Esas No: 2021/1661
Karar No: 2022/6426
Karar Tarihi: 28.09.2022
Yargıtay 11. Hukuk Dairesi 2021/1661 Esas 2022/6426 Karar Sayılı İlamı
11. Hukuk Dairesi 2021/1661 E. , 2022/6426 K.Özet:
İskenderun Asliye Ticaret Mahkemesi'nin verdiği bir karar, tarafların istinaf başvurusu üzerine Adana Bölge Adliye Mahkemesi tarafından incelendi. Kararda, davacının şirkete ait kule ve ekipmanların davalı şirketin limanında hasar görmesi sonucu açtığı dava ele alındı. Mahkeme, davalı tarafın yükün tahliyesi sırasında emniyet kurallarına yeterince riayet etmediği ve gerekli özeni göstermediği için %30 oranında kusurlu olduğuna hükmetti. Davacının ödemiş olduğu miktarın davalı tarafın %30 kusur oranına göre kısmen kabul kısmen reddedilerek ödenmesine karar verildi. Temyiz istemleri de dikkate alındıktan sonra, davalı vekilinin temyiz isteminin reddine ve davacı vekilinin temyiz isteminin reddi ile Bölge Adliye Mahkemesi kararının onanmasına karar verildi. Kararda, HMK'nın 6763 sayılı Kanun'un 42. maddesi ile değişik 362/1-a maddesi hükmüne göre, Bölge Adliye Mahkemelerinin 40.000,00 TL'yi geçmeyen davalara ilişkin verdiği kararlar aleyhine temyiz yoluna başvurulamayacağı hatırlatıldı. Ayrıca, HMK'nın
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ : ADANA BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ 9. HUKUK DAİRESİ
TÜRK MİLLETİ ADINA
Taraflar arasında görülen davada İskenderun Asliye Ticaret Mahkemesince verilen 17.05.2018 tarih ve 2016/363 E. - 2018/256 K. sayılı kararın davacı vekili ile davalı Limak İskenderun Uluslararası Liman İşletmeciliği A.Ş. vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, istinaf istemlerinin kabulüne dair Adana Bölge Adliye Mahkemesi 9. Hukuk Dairesi'nce verilen 17.02.2020 tarih ve 2019/35 E. - 2020/143 K. sayılı kararın Yargıtay'ca incelenmesi davalı Limak İskenderun Uluslararası Liman İşletmeciliği A.Ş. vekili İle davacı .... vekili tarafından istenmiş ve temyiz dilekçelerinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve yine dosya içerisindeki dilekçeler, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:
Davacı vekili, müvekkili davacı şirkete P-0053268589 no'lu Nakliyat Emtia Poliçesi ile sigortalı bulunan Güney Yıldızı Petrol Üretim Sondaj Müt. ve Tic. A.Ş.'ye ait kule ve ekipmanları emtiasının naklinin İsrail-İskenderun Nakliyesi M/V ACM Delta gemisi ile yapıldığını, 07/07/2012 günü Limak İskenderun Ulus. Liman İşl. A.Ş.'nin 1 nolu rıhtımında sigortalı şirkete ait malzemelerin davalıya ait limanda vinç ile tahliye edilirken, sigortalı konteynerin düşmesi sonucu tamamen pert olacak şekilde hasarlandığını, işbu hasara ilişkin 07/07/2012 tarihli tutanak ve fotoğrafları dilekçe ekinde sunduklarını, söz konusu emtianın hasarlanmasından sonra İskenderun 3. Asliye Hukuk Mahkemesi'nin 2012/81 D.İş sayılı dosyası ile delil tespiti yapılarak bilirkişiden rapor alındığını, hasarın meydana gelmesinde davalı şirketin kusurlu olduğunu, müvekkili şirket tarafından sigortalısına ödeme yapıldığını, sigortalı ile müvekkili şirket arasında münakit sigorta poliçesi umumi şartları ve TTK'nın 1472. maddesinin amir hükmüne göre müvekkili şirketin hasar bedelini ödedikten sonra sigortalısının kanuni haklarına halef olduğunu, 66.348,54 USD'nin ödeme tarihinden itibaren işlemiş ve işleyecek ticari faiz ile birlikte davalıdan fiili ödeme tarihindeki kur üzerinden tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili, dava konusu kazanın meydana gelmesinde esas sorumlu olan Ceymar Denizcilik Ltd. Şti. firmasına davanın ihbar edilmesini, davacının iddiasının gerçek olmadığını, taşınan yükün özel bir taşıma şeklinin var olması halinde bunun belirtilmesi gerektiğini, ancak gerek yük listesinde, gerekse diğer belgelerde böyle bir uyarının olmadığını, müvekkili firmanın işin ehli, gerekli özeni gösteren ve işini liyakatle yerine getiren basiretli bir firma olduğunu, kusurunun bulunmadığından dava konusu kazada kusursuz olduğunu savunarak davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Mahkemece yapılan yargılama, toplanan deliller ve benimsenen bilirkişi raporuna göre, davalı tarafın tahliye esnasında emniyet, denetim teknik kurallara yeterince riayet etmediğinden ayrıca yüke gerekli özeni göstermediğinden yükün hasarlanmasına sebep olma eyleminden % 30 oranında kusurlu olduğu, hasarın expertiz raporunda hesaplanan 66.348,54 USD tutarı ile uyumlu olduğu gerekçesiyle davacı tarafından ödenen miktarın davalı tarafın %30 kusur oranına göre davanın kısmen kabul kısmen reddine, 19.904,562 USD'ye fiili ödeme tarihi olan 23.08.2012 tarihinden itibaren 3095 sayılı Yasa'nın 4/a maddesi gereğince devlet bankalarının anılan yabancı paralar ile açılmış bir yıl vadeli mevduat hesaplarına ödediği en yüksek faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine, davacının fazlaya ilişkin isteminin reddine karar verilmiş, kararı taraf vekilleri istinaf etmiştir.
İstinaf mahkemesince, ilk derece mahkemesinin davanın kısmen kabulü kısmen reddi kararının usul ve yasaya uygun olduğu, kamu düzenine aykırılık bulunup bulunmadığı hususunda resen yapılan incelemede ise davanın döviz üzerinden açıldığı ve davanın açıldığı tarihte döviz kurunun 1,82 olduğu, bu bedel üzerinden harç yatırıldığı, ilk derece mahkemesince dava açılış tarihinde geçerli döviz kuru nazara alınarak bakiye karar harcının tahsiline karar verilmesi gerekirken karar tarihindeki kur üzerinden yapılan hesaplama sonucu fazladan bakiye karar harcı ve vekalet ücretinin hesaplandığı gerekçesiyle kamu düzenine aykırılık nedeniyle taraf vekillerinin istinaf başvurularının kabulü ile ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasına karar verilmiş, kararı taraf vekilleri temyiz etmiştir.
1-HMK'nın 6763 sayılı Kanun'un 42. maddesi ile değişik 362/1-a maddesi hükmüne göre, Bölge Adliye Mahkemelerinin miktar veya değeri 40.000,00 TL'yi geçmeyen davalara ilişkin verdiği kararlar aleyhine temyiz yoluna başvurulamaz. Bu miktar, HMK'nın Ek 1. maddesi uyarınca, Bölge Adliye Mahkemesince verilen hüküm tarihi itibar ile 72.070,00 TL'dir. Dava değeri kabule göre 36.226,30 TL olup yukarıda anılan madde hükmüne göre temyiz sınırının altında kaldığı anlaşılmaktadır. HMK'nın 366. maddesi delaletiyle kıyasen uygulanması gereken aynı Kanun'un 346/2. maddesi hükmü uyarınca, kesin olan kararların temyiz istemleri hakkında Bölge Adliye Mahkemesince bir karar verilmesi gerekmekle birlikte, Yargıtay tarafından da bu yolda karar verilebileceğinden, davalı vekilinin kesin olan karara yönelik temyiz isteminin reddine karar verilmesi gerekmiştir.
2-İlk Derece Mahkemesince verilen karara yönelik olarak yapılan istinaf başvurusu üzerine HMK'nın 355 vd. maddeleri kapsamında yöntemince yapılan inceleme sonucunda Bölge Adliye Mahkemesince esastan verilen nihai kararda, dosya kapsamına göre saptanan somut uyuşmazlık bakımından uygulanması gereken hukuk kurallarına aykırı bir yön olmadığı gibi HMK'nın 369/1. ve 371. maddelerinin uygulanmasını gerektirici nedenlerin de bulunmamasına göre usul ve yasaya uygun Bölge Adliye Mahkemesi kararının onanmasına karar vermek gerekmiştir.
SONUÇ: Yukarıda ( 1) numaralı bentte açıklanan nedenlerle davalı vekilinin Bölge Adliye Mahkemesince verilen hükme yönelik TEMYİZ İSTEMİNİN REDDİNE, ( 2) numaralı bentte açıklanan nedenlerle davacı vekilinin temyiz isteminin reddi ile Bölge Adliye Mahkemesince verilen kararın HMK'nın 370/1. maddesi uyarınca ONANMASINA, HMK'nın 372. maddesi uyarınca işlem yapılmak üzere dava dosyasının İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine, ödediği peşin temyiz harcının isteği halinde temyiz eden davalı Limak İskenderun Uluslararası Liman İşletmeciliği A.Ş.'ye iadesine, istek halinde aşağıda yazılı 28,10 TL harcın temyiz eden davacıya iadesine, 28.09.2022 tarihinde kesin olarak oybirliğiyle karar verildi.