Esas No: 2011/2112
Karar No: 2011/3005
Karar Tarihi: 30.12.2011
Yargıtay 23. Hukuk Dairesi 2011/2112 Esas 2011/3005 Karar Sayılı İlamı
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
Taraflar arasındaki tapu iptali ve tescil davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın reddine yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde asıl davada davalı kooperatif vekilince, birleşen davada davacı vekilince temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.
-K A R A R-
Asıl davada davacılar vekili, müvekkillerinin murisinin davalı kooperatifteki E Blok 5.kat 7 no’lu daireyi 1998 yılında 13.600 YTL" ye satın aldığını, bedelin bir kısmının nakit, bir kısmının ayın olarak ödeneceğinin kararlaştırıldığını ileri sürerek, müvekkillerinin murisinin edimini yerine getirmiş olması nedeniyle anılan dairenin tapu kaydının iptali ile davacılar adına tescilini talep ve dava etmiştir.
Birleşen davada davacı vekili,10.12.21997 tarihinde yönetim kurulu kararı ile kooperatife üye olarak kabul edilerek E Blok 5.kat 7 no’lu, tasdikli kat irtifakı projesinde D blok 5. kat 7 no’lu dairenin 12.000.00 TL bedel karşılığında kendisine tahsis edildiğini, davalı kooperatife olan tüm yükümlülüklerini yerine getirdiğini ancak tapuda adına intikal yaptırılmadığını ileri sürerek, bu dairenin tapu kaydının iptali ile davacı adına tescilini talep ve dava etmiştir.
Asıl davada davalı vekili, davacılar murisinin kooperatife nakit ödeme yapmadığını, camların da değişik evsafta yapıldığını, birleşen davada ise ,davacının talebinin yerinde olmadığını savunarak, davaların reddini istemiştir.
Mahkemece, iddia, savunma, benimsenen bilirkişi raporu ve 11. Hukuk Dairesi"nin uyulan bozma ilamı doğrultusunda, asıl davanın kabulüne birleşen davanın reddine, karar verilmiştir.
Kararı, asıl davada davalı kooperatif vekili, birleşen davada davacı vekili temyiz etmiştir.
1-Dava; Ortağın kooperatife karşı açtığı tapu iptali tescil istemine ilişkindir. Asıl davada davacıların murisi ..." ın davalı kooperatif ile yaptığı tarihsiz sözleşmeye göre Kooperatife ait E Blok 5.Kat 17 no" lu dubleks dairenin davacılar murisine satışına karar verildiği, ödemenin nakit ve ayın olarak kararlaştırıldığı 21.08.1998 tarihinde Muris Namık" ın kooperatife üye kaydedildiği, edimlerden bir kısmının yerine getirilmediği, birleşen davada ise davacı...l" in davalı kooperatif ile 10.12.1997 tarihinde sözleşme yaparak kooperatife ait D Blok 5.Kat 17 no" lu dubleks dairenin 12.000 TL karşılığında davacı Mehmet" e satışına karar verildiği, davacı Mehmet" in tüm edimlerini yerine getirdiği kooperatife peşin ödemeli ortak olarak kaydedildiği konularında da taraflar arasında bir ihtilaf bulunmamaktadır.
Dosyada toplanan delillerden davalı kooperatif ile mal sahipleri arasında yapılan kat karşılığı inşaat sözleşmesinde deprem öncesi 8 blok yerine 6 blok yapılmasının kararlaştırıldığı, sözleşmeye ekli krokide blok isimlerinin A, B, C, E, G, H olarak gösterildiği, tüm inşaatların projede gösterilen yerlere inşa edildikten sonra imar mevzuatı gereği E Blok isminin D Blok olarak değiştirilip tescil edildiği, sözleşmeye ekli krokide E Blok olarak gösterilen ve tapuda D Blok olarak tescil edilen blok tamamının paylaşımda kooperatif hissesine düşen blok olduğu, gerek asıl dava davacılarının Murisi Namık" a tahsisin yapıldığı 21.08.1998 tarihinde, ve gerekse birleşen dosya davacısı Mehmet" e tahsisin yapıldığı 10.12.1997 tarihinde blok isminin projede E Blok olarak kayıtlı olduğu, konum itibariyle inşaatın yapıldığı yerin değişmediğinin anlaşılmasına ve mahkemece de bu şekilde kabul edilmesine göre her iki davacıya da satılan dairenin imar değişikliği sonrası D blok 5. kat no 17 olarak kaydedilen daire olduğu sabittir.
Yapı kooperatifi ortaklığında asıl amaç, ödenen aidatlar karşılığında ortağa oturmasına elverişli konut teslim edilmesidir. Kural olarak, ortağın adına tahsis edilen konutun adına tapusunun verilmesini isteyebilmesi, üzerine düşen parasal yükümlülüklerin tamamını yerine getirmesi koşuluna bağlıdır. Dolayısıyla, aidat veya başka adla genel kurulca karar altına alınan parasal yükümlülüğün tamamını yerine getirmeyen ortağın kooperatife karşı tapu iptal ve tescil davası açma hakkı bulunmamaktadır.
Somut olayda, asıl davada, davacının dava tarihi itibariyle koopetatife borcu bulunduğu sabit ve esasen davacının ve mahkemesinin de kabulünde olup, mahkemece de bozma ilamına uyulduğu halde, bozma ilamının ve ayrıca Dairemizin ilke kararlarının aksine depo kararı verilip, bakiye akçalı edimin davacı tarafından yerine getirilmesi sağlanarak tapu kaydının iptal ve tesciline karar verilmesi doğru olmadığı gibi, yukarıdaki gerekçeler ışığında tahsis önceliğinin de asıl davanın davacısına ait olmadığı anlaşıldığından; asıl davanın reddine karar verilmesi gerekirken, aksi düşüncelerle kabulüne karar verilmesi doğru görülmemiştir.
2-Birleşen davada davacı vekilinin temyiz itirazlarına gelince; davacının kooperatife peşin ödemeli ortak olarak kaydedilip tüm edimleri yerine getirdiği, üyelik ve tahsis tarihinin asıl dava davacısından önce olduğu göz önüne alınarak birleşen davanın kabulüne karar verilmesi gerekirken,yanılgılı gerekçe ile davanın reddine karar verilmesi isabetli görülmemiştir.
SONUÇ :Yukarıda (1) no"lu bentte açıklanan nedenlerle asıl davada davalı kooperatif vekilinin, (2) no"lu bentte açıklanan nedenlerle birleşen davada davacı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile kararın asıl davada davalı kooperatif, birleşen davada davacı yararına BOZULMASINA, peşin harçların temyiz edenlere istek halinde iadesine, 30.12.2011 tarihinde oyçokluğuyla karar verildi.
KARŞI OY YAZISI
Dava tapu iptal ve tescil davası olup, asıl davada davacı E/5-17, birleşen davada da diğer davacı D/5-17 no"lu dairenin adlarına tescilini istemiş, mahkemece her iki dairenin aynı daire olduğu ve önceliğin asıl davacıda olduğundan bahisle asıl davanın kabulüne, birleşen davanın ise reddine karar verilmiştir.
Daire çoğunluğunca; birleşen dosya davacısı ..."e üyelik nedeniyle yapılan tahsisin 10.12.1997 tarihinde, asıl davada davacılarının murisi ..."a yapılan tahsisin ise 21.08.1998 tarihinde yapıldığından, 1997 tarihli tahsise öncelik tanınarak asıl davanın reddine, birleşen davanın kabulüne karar verilmesi gerektiğinden bahisle yerel mahkeme kararının bozulmasına karar verilmiştir.
Daire çoğunluğunun görüşüne aşağıdaki nedenlerle katılamıyoruz.
Birleşen dosya davacısı ..."e üyelik sebebiyle yapılan tahsis 1997 yılında ise de, kat karşılığı inşaat sözleşmesinde bu tarih davalı kooperatifin D blok Kat.5 D.17 no"lu bir dairesi bulunmamaktadır. Buna karşılık asıl davada davacıların murisi ..."a 1998 yılında yapılan tahsiste kooperatifin E Blok K.5 D.17"nin dairesi bulunmaktadır. Davacıların murisi ... kendisinden beklenilen özen ödevini yerine getirmiş, satış ve devir sözleşmesine devre konu taşınmaza ilişkin krokiyi de ekletmiştir. E/5-17 no"lu dairenin daha sonra imar değişikliği ile tapuda D Blok K.5 D.17 numara olarak tescil edilmiştir.
Gerek 1997 gerek 1998 tarihinde kooperatifin sadece E/5-17 dairenin sahibi olması, bunun dışında D/5-17 no"lu bir dairesinin bulunmaması, E/5-17 no"lu dairenin daha sonra D/5-17 olarak tescilinin karşı davacıya bir hak sağlamayacağından davacıya yapılan tahsis geçerli ve dayanağı olan bir tahsis olduğundan, yerel mahkemece asıl davacının davasının kabulüne ilişkin verdiği karar yerindedir. Ayrıca davacının eksik mali yükümlülüğünü de mahkemenin verdiği önel üzerine depo etmiş bulunması karşısında daire çoğunluğunun bu yöne ilişkin bozma gerekçesini de usul ekonomisine uygun düşmeyeceğinden, yerel mahkeme kararının onanması gerektiği düşüncesindeyiz.