Esas No: 2011/4727
Karar No: 2012/3491
Karar Tarihi: 21.05.2012
Yargıtay 23. Hukuk Dairesi 2011/4727 Esas 2012/3491 Karar Sayılı İlamı
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
Taraflar arasındaki itirazın itali davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın reddine yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davacı vekilince temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.
-K A R A R-
Davacı vekili, müvekkilinin kooperatif üyeliğini... isimli üyeden 1999 yılında devraldığını, davalı kooperatifin de ortaklık pay senedi ile müvekkilinin üyeliğini uygun bularak, 9 A blok D: 24 nolu daireyi adına tahsis ettiğini, davalı kooperatifin borcundan dolayı 9. bloktaki dairelerin cebri icra yoluyla satıldığını, müvekkili ve diğer üyelerin üzerine para vererek konutları ihale alıcısından satın aldıklarını, davalı kooperatif yönetim kurulunun aldığı kararla ihale alıcısından dairelerini satın alanlara ödemiş oldukları fazla bedellerin tespit edilip ödenmesine karar verdiğini, kooperatif tarafından ... 9. Asliye Ticaret Mahkemesi"ne açılan 2002/1414 esas sayılı dosyada müvekkilinin kooperatiften 2001 yılı sonu itibariyle 3.571,20 TL alacaklı olduğunun kabul edildiğini, tüm bunlara rağmen ne müvekkilinin alacağının ödendiğini ne de istifasının kabul edildiğini, bunun üzerine davalı kooperatife noterden ihtarname gönderilerek müvekkilinin istifa ettiğinin bildirildiğini ve 2001 yılı itibariyle faizsiz 3.650,00 TL. paranın ödenmesinin istendiğini ancak bir cevap alınamadığından kooperatif hakkında takip başlatıldığını, başlatılan takibe de davalı tarafından haksız ve kötüniyetli olarak itiraz edildiğini ileri sürerek, itirazın iptalini ve %40 icra inkar tazminatına hükmedilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili, davacının halen kooperatif üyesi olduğunu, kooperatif kayıt ve defterleri incelendiğinde durumun ortaya çıkacağını, davacının takibinin haksız olduğunu savunarak, davanın reddini istemiştir.
Mahkemece, iddia, savunma, benimsenen bilirkişi raporu ve tüm dosya kapsamına göre, davalının takibe yaptığı itirazın yerinde olduğu, davacının davalıya halen borcu bulunduğu gerekçesiyle, davanın reddine karar verilmiştir.
Kararı, davacı vekili temyiz etmiştir.
Dava dilekçesi özü itibariyle, çıkma payı alacağı ile ilgili başlatılan takibe vaki itirazın iptali istemine ilişkindir. Mahkemece, davacının davalıya halen borcu olduğu gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.
1163 sayılı Kooperatifler Kanunu`nun 17/1. ve anasözleşmenin 15. maddeleri hükümlerinde, kooperatiften ayrılan bir ortağın, ödemiş olduğu aidatın tamamını değil, ayrıldığı yıl bilançosunda yer alan genel giderlerden davacıya isabet eden masraf hissesi düşüldükten sonra bakiyesinin iadesini talep hakkını haiz olup, ayrıldığı yılın bilançosunun genel kurulca kabulü suretiyle kesinleşmesinden itibaren bir ayın sonunda davalı ihtara gerek kalmaksızın temerrüde düşer. Genel kurul tarafından üyeliği sona erenlere yapılacak ödemelerin ertelenmesi yönünde alınmış bir kararın varlığı halinde dahi bu karar sadece
ödemenin yapılacağı tarihi geciktirici etkiye sahip olup, erteleme süresi içinde faiz işlemesini engellemez. Bu durumda, erteleme süresi dolduktan sonra davalı kooperatif işlemiş faiziyle birlikte ayrılan üyeye ödeme yapmakla sorumludur.Mahkemece hükme esas alınan bilirkişi raporu yukarıda belirtilen çıkma payı hesaplamasına ilişkin ilkeye uygun değildir.Bu durumda mahkece kooperatifler hukukunda uzman bir bilirkişi heyeti seçilerek, kooperatif anasözleşmesi, kooperatifin defter, kayıt ve belgeleri varsa banka kayıtları ile genel kurul ve yönetim kurulu kararları üzerinde inceleme yaptırılarak, davacının kooperatif üyeliğinin hangi tarihte başladığı ve istifasının kooperatife hangi tarihte ulaştığı öncelikle belirlenerek, davacının ve davacının üyeliği devraldığı üyelerin yatırmış olduğu aidat miktarları tespit edilip, son yıla ait bilançoda belirtilen ve davacı adına isabet eden genel gider payı da düşüldükten sonra ve faizin de çıkma talebinin görüşüldüğü ilk genel kurul tarihinden bir ay sonra başlatılmak üzere, ... 9. Asliye Ticaret Mahkemesi"nin 2002/1414 esas sayılı dosyasının dosya üzerinde etkisi de değerlendirilerek, davacının alacak ve borç miktarını belirtir açıklamalı, gerekçeli ve denetime elverişli rapor aldırılıp sonucuna uygun karar verilmesi gerekirken, yukarıda belirtilen ilkeler gözetilmeyerek, yanılgılı gerekçe ile karar verilmesi doğru görülmemiştir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle, davacı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün, davacı yararına BOZULMASINA, peşin alınan harcın istek halinde iadesine, karar düzeltme yolu kapalı olmak üzere 21.05.2012 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.