Esas No: 2021/1863
Karar No: 2022/6460
Karar Tarihi: 29.09.2022
Yargıtay 11. Hukuk Dairesi 2021/1863 Esas 2022/6460 Karar Sayılı İlamı
11. Hukuk Dairesi 2021/1863 E. , 2022/6460 K."İçtihat Metni"
MAHKEMESİ : İSTANBUL BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ 43. HUKUK DAİRESİ
TÜRK MİLLETİ ADINA
Taraflar arasında görülen davada İstanbul Anadolu 8. Asliye Ticaret Mahkemesince verilen 13.03.2019 tarih ve 2018/1428 E.- 2019/263 K. sayılı kararın davacı vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, istinaf isteminin esastan reddine dair İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 43. Hukuk Dairesi'nce verilen 19.11.2020 tarih ve 2020/1274 E- 2020/312 K. sayılı kararın Yargıtay'ca incelenmesi davacı vekili tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve yine dosya içerisindeki dilekçeler, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:
Davacı vekili, davacının davalı şirkettin %10 payla ortağı olduğunu, şirket ortaklarından... ve...’in şirketle haksız rekabet yapması nedeniyle haksız rekabetin önlenmesi davası açtıklarını ve adı geçen ortakların haksız rekabet yaptıklarının tespit edildiğini, Salih Mene'nin bu nedenle yetkilerinin kaldırıldığını, şirkete verilen zararların şirkete ödenmesi, şirket değerinin tespiti ve haklı sebeple şirketten çıkma davasının halen derdest olduğunu, müvekkilinin genel olarak sermayenin arttırılmasına itirazı bulunmamakla birlikte, sermaye artışı yapılacak ise bu artışın şirketteki kar payının sermayeye eklenmesi suretiyle yapılması gerektiğini, 29/08/2018 tarihli sermaye arttırımına ilişkin ortaklar kurulu kararının derdest olan haklı sebeple şirketten çıkma davası sonucunu etkilemeye matuf, kötü niyetli ve hukuken iptali gereken bir karar olduğunu ileri sürerek 29.08.2018 tarihli, sermaye artırımına ilişkin ortaklar kurulu kararının iptaline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili, müvekkil şirketin 29.08.2018 tarihli genel kurul toplantısında alınmış olan kararların gerek toplantıya davet, gerekse toplantı ve karar nisapları bakımından hukuka uygun olduğunu savunarak davanın reddini istemiştir.
İlk Derece Mahkemesince yapılan yargılama ve toplanan delillere göre, somut olayda dava konusu genel kurul toplantısında 2 nolu gündem maddesi ile şirket ana sözleşmesinin "sermaye ve pay senetlerinin nevi" başlıklı 6. maddesinin tadili hususunun müzakereye açıldığı, davacının söz alarak görüşünü yazdırıp sermaye artışına karşı olumsuz oy kullanacağını beyan ettiği, bundan sonra oylama yapıldığı, davacı red oyu kullanmakla birlikte oylama yapıldıktan sonra karara muhalif olduğunu tutanağa geçirtmemiş bu yönde beyanda bulunmadığı, davacı tarafça ileri sürülen sebepler (TTK 447. maddesinde düzenlenen butlan kapsamında olmayıp iptal davasına konu olabilecek hususlar olduğundan davacının iptal davası açabilmek için gerekli red oyunu kullanmış olmakla birlikte oylama sonrasında muhalefet şerhini yazdırmadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.
Karara karşı, davacı vekili tarafından istinaf yoluna başvurulmuştur.
Bölge Adliye Mahkemesince, iptali talep edilen 2. nolu kararın sermaye artırımına ilişkin olup, davaya konu genel kurula tüm paydaşların asaleten katıldığı ve 400.000.-TL sermayeli şirkette davacının 40.000.-TL sermaye payı bulunduğunun anlaşıldığı, davacı vekilince davacının önceden hazırladığı muhalefet şerhi dilekçesini ret oyunu kullandığı oylamadan sonra toplantı tutanağına eklendiğini ve usulüne uygun muhalefet şerhi bulunmasına rağmen mahkemece bu dilekçe yok sayılarak davanın reddine karar verildiğini ileri sürdüğü, genel kurul toplantı tutanağında davacının olumsuz oy kullanımından sonra dilekçe verdiği ve tutanağa eklendiği yönünde bir tespit bulunmadığı gibi davacı tarafından tutanak imzalanırken muhalefet şerhinin yazılı olarak sunulduğuna ilişkin imzalanmış bir beyanı da bulunmadığı, davacı genel kurulda olumsuz oy kullandıktan sonra muhalefet şerhi dilekçesini verdiğini dosya kapsamında usulüne uygun deliller ile ispatlayamadığı gibi davacı verdiğini ve muhalefet şerhi dilekçesi olduğunu iddia ettiği, davalı şirkete hitaben düzenlenen sermaye artışına katılmayacağı ve olumsuz oy kullanacağını belirtilen tarihsiz dilekçe genel kurulda yapılan müzakerede davacı tarafından içeriği aynen tekrar edilen ve içeriğinde olumsuz oy kullanılan sermaye artışına karşı muhalefet şerhi anlamına gelecek herhangi bir ibare de bulunmadığı, bu durumda somut olayda genel kurulda yapılan oylamadan sonra muhalefet şerhi veya muhalefet şerhi anlamına gelebilecek bir beyanda bulunulmadığı, yazılı olarak da bildirilmediğinden iptali talep edilen sermaye artışına ilişkin karara karşı usulüne uygun bir muhalefet şerhi bulunması dava şartının mevcut olmadığından ilk derece mahkemesince davanın reddine karar verilmesinde bir isabetsizlik bulunmadığı gerekçesiyle davacı vekilin istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.
Kararı, davacı vekili temyiz etmiştir.
Yapılan yargılama ve saptanan somut uyuşmazlık bakımından uygulanması gereken hukuk kuralları gözetildiğinde İlk Derece Mahkemesince verilen kararda bir isabetsizlik olmadığının anlaşılmasına göre yapılan istinaf başvurusunun HMK'nın 353/b-1 maddesi uyarınca Bölge Adliye Mahkemesince esastan reddine ilişkin kararın usul ve yasaya uygun olduğu kanısına varıldığından Bölge Adliye Mahkemesi kararının onanmasına karar vermek gerekmiştir.
SONUÇ: Yukarda açıklanan nedenlerle, davacı vekilinin temyiz isteminin reddi ile Bölge Adliye Mahkemesince verilen kararın HMK'nın 370/1. maddesi uyarınca ONANMASINA, HMK'nın 372. maddesi uyarınca işlem yapılmak üzere dava dosyasının İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine, aşağıda yazılı bakiye 26,30 TL temyiz ilam harcının temyiz eden davacıdan alınmasına, 29/09/2022 tarihinde kesin olarak oybirliğiyle karar verildi.