Esas No: 2021/441
Karar No: 2022/6389
Karar Tarihi: 28.09.2022
Yargıtay 11. Hukuk Dairesi 2021/441 Esas 2022/6389 Karar Sayılı İlamı
11. Hukuk Dairesi 2021/441 E. , 2022/6389 K."İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :TİCARET MAHKEMESİ
Taraflar arasında görülen davada İstanbul 18. Asliye Ticaret Mahkemesi’nce verilen 22.10.2020 tarih ve 2015/310 E. - 2020/501 K. sayılı kararın Yargıtayca incelenmesi davalı vekili tarafından duruşmalı, davacı vekilince duruşmasız olarak istenmiş ve temyiz dilekçelerinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, duruşma için belirlenen 27.09.2022 günü hazır bulunan davacı vekili Av. ... ile davalı vekili Av. ... dinlenildikten sonra duruşmalı işlerin yoğunluğu ve süre darlığından ötürü işin incelenerek karara bağlanması ileriye bırakıldı. Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlenildikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:
Davacı vekili; davalının ödemediği fatura bedelleri için ilamsız takip başlatıldığını, takibe kısmen itiraz etmesi üzerine itirazının iptali için İstanbul 41. Asliye Ticaret Mahkemesinde 2011/225 Esas nolu dosyası ile itirazın iptali davası açtıklarını, davanın 29/01/2013 tarihinde lehlerine neticelendiğini, Mahkemenin dosyasından alınan 06/01/2012 tarihli bilirkişi raporuna göre şirketin davalıdan 427.133,58 TL alacaklı olduğunun belirlendiğini, davalı tarafın 29/10/2010 tarihi itibariyle temerrüde düştüğünü ileri sürerek 417.133,58 TL alacağın 29/10/2010 tarihinden itibaren işleyecek avans faiziyle birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili; davacı tarafın müvekkili aleyhine 501.816,78 TL alacak için icra takibine giriştiğini, taraflarınca borcun asıl alacak olarak 65.940,77 TL'lik kısmının kabul edilerek faiz, vekalet ücreti, masraf ve ferileriyle birlikte dosyaya 74.170,27 TL ödeme yapıldığını geri kalan kısma ise itiraz edildiğini, davacı tarafından İstanbul 41. Asliye Ticaret Mahkemesi'nde itirazın iptali davasının 10.000,00 TL üzerinden kısmi olarak açtığını, itirazın
iptali davasının kısmi olarak açılmasının mümkün olmadığını, müvekkilinin davacı yana ödenen 65.940,77 TL dışında hiç bir borcu bulunmadığını, sadece fatura düzenlenmesinin müvekkilinin borçlu göstermeyeceğini, İstanbul 41. Asliye Ticaret Mahkemesi'nde alınan bilirkişi raporunda da belirtildiği üzere davacı tarafın bayilik sözleşmesinin başlangıcında 15 yıllık kira bedeli olan 573.533,72 TL'nin davacıya peşin olarak ödendiğini, kira sözleşmesinin süresinden önce feshine neden olması halinde peşin olarak ödenmiş bulunan kira parasının sözü edilen hallerden birinin meydana geldiği tarihten bu sözleşmenin normal sona erme tarihine kadar olan süreye karşılık kısmının kiraya verenden talep edebileceğini, davacı bayi tarafından kira bedelinin her yıl davalı müvekkiline gayrimenkulün kullanıldığı her yıl için fatura edilerek peşin ödenen bu bakiyenin sıfırlanacağını, bu kapsamda dilekçenin 5. sayfasında yer alan tabloda da gösterildiği üzere 2002 ile 2010 yılları arası kullanılan dönemlerin fatura edildiğini ve davacının hesabına alacak olarak kaydedildiğini, buna göre 01/03/2002 tarihinde KDV dahil 17.700,00 TL, 07/11/2003 tarihinde KDV dahil 35.400,00 TL, 19/11/2004 tarihinde KDV dahil 35.400,00 TL, 18/01/2005 tarihinde KDV dahil 42.480,00 TL, 10/12/2005 tarihinde KDV dahil 35.400,00 TL, 2006 tarihinde 43.937,98 TL, 2007 tarihinde 43.937,98 TL, 2008 tarihinde 43.937,98 TL, 2009 tarihinde 43.937,98 TL, 2010 tarihinde 31.488,89 TL olarak davacı tarafın fatura kestiğini, Rekabet Mevzuatı gereği kira sözleşmesinin normal sona erme süresinden önce 2010 yılında sonlandığını, bu kapsamda 2010 yılı ile 2016 yılları arası dönem için davacıya peşinen ödenen kira bedellerinin gayrimenkulün kullanılmayan dönemi için davacının cari hesabına 18/09/2010 tarihi itibariyle 219.892,91 TL borcu bulunduğunu, davacının bu borcu nedeniyle işbu davada takas ve mahsup talebinde bulunduklarını savunarak davanın reddini istemiştir.
Mahkemece iddia, savunma ve tüm dosya kapsamına göre; davacı tarafından kira bedeline istinaden kesilen faturaların dosya içerisinde bulunduğu, davalı taraf kira parasını peşin ödediğini iddia etmekte ise de 15 yıllık kira parası miktarı 573.533,72 TL olup davalı taraf bu ödemenin tamamını yaptığını ispat edemediği, davacıya ait Yapı Kredi Bankasının hesap ekstresine göre ödenen miktar 480.885,96 TL olduğu, ekstrede ödemelerden biri için "15/03/2001 tarihli sözleşmeye istinaden" denildiği için ödemelerin kira sözleşmesi gereğince yapıldığının anlaşıldığı, ekstrede 4 adet 80.000,00 USD, 1 adet 88.000,00 USD'lik ödeme mevcut olduğu, kullanılamayan dönem olan 18/09/2010 ile 15/03/2010 arasında geçen 5 yıl 5 ay 27 günlük işlemeyen kira süresine isabet eden paranın davacı tarafça davalıya iadesi gerektiği, oranlama yapılarak davalı tarafından takas ve mahsuba konu edilebilecek miktarın 176.057,62 TL olarak tespit edildiği, 18/09/2010 tarihli mahsup denilerek 207.240,83 TL bedelli kira bedeli olduğu anlaşılan faturanın davacı tarafça kendi defterine alacak olarak kaydedildiği, daha sonraki ödemeler ve icra dairesi kanalıyla Total tarafından yapılan 65.940,77 TL'lik ödemenin mahsubu suretiyle en sonunda davacı alacağının 428.525,78 TL'ye indirildiği, davacı taraf peşin olarak almış olduğu kira parası miktarından 207.240,83 TL'lik bedeli 18/09/2010 tarihinde kendi defterine mükerrer şekilde alacak kaydettiği, davacı tarafın dava dilekçesinde alacak miktarı olarak belirtmiş olduğu 427.133,58 TL'den daha önceki davada ödenen 10.000,00 TL mahsup edildiğinde 417.133,58 TL kaldığı, bundan da yukarıda açıklandığı üzere kendi defterine hatalı olarak peşin almış olduğu kira bedelinden 207.240,81 TL'lik faturayı tekrar alacak olarak kaydetmesi nedeniyle bu miktar mahsup edildiğinde, 209.892,77 TL davacının davalıdan alacağının bulunduğu, davalının ise işlemeyen süre olan 5 yıl 5 ay 27 günlük zaman için peşin ödediği 176.057,62 TL kira parasını takas ve mahsup hakkı bulunduğu, davacının alacağı olan 209.892,77 TL'den davalının takas edebileceği miktar olan 176.057,62 TL düşüldüğünde davacının 33.385,15 TL alacağı kaldığının tespit edildiği gerekçesiyle davanın kısmen kabulüne, davacının fazla isteminin ve davalının fazlaya ilişkin takas mahsup talebinin reddine karar verilmiştir.
Kararı, taraf vekilleri temyiz etmiştir.
Dava dosyası içerisindeki bilgi ve belgelere, mahkeme kararının gerekçesinde dayanılan delillerin tartışılıp, değerlendirilmesinde usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmamasına göre, taraf vekillerinin tüm temyiz itirazları yerinde değildir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerden dolayı, taraf vekillerinin bütün temyiz itirazlarının reddiyle usul ve kanuna uygun bulunan hükmün ONANMASINA, takdir olunan 8.400,00 TL duruşma vekalet ücretinin taraflardan alınarak yekdiğerine verilmesine, aşağıda yazılı bakiye 1.733,46 TL temyiz ilam harcının temyiz eden davalıdan alınmasına, aşağıda yazılı bakiye 26,30 TL temyiz ilam harcının temyiz eden davacıdan alınmasına, 28/09/2022 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.