkin kararı yanlıştır çünkü davacılar davalı Kooperatif'le üyelik ilişkilerinin devam ettiğine dair delil sunmamışlardır. Bu nedenle, davacıların üyeliğinin tespitine karar verilmesi doğru değildir.
Kanun Maddeleri:
-Türk Ticaret Kanunu madde 124
-Türk Cooperatifçilik Kanunu madde 27, 79, 82, 99
23. Hukuk Dairesi         2012/715 E.  ,  2012/3661 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ :Ticaret Mahkemesi

    Taraflar arasındaki genel kurul kararının iptali davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın kabulüne yönelik olarak verilen hükmün davalı Kooperatif vekilince duruşmalı, ... dışındaki davalılar vekilince duruşmasız olarak temyiz edilmesi üzerine ilgililere çağrı kağıdı gönderilmişti. Belli günde davalı kooperatif Vek. Av. ... gelmiş, diğer davalılar ve davacılardan gelen olmadığından onların yokluğunda duruşmaya başlanarak hazır bulunan avukatın sözlü açıklaması dinlenildikten ve temyiz dilekçesinin süresinde olduğu anlaşıldıktan sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.

    - KARAR -
    Davacı vekili, davalı kooperatif üyesi olan müvekkillerinin tüm borçlarını ödeyerek kooperatif üyeliğinden istifa ettiklerini, müvekkillerinin istifasından sonra "ikinci etap" ismi altında kooperatife yeni üye kaydedildiğini, sonradan kaydedilen kişilerin katılımıyla alınan kararlar gereği müvekkilleri aleyhine alacak ihdas edildiğini, bu kişilerin gerçek anlamda üye olmadıklarını, aidat ödemediklerini, anılan kişilere verilebilecek arsa veya konut bulunmadığını, ... dışındaki davacıların, üyeliğin tespiti davası açtıklarını, 09.06.2010 tarihli genel kurul toplantısının belirlenen yerde yapılmadığını, kooperatif üyesi olmayan kişiler tarafından alınan kararların yoklukla malul olduğunu ileri sürerek, davacı ..."ın kooperatif üyesi olduğunun, davalıların kooperatif üyesi olmadıklarının, 09.06.2010 tarihli genel kurul toplantısının yoklukla malul olduğunun tespitine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
    Davalı Kooperatif vekili, davacı ..."ın kooperatif üyeliğinden istifa ettiğini, üyelikten doğan hakların istifa tarihinden itibaren beş yıl içerisinde istenmesi gerektiğini, somut davanın bu sürenin dolmasından sonra açıldığını, taraflar arasında görülen .... Asliye Ticaret Mahkemesi"nin 2008/275 esas sayılı dosyasında yapılan yargılama sırasında davacı ..."ın kooperatif üyesi olmadığı konusunda usul bakımından kesin hüküm oluştuğunu, istifa eden davacıların dava ehliyetinin ve dava açmakta hukuki menfaatlerinin bulunmadığını, davacıların, kooperatiften edindikleri dairelerin inşaatından kaynaklanan borçları ödememe gayesiyle kooperatife ortak olmak istediklerini, genel kurul kararlarının usul ve kanuna uygun olduğunu, davacıların istifasından sonra kooperatife yeni üye kaydı yapılmadığını savunarak, davanın reddini istemiştir.
    Davalı ... ., yapılan tebligata rağmen duruşmaya katılmamış ve herhangi bir beyanda bulunmamıştır.
    Diğer davalılar vekili, müvekkillerinin üyeliğinin daha eski olduğunu, arsa temin edilememesi ve inşaatlara başlanmaması nedeniyle aidat toplanmamasının müvekkillerinin üyeliğinin gerçek olmadığı sonucunu doğurmayacağını savunarak, davanın reddini istemiştir.
    Mahkemece, iddia, savunma, benimsenen bilirkişi raporu ve tüm dosya kapsamına göre, 26.06.2004 tarihli genel kurulun yok hükmünde olması nedeniyle davacı ..."ın istifasının kabulüne ve üyelik ilişkisinin sona erdirilmesine ilişkin alınan kararın baştan beri hüküm ifade etmediği ve anılan davacının kooperatif üyeliğinin devam ettiği, davalıların ... ilçesinde yaptırılan "ikinci etap" inşaatlar için başka bir kooperatife nakledildikleri, davacıların istifasından sonra davalı kooperatifte üye olarak kalan davalıların üyeliğe giriş aidatı haricinde kooperatife ödeme yapmadıkları, şeklen üye görünen bu kişilerin gerçekte kooperatif üyesi olmadıkları, gerçek ortak olmayan kişilerin katılımı ile yapılan genel kurulun yok hükmünde olduğu, yokluğun tespiti isteminin zamanaşımına tabi olmadığı, kooperatife karşı yükümlülükleri devam eden davacıların dava açmakta hukuki yararlarının bulunduğu gerekçesiyle, davacı ..."ın kooperatif üyesi olduğunun, davalı kooperatifin 09.06.2010 tarihli genel kurulunda alınan kararların yokluk ile malül olduğunun, davalıların kooperatif üyesi olmadıklarının tespitine karar verilmiştir.
    Kararı, davalı Kooperatif vekili ile davalılar ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ... vekili temyiz etmiştir.
    Dava, davacı ..."ın üyeliğinin, 09.06.2010 tarihli genel kurulun yok hükmünde olduğunun ve davalıların kooperatif üyesi olmadıklarının tespiti istemlerine ilişkindir. Davacıların 2004 yılında kooperatiften istifa ettikleri konusunda taraflar arasında uyuşmazlık mevcut değildir. Davacıların davalı kooperatiften istifa ettikten sonra davalı kooperatifle üyelik ilişkilerinin devam ettiğine ve zımnen üyeliğe kabul edildiklerine ilişkin bir delil sunulmadığından, mahkemenin üyeliğin devam ettiğine ilişkin kabulü yerinde değildir. Davacılar ancak, kendileri hakkında karar alınması durumunda genel kurul kararı aleyhine dava açabilirler. Bu durumda, davacı ..."ın üyeliğinin tespitine karar verilmesi doğru olmadığı gibi davacıların üye olmaması nedeni ile genel kurula çağrılmamalarında ve yokluklarında karar alınmasında da isabetsizlik bulunmamaktadır. Aynı şekilde, kooperatif üyeliği sona eren davacıların, davalıların kooperatif üyesi olmadıklarını iddia etmeleri de olanaklı değildir.
    O halde, 09.06.2010 tarihli genel kurul toplantısında davacılar aleyhine karar alınıp alınmadığı üzerinde durularak uygun sonuç çerçevesinde karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde hüküm tesisi doğru olmamıştır.
    SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle, davalı Kooperatif vekili ile davalılar ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ... vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün, anılan davalılar yararına BOZULMASINA, peşin alınan harcın istek halinde iadesine, 900,00 TL duruşma vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalı kooperatife verilmesine, kararın tebliğinden itibaren 15 gün içerisinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere 24.05.2012 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.








    Hemen Ara