Yargıtay 11. Hukuk Dairesi 2022/5194 Esas 2022/6394 Karar Sayılı İlamı

Abaküs Yazılım
11. Hukuk Dairesi
Esas No: 2022/5194
Karar No: 2022/6394
Karar Tarihi: 28.09.2022

Yargıtay 11. Hukuk Dairesi 2022/5194 Esas 2022/6394 Karar Sayılı İlamı

     Özet:

Ordu 2. Asliye Hukuk Mahkemesi'nde açılan bir dava sonucunda, davacı banka müşterisi olarak davalı bankanın müşterisi olduğu ve cep telefonundan arandığı söylenerek yapılan işlemlerin kendi bilgisi dışında gerçekleştiğini ve 4.133,48 TL borcu olmadığını iddia etmiştir. Mahkeme, dördü ayrı ayrı 1.033,37 TL tutarlı işlemlerin davalı bankanın kusuru sebebiyle gerçekleştiğine ve davanın kabulüne karar vermiştir. Davalı taraf kanun yararına temyiz talebinde bulunmuş, ancak davanın reddine karar verilmiştir. Kararda HMK 341, 361, 362, 363 ve geçici 3. madde hükümleri açıklanmıştır. Ayrıca, mahkeme kararının Adalet Bakanlığı'na ve ilgili ilk derece mahkemesine gönderilmesine karar verilmiştir.
11. Hukuk Dairesi         2022/5194 E.  ,  2022/6394 K.

    "İçtihat Metni"


    MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ (TÜKETİCİ MAHKEMESİ SIFATIYLA)


    TÜRK MİLLETİ ADINA

    Taraflar arasındaki davanın Ordu 2. Asliye Hukuk Mahkemesi tarafından yukarıda sayı ve tarihi belirtilen kararın HMK 363. maddesi uyarınca kanun yararına bozulmasının Adalet Bakanlığı tarafından istenilmesi üzerine, dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlenildikten ve yine dosya içerisindeki dilekçeler, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:
    Davacı vekili; müvekkilinin davalı bankanın müşterisi olduğunu, olay günü cep telefonundan arandığını ve “...masraf iadesi talebiniz kabul edildi, paranın iadesi için telefonun üst tarafına gelen beş rakamlı bir sayıyı güvenlik açısından okumanız gerektiği...” söylendiği, müvekkilin de şifreleri söylediği, ancak sonrasında durumdan şüphelenip banka ile iletişime geçtiğini işlemlerin iptalini istediğini, ancak bankanın eylemsiz kaldığını ileri sürerek yapılan işlemlerin kendi bilgisi dışında yapıldığını ve 29.12.2014 işlem tarihi ve 12.01.2015 ödeme tarihi dört adet işlem karşılığı olan toplam 4.133,48 TL işlemle ilgili olarak borçlu olmadığının menfi tespitine, tahsil edilmesi halinde faizi ile birlikte istirdadına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
    Davalı vekili, davacının zararın meydana gelmesinde kusurlu olduğunu savunarak davanın reddini istemiştir.
    Mahkemece bozma ilamına uyularak yapılan yargılamaya ve tüm dosya kapsamına göre; davacıya ait 49...01 nolu kredi kartından 29/12/2014 tarihinde yapılan her biri 1.033,37TL tutarlı 4 ayrı işlemin davacının iradesi dışında gerçekleşmesinde, davalı Yapı ve Kredi Bankasının kusurlu olması nedeniyle sorumluluğunun bulunduğu gerekçesiyle davanın kabulüne karar verilmiştir.
    Davalı vekili kanun yararına temyiz talebinde bulunması üzerine, Adalet Bakanlığı Hukuk İşleri Genel Müdürlüğünce, bozma ilamına uyulmakla birlikte bozmanın yerine getirilmediği, işin uzmanı bir bilirkişiden rapor alınmaksızın eksik, yetersiz ve çelişkili önceki rapora itibar edilerek hüküm kurulmasının doğru olmadığı gerekçesiyle kanun yararına temyiz talebinde bulunulmuştur.
    Kanun yararına temyize konu menfi tespit davasında mahkemece, 19. Hukuk Dairesi’nin bozma ilamına uyularak davanın kabülüne karar verilmiş, 2020 yılı itibariyle istinaf (temyiz sınırı) 5.390,00 TL olup, dava değeri 4.133,48 TL olduğundan miktar itibariyle kesin olduğu belirtilmiştir.
    6100 sayılı HMK'nın 341. maddesinde istinaf yoluna başvurulabilen kararlar, 361 ve 362. maddelerinde de temyiz edilebilen ve temyiz edilmeyen kararlar belirlenmiştir.
    6100 sayılı HMK'nın geçici 3. maddesinin 2. fıkrasına göre; Bölge Adliye Mahkemelerinin göreve başlama tarihinden (20/07/2016) önce verilen kararlar hakkında kesinleşinceye kadar 1086 sayılı Kanunun 26/9/2004 tarihli ve 5236 sayılı Kanun'la yapılan değişiklikten önceki 427 ila 444 üncü madde hükümlerinin uygulanmasına devam olunur. Bu kararlara ilişkin dosyalar Bölge Adliye Mahkemelerine gönderilemez. İlk derece mahkemesi, 19. Hukuk Dairesi’nin bozma ilamından önceki esasa dair ilk hükmünü 02.04.2015 tarihinde tesis ettiğinden, bu hüküm kesinleşene kadar 1086 sayılı Kanun'un uygulanması gerekir.
    HMK 6100 sayılı HMK’nın 363. madde düzenlemesine göre, İlk derece mahkemelerinin kesin olarak verdikleri kararlara karşı kanun yararına temyiz yoluna başvurulacak olup, 16.06.2020 karar tarihi itibariyle temyiz sınırı 3.920,00 TL olduğundan mahkemece verilen hüküm miktar itibariyle temyiz sınırının üstünde olduğu halde, davalı tarafça temyiz yoluna başvurulmadığından, kanun yararına temyize tabi olmayan işbu karara yönelik talebin reddine karar vermek gerekmiştir.
    SONUÇ : Yukarıda belirtilen nedenlerle Adalet Bakanlığı’nın 6100 sayılı HMK’nın 363'üncü maddesine dayalı kanun yararına bozma isteğinin REDDİNE, gereğinin yapılması için karar örneğinin Adalet Bakanlığı’na, dosyanın ise ilgili İlk Derece Mahkemesine gönderilmesine, 28/09/2022 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.


    Hemen Ara