Yargıtay 11. Hukuk Dairesi 2021/1450 Esas 2022/6155 Karar Sayılı İlamı

Abaküs Yazılım
11. Hukuk Dairesi
Esas No: 2021/1450
Karar No: 2022/6155
Karar Tarihi: 21.09.2022

Yargıtay 11. Hukuk Dairesi 2021/1450 Esas 2022/6155 Karar Sayılı İlamı

     Özet:

Antalya 1. Asliye Ticaret Mahkemesi'nde görülen taşımacılık hizmeti karşılığında ödeme yapılmadığı gerekçesiyle açılan davalarda, davalı şirketin yaptığı ödemelerin toplamının davacının alacaklarının toplamından fazla olduğu saptanmıştır. Dolayısıyla ilk derece mahkemesinin kısmen kabulüne karar vermesi hatalıdır. Bu nedenle, istinaf başvurusunun esastan kabulü ile davaların reddine karar verilmiştir. Bölge Adliye Mahkemesi, somut uyuşmazlık bakımından uygulanması gereken hukuk kurallarına aykırı bir yön olmadığına ve usul ve yasaya uygun bir karar verildiğine karar vermiştir. Kararda, HMK'nın 355 vd., 369/1. ve 371. maddeleri de yer almaktadır.
11. Hukuk Dairesi         2021/1450 E.  ,  2022/6155 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ : BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ 11. HUKUK DAİRESİ

    Taraflar arasında görülen davada Antalya 1. Asliye Ticaret Mahkemesince verilen 24.01.2017 tarih ve 2013/115 E. - 2017/37 K. sayılı kararın taraf vekilleri tarafından istinaf edilmesi üzerine, istinaf istemlerinin esastan reddine-esastan kabulüne dair Antalya Bölge Adliye Mahkemesi 11. Hukuk Dairesi'nce verilen 24.11.2020 tarih ve 2018/558 E. - 2020/1515 K. sayılı kararın Yargıtay'ca incelenmesi taraf vekilleri tarafından istenmiş ve temyiz dilekçelerinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve yine dosya içerisindeki dilekçeler, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:
    Asıl dava davacı vekili, davacı şirket ile davalı şirket arasında taşımacılık hizmeti gerçekleştirildiğini, bu hizmetin karşılığının ödenmediğini, alacaklarının tahsili amacı ile Antalya 14. İcra Müdürlüğü'nün 2013/1191 Esas sayılı dosyası ile icra takibi başlattıklarını, davalının itirazı üzerine takibin durduğunu ileri sürerek, haksız ve kötü niyetli itirazın iptali ile takibin devamına, % 20'den az olmamak üzere icra inkar tazminatına hükmedilmesini talep ve dava etmiştir.
    Birleşen 2013/283 esas sayılı, 2013/246 esas sayılı, 2013/284 esas sayılı, 2013/284 Esas sayılı, 2013/380 esas sayılı ve 2013/245 esas sayılı davalarda ise davada davacı vekili, davalı şirket ile arasında taşımacılık hizmeti gerçekleştirildiğini, bu hizmetin karşılığının ödenmediğini, alacaklarının tahsili amacı ile sırasıyla Antalya 14. İcra Müdürlüğü'nün 2013/1193 esas sayılı, Antalya 14. İcra Müdürlüğü'nün 2013/1194 esas sayılı, Antalya 14. İcra Müdürlüğü'nün 2013/1192 esas sayılı, Antalya 16. İcra Müdürlüğü'nün 2013/1194 esas sayılı, Antalya 16. İcra Müdürlüğü'nün 2013/1193 esas sayılı dosyaları ile icra takibi başlattıklarını, davalının itirazı üzerine takibin durduğunu ileri sürerek, haksız ve kötü niyetli itirazın iptali ile takibin devamına, % 20'den az olmamak üzere icra inkar tazminatına hükmedilmesini talep ve dava etmiştir.
    Davalı vekili, asıl davaya cevap vermemiş ancak yargılama sefahatinde davacı ile yük taşıma konusunda bir ticari ilişki olduğunu kabul ettiğini, nakit ödeme yaparak ve çek vererek borcunun tamamının ödediğini, davacının temlik alan olduğunu, asıl ticari ilişki içerisinde olduğu şirkete ödeme yapıldığını savunarak davanın reddine karara verilmesini talep etmiştir.
    Birleşen davalarda davalı vekili, davalı tarafından dava dışı şirketden alınan hizmet bedelinin ödendiğini, yaklaşık 900.000,00 USD civarında davalı tarafından ödeme yapıldığını, aslında davacının davalıya borçlu olduğunu, davalının alacağının tahsili için Antalya 3. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2013/145 esas sayılı dosyası ile itirazın iptali davası açtığını ve davanın derdest olduğunu, davalının alacağını talep etmesi üzerine davalı aleyhine takip yapıldığını, alacağın temlikinin hukuki dayanağının olmadığını, temlikin ivazsız yapıldığını, icra takibinde davalının temerrüte düşürülmeden faiz talep edildiğini, talep edilen faiz oranının da fahiş olduğunu, davacı tarafından davalı aleyhine açılan 2013/115 esas sayılı derdest dosyanın mevcut olduğunu, dosyaların irtibatlı olduğunu, bu nedenle birleştirilmeleri gerektiğini savunarak davanın reddine, davacı aleyhine % 20’den az olmamak üzere tazminata karar verilmesini talep etmiştir.
    Mahkemece yapılan yargılama toplanan deliller ve benimsenen bilirkişi raporuna göre, taraflar arasında borcun ödenmesine ilişkin teslim edilip edilmediği tartışma konusu olan ... Hal Şubesi'ne ait ..., ... seri nolu çeklerin 30.10.2012 tarihinde müşteri iadesi ile iptal edildiği, ... seri nolu çekin ise, 15.10.2012 tarihinde takas aracılığı ile ibraz edilerek ödendiğinin ilgili banka tarafından bildirilmesi karşısında davalı tarafından bu üç çekin davacıya teslim edildiğinin kabulü gerektiğinden asıl ve birleşen 2013/245 Esas 2013/246 Esas sayılı davaların kısmen kabulüne, birleşen 2013/283 Esas 2013/284 Esas ve 2013/380 Esas sayılı davaların reddine karar verilmiş, kararı taraf vekilleri istinaf etmiştir.
    İstinaf mahkemesince, davalının yaptığı ödemelerin 642.930,00 USD ve 3 adet çek bedeli 150.000,00 USD olmak üzere toplam 792.930,00 USD, davacının esas ve birleşen davalara konu takiplere dayanak faturaların toplamının 702.039,80 USD olduğu dikkate alındığında davalı şirketin fazla ödeme yaptığı gerekçesiyle ilk derece mahkemesinin davanın kısmen kabulüne karar vermesi hatalı olduğu, davacı tarafın istinaf taleplerinin yerinde olmadığı, davalı tarafın istinaf talebinin yerinde olduğu, asıl ve birleşen davalarda davacı vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine, davalı vekilinin istinaf başvurusunun esastan kabulü ile ilk derece mahkemesi kararının kaldırılarak asıl ve birleşen davaların reddine karar verilmiş, kararı taraf vekilleri temyiz etmiştir
    İlk Derece Mahkemesince verilen karara yönelik olarak yapılan istinaf başvurusu üzerine HMK'nın 355 vd. maddeleri kapsamında yöntemince yapılan inceleme sonucunda Bölge Adliye Mahkemesince esastan verilen nihai kararda, dosya kapsamına göre saptanan somut uyuşmazlık bakımından uygulanması gereken hukuk kurallarına aykırı bir yön olmadığı gibi HMK'nın 369/1. ve 371. maddelerinin uygulanmasını gerektirici nedenlerin de bulunmamasına göre usul ve yasaya uygun Bölge Adliye Mahkemesi kararının onanmasına karar vermek gerekmiştir.
    SONUÇ: Yukarda açıklanan nedenlerle, taraf vekillerinin temyiz istemlerinin reddi ile Bölge Adliye Mahkemesince verilen kararın HMK'nın 370/1. maddesi uyarınca ONANMASINA, HMK'nın 372. maddesi uyarınca işlem yapılmak üzere dava dosyasının İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine, aşağıda yazılı bakiye 187,70 TL temyiz ilam harcının temyiz eden taraflardan ayrı ayrı alınmasına 21/09/2022 tarihinde kesin olarak oybirliğiyle karar verildi.



    Hemen Ara