Yargıtay 23. Hukuk Dairesi 2011/5049 Esas 2012/3387 Karar Sayılı İlamı

Abaküs Yazılım
23. Hukuk Dairesi
Esas No: 2011/5049
Karar No: 2012/3387
Karar Tarihi: 08.05.2012

Yargıtay 23. Hukuk Dairesi 2011/5049 Esas 2012/3387 Karar Sayılı İlamı

     Özet:

Davalı bankanın müvekkilinin hesaplarını sahte imzalar ve hukuka aykırı işlemlerle boşalttığı iddiasıyla yapılan dava sonucunda mahkeme Borçlar Kanunu'nun ilgili maddelerine uygun olarak bankanın personelinin usulsüz işlemlerinden dolayı sorumlu olduğuna karar verdi. Fakat, alacağın net olarak hesaplanmadığı ve depo tutarı hesaplanmasında icra inkar tazminatının hesaba dahil edilmesi, taraflar arasındaki sözleşmenin vade ve vade sonrası dönemine ilişkin sözleşme ve yasa hükümleri çerçevesinde faiz hesaplanması gerekirken, reeskont faizi hesaplanması hatalı olduğu için karar bozuldu. İlgili kanun maddeleri Borçlar Kanunu'nun 55. ve 99. maddeleri.
23. Hukuk Dairesi         2011/5049 E.  ,  2012/3387 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ :Ticaret Mahkemesi


    Taraflar arasındaki itirazın kaldırılması - iflas davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı karar verilmesine yer olmadığına yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davalı vekilince temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.
    -K A R A R-
    Davacılar vekili müvekkillerinin tasarruflarını davalı bankada değerlendirmek istediğini ve muhtelif hesaplar açtığını, ancak davalı banka şubesinde şef yardımcısı olarak çalışan kişi tarafından sahte imzalar ve hukuka aykırı işlemlerle bu hesapların içlerinin boşaltıldığını; sözü geçen şahıs hakkında ceza davası açıldığını, 237.096,85 TL alacağın tahsili için ... 11. İcra Müdürlüğü"nün 2000/17110 sayılı dosyasından giriştikleri iflas yolu ile takibin itiraza uğradığını ileri sürerek fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla, iflasın kaldırılmasına, alacağın tahsiline, davalının % 40 oranında icra inkar tazminatı ile mahkumiyetine ve davalının iflasına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
    Davalı banka vekili şube yetkilileri hakkında açılan davaya müdahil olduklarını, 4389 sayılı Yasa’ya muhalefet niteliğindeki suç nedeniyle ... 2. Ağır Ceza Mahkemesi’nin yetkisizlik kararı verdiğini ve ... 4. Ağır Ceza Mahkemesi’nin yetki uyuşmazlığı nedeniyle dosyayı Yargıtay’a gönderdiğini, ceza davasının halen derdest olduğunu, bunların bekletici mesele sayılıp sayılmayacağının mahkemenin takdirinde bulunduğunu; başka mudiler tarafından da işlemi yapan yetkililer hakkında davalar açıldığını; takipte talep edilmeyen ve saklı tutulan hususlar bakımından zamanaşımının kesilmeyeceğini, iflas takibinde %40 oranında icra inkar tazminatı istenemeyeceğini, şube kayıtları üzerinde yapılan incelemede davacının ileri sürdüğü bir kısım hesaplara rastlanmadığını, bir kısım hesaplarda bulunan paranın davacılara nakdi ödeme suretiyle, diğer bir kısım hesapların ise karşılıklı işlemler suretiyle kapatıldığını, takip dosyasına yaptıkları itirazları da aynen tekrar ettiklerini savunarak, davanın reddini istemiştir.
    Mahkemece iddia, savunma, benimsenen bilirkişi raporları ve tüm dosya kapsamına göre, davacıların tasarruflarını değerlendirmek amacıyla davalı bankanın ... Şubesi’nde hesaplar açtıkları, bu şubenin yetkili şef yardımcısının kayıtlar üzerinde oynamak suretiyle ve sahte imza ile ya da imzasız olarak düzenlediği fişlerle, davacıların hesaplarından para aktardığı, yaptırılan grafoloji incelemesi sonuncunda dekontlardaki ve hesap cüzdanlarındaki imzalardan hangilerinin banka görevlisine, hangilerinin davacılara ait olduğunun saptanmasından sonra, sözü geçen yetkilinin uhdesine geçirdiği tutarların tesbit
    edildiği, davalı bankanın da Borçlar Kanunu’nun 55 inci ve 99 uncu maddesi uyarınca personelinin usulsüz işlemlerinden dolayı sorumlu olduğu, yetkili hakkında açılan kamu davası sonucunda davanın ortadan kaldırıldığı, oluşan alacak tutarı üzerinden hesaplanan depo emri gereğinin davalı tarafından yerine getirildiği gerekçesiyle ortadan kalkan dava konusu nedeniyle esas hakkında karar verilmesine yer olmadığına karar verilmiştir.
    Karar, davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
    1- Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle gerektirici sebeplere, delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre, davalı vekilinin aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan temyiz itirazları yerinde görülmemiştir.
    2- Gerek dava dosyasında ve gerek Ağır Ceza Mahkemesi dosyasında bulunan raporlar arasındaki çelişkiler giderilmeden hüküm kurulması doğru olmadığından, taraflar arasındaki alacağın net olarak hesaplanması gerekirken, eksik inceleme ile yazılı şekilde hüküm kurulması bozmayı gerektirdiği gibi depo tutarının hesaplanmasında yasada yeri bulunmayan icra inkar tazminatının hesaba dahil edilmesi, taraflar arasındaki sözleşmenin vade ve vade sonrası dönemine ilişkin sözleşme ve yasa hükümleri çerçevesinde faiz hesaplanması gerekirken, reeskont faizi hesaplanması da kabul şekli itibariyle doğru görülmemiştir.
    SONUÇ: Yukarıda (1) sayılı bentte açıklanan nedenle davalı vekilinin diğer temyiz itirazlarının reddine, (2) sayılı bentte açıklanan nedenle davalı vekilinin diğer temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün davalı yararına BOZULMASINA, peşin alınan harcın istek halinde iadesine, kararın tebliğinden itibaren 10 gün içerisinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere 08.05.2012 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.






    Hemen Ara