Yargıtay 11. Hukuk Dairesi 2021/1043 Esas 2022/6725 Karar Sayılı İlamı

Abaküs Yazılım
11. Hukuk Dairesi
Esas No: 2021/1043
Karar No: 2022/6725
Karar Tarihi: 06.10.2022

Yargıtay 11. Hukuk Dairesi 2021/1043 Esas 2022/6725 Karar Sayılı İlamı

11. Hukuk Dairesi         2021/1043 E.  ,  2022/6725 K.

    "İçtihat Metni"



    MAHKEMESİ : SAMSUN BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ 1. HUKUK DAİRESİ


    TÜRK MİLLETİ ADINA

    Taraflar arasında görülen davada Ünye 2. Asliye Hukuk Mahkemesince verilen 28.01.2020 tarih ve 2019/158 E. - 2020/52 K. sayılı kararın davalı vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, istinaf isteminin esastan reddine dair Samsun Bölge Adliye Mahkemesi 1. Hukuk Dairesi'nce verilen 20.11.2020 tarih ve 2020/1409 E. - 2020/1812 K. sayılı kararın duruşmalı olarak Yargıtay'ca incelenmesi davalı vekili tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, duruşma için belirlenen 04.10.2022 günü tebligata rağmen gelen olmadığı yoklama ile anlaşıldı, duruşmalı işlerin yoğunluğu ve süre darlığından ötürü işin incelenerek karara bağlanması ileriye bırakıldı. Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlenildikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:
    Davacı vekili, davalı belediyenin İşletme ve İştirakler Müdürlüğü envanterinde kayıtlı bulunan Deniz vasıtaları ekonomik ömrünü tamamlamış, teknik ve fiziki nedenlerle kullanılmasında yarar görülmeyek hizmet dışı bırakılan KUŞADASI RÖMORKÜ ile PİLOT 17 isimli PİLOT MOTORU, 2886 sayılı Devlet İhale kanunu kapsamında açık artırma usulü ile satışa çıkardığını , 19/12/2016 tarihinde, KUŞADASI RÖMORKÜ ile İZMİR PİLOT 17 deniz vasıtalarının ihalesi yapılmış, 31/12/2016 tarihinde ihale komisyon kararı kesinleşmiş ve 30/12/2016 tarih ve 68863438-251.02.01.E.534 sayılı yazıyla posta ile iadeli taahhütlü olarak müvekkil, davalı belediyece sözleşmeye davet yazısı gönderildiğini, davalı belediyenin sözleşmeye davet yazısı üzerine davacı, 17/01/2017 tarihinde ilgili banka aracılığı ile ihale bedeli olan 250.000,00 TL davalı ... (İşletme ve İştirakler Müdürlüğü) hesabına yatırıp, sözleşmeleri imzaladığını, müvekkilinin ihalenin kesinleşip sözleşme imzalanma aşamasına kadar ki tüm süreçte üzerine düşen yükümlülüklerini yerine getirdiğini, müvekkili tarafından, bedeli ödenen satış ve devri yapılamayan deniz vasıtaların bir an önce devri için, davalı ... ve İşletme ve İştirakler Müdürlüğü'ne defalarca şahsi ve sözlü başvuruda bulunduğunu, her defasında satış ve devir işlemleri için ileri bir tarih verildiğini, kamu hizmeti ile mükellef bir kuruma, yakışmayacak ve güveni sarsacak şekilde söz verilen tarihlerde satış ve devir işlemleri, bir türlü tamamlanamadığını, müvekkilinin mağduriyetinin giderilmesi için başvuruda bulunduğunu en geç 08/03/2017 tarihine kadar yapılması ihtarında bulunarak aksi, aksi takdirde ihale bedelini ve zararının tazmini talep edeceğini ihtaren davalı ... başkanlığından bildirdiğini, davalı ... tarafınca 08/03/2017 tarih ve 68863438-251.02.01-E. 109 sayılı cevabi yazısı ile "...gemi kayıt jurnali kayıp olduğunu bununla ilgili yapılması gereken çalışmaya başlandığını, ...ayrıca şartname gereğince devirle ilgili idare şu kadar süre içersinde teslim edileceği ile ilgili herhangi bir hüküm yoktur." şeklinde cevap verdiğini, müvekkilinin sözlü ve yazılı olarak davalı belediyeden borcun ifasını talep ettiğini, müvekkilinin ihalenin kesinleşmesinden sonra davalı ... başkanlığının izniyle deniz vasıtalarının teknik ve fiziki eksikliklerini giderek, gemileri yüzer şekil de faal hale getirmiş ve ekonomik değerlerini artırdığını, gemilerin bakım, onarım ve tamiratı işlerini tamamladığını, toplam 162,000 TL harcama yapıldığını, davalı belediyenin adına kayıtlı gemilerin ekonomik değeri artırmış, davalı haksız ve sebepsiz zenginleştiğini, davacının bu deniz vasıtaları ticari faaliyette bulunmak gaye ve amacıyla almış, buna göre de ticari bağlantılar kurup taahhütte bulunup, ticari sözler verdiğini, makul süre içerisinde deniz vasıtalarının devredilmemesi neticesi müvekkilin iş projeleri iptal edilip taahhütlerini yerine getirmediğini, bundan dolayı büyük bir ekonomik kayba uğradığını davalarının kabulüyle, davalı ... başkanlığına ödenen ihale bedeli olan 250.000.-TL'nin alınarak müvekkile ödenmesine, müvekkilinin davalının izni ve bilgisi ile deniz vasıtalan yaptırmış olduğu bakım, onarım ve tamiratları için harcamış olduğu 162,000 TL'nin davalından alınarak müvekkile ödenmesine, dava tarihinden geçerli olmak üzere tüm alacaklara faiz işletilmesine, fazlaya ilişkin dava ve talep haklarımızın saklı kalmak kaydıyla, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davalı ... başkanlığına yükletilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
    Davalı vekili, davanın haksız ve yasal dayanaksız olduğunu, zira davacı ile müvekkil kurum arasında 17.01.2017 tarihili ihale sözleşmesi imzalandığını sözleşme yürürlükte olduğunu, iptal edilmediğini, müvekkili sözleşmedeki yükümlülükleri yerine getirmediğine ilişkin iddialar gerçeği yansıtmadığını, ihale şartnamesi ve ihale sözleşmesinde ihale konusu deniz taşıtlarının teslim süresine ilişkin bir hukum bulunmadığını, kurum yerine getirmesi gereken yükümlülükleri tamamladıktan sonra araçların tescilini yaptıracağını, iddia ettiği masrafı teslim işlemleri tamamlanmadan yaptığını, bu nedenle de müvekkili kurumun yapılan masraftan hiç bir sorumluluğu bulunmadığını, ihale sürecinde ödenen ihale bedelinin iadesi ve talebi mümkün olmadığını, mahkemenin görevsizliğine karar verilmesini, ihale sözleşmesinde ve ihale şartnamesinde teslim süresi bulunmadığından müvekkili kurumun temerrütü söz konusu olmadığını, davacının deniz vasıtalarına masraf yaptığını iddia etmişsede dosyaya buna ilişkin hiç bir fatura sunulmadığını, sözleşmenin devam etmiş olması nedeniyle ihale bedeliin iadesinin mümkün olmadığını uyuşmazlığın idari yargı merciinde görülmesi gerektiğinden mahkemenin görevsizliğine karar verilmesine, esas yönünden ise haksız ve yasal dayanaksız davanın reddine, masraf ve avukatlık ücretinin davacıya yüklenmesine karar verilmesini talep ettiği görülmüştür.
    İlk Derece Mahkemesince, davacının ihale bedeli 17/01/2017 tarihinde yatırarak makbuzunu ibraz ettiği, davalının devir işlemlerini bu tarihten itibaren gerçekleştirmesi gerektiği, TMK 7'nin 97. maddesi uyarınca davacının bu yönde talepde bulunma hakkının bulunduğu, davalının edimini kusurlu ve ihmali davranışları ile gerçekleştiremediği, ihale edilen deniz vasıtalarının belgelerin eksiksiz olması gerektiği, kaldı ki vasıtaların 19/12/2016 tarihli encümen kararında da anlaşılacağı üzere birçok kez ihaleye çıkartıldığı, kamu gücünü haiz davalının gerekli özeni göstermeyip, dürüstlük kuralları çerçevesinde davranmadığı; TMK 123. maddesi uyarınca davalıya uygun bir süre verilmesi gerektiğinin düzenlendiği; davacı tarafça belediyeye verilen 06/03/2018 tarihli dilekçe ile 2 günlük mehil sunulduğu, Samsun Liman İşletmesinin yazı cevabı uyarınca devir işlemlerinin eksiksiz başvuru halinde aynı gün içerisinde sonuçlanabileceğinin bildirildiği, ihale bedelinin yatırıldığı tarih ve geçen sürede gözetilerek verilen mehilin makul olduğu, verilen süre zarfında edimin yerine getirilmediği, bu itibarla TBK 125. maddede yer alan alacaklının seçimlik haklarını kullanabileceği, açılan dava ile alacaklarının sözleşmeden dönme hakkının kullanıldığı, edimlerin iadesi gerekeceğinden ihale sözleşmesinden dönüldüğünün tespiti ile 250.000.-TL ihale bedelinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine hükmedilmekle aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur. Söz konusu deniz araçları davacıya teslim edilmeyip ... uhdesinde bulunduğundan iadesine dair hüküm kurulmadığı gerekçesiyle davacının davasının kısmen kabulüne kısmen reddine, davacı ile davalı idare arasında akdedilen ihalenin gereklerinin davalının kusurlu davranışları ile makul süre içerisinde yerine getirilmediği ve de ihale konusunun teslim edilemediğinin anlaşılması ve davacı tarafça dava açılmakla ihalenin haklı olarak feshedildiğinin tespiti ile sözleşmenin geçersizliği halinde taraflar aldıklarını iade edeceğinden; a) 250.000.-TL ihale bedelinin dava tarihi olan 13/03/2017 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine, b) Davacının iyi niyetli olarak ihale ile satın alınan deniz araçlarına yapmış olduğu zorunlu ve faydalı masrafların (TMK 993) talep edebileceği görülmekle faturalar ile ispat edilen 154.096,35 TL bakım ve onarım masraflarının dava tarihi olan 13/03/2017 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine,; fazlaya ilişkin istemin ispatlanamaması (Ankara Ünye nakliye bedeli , Aydın ve Uğur ACAR çalışma bordroları) ve de doğrudan dava dilekçesinde ihale masrafları ile konaklama bedeli talep edilmediğinden taleple bağlı kalınarak reddine dair karar verilmiş; bu karara karşı davalı vekilince istinaf yoluna başvurulmuştur.
    Bölge Adliye Mahkemesince, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları delillere, hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, vakıa mahkemesi hakiminin dosyadaki delillerle çelişmeyen tespit ve değerlendirmesine ve uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kurallarına göre, HMK’nun 355. maddesi uyarınca istinaf sebepleriyle sınırlı olarak ve re'sen kamu düzeni yönünden yapılan inceleme sonucu, ilk derece mahkemesinin vakıa ve hukuki değerlendirmesinde usul ve esas yönünden yasaya aykırılık bulunmadığı kanaatine varıldığından; davalı vekilinin istinaf başvurusunun 6100 sayılı HMK'nun 353/1-b-1 bendi uyarınca esastan reddine karar verilmiştir.
    Kararı davalı vekili temyiz etmiştir.
    Yapılan yargılama ve saptanan somut uyuşmazlık bakımından uygulanması gereken hukuk kuralları gözetildiğinde İlk Derece Mahkemesince verilen kararda bir isabetsizlik olmadığının anlaşılmasına göre yapılan istinaf başvurusunun HMK'nın 353/b-1 maddesi uyarınca Bölge Adliye Mahkemesince esastan reddine ilişkin kararın usul ve yasaya uygun olduğu kanısına varıldığından Bölge Adliye Mahkemesi kararının onanmasına karar vermek gerekmiştir.
    SONUÇ: Yukarda açıklanan nedenlerle, davalı vekilinin temyiz isteminin reddi ile Bölge Adliye Mahkemesince verilen kararın HMK'nın 370/1. maddesi uyarınca ONANMASINA, HMK'nın 372. maddesi uyarınca işlem yapılmak üzere dava dosyasının İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine, aşağıda yazılı bakiye 20.648,46 TL temyiz ilam harcının temyiz eden davalıdan alınmasına, 06/10/2022 tarihinde kesin olarak oyçokluğuyla karar verildi.


    (M)





    KARŞI OY


    Uyuşmazlık, Bölge Adliye Mahkemesince davalının istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmesi, bu kararında temyiz incelemesi sonucunda onanması durumunda Bölge Adliye Mahkemesince hükmedilecek istinaf red harcı ile Yargıtayca hükmedilecek onama harcının maktu mu yoksa nisbi mi olacağına ilişkindir.
    T.C. Anayasasının 73/3 maddesinde "Vergi, resim, harç vb. mali yükümlülüklerin Kanunla konulacağı, değiştirileceği veya kaldırılacağı",
    492 sayılı Harçlar Yasası'nın 2. maddesinde "Yargı işlemlerinden bu kanuna bağlı (1) sayılı tarifede yazılı olanların yargı harçlarına tabi olacağı",
    (1) sayılı Tarifenin III karar ve ilam harcı başlıklı 1/a madddesinde "Konusu belli bir değerle ilgili bulunan davalarda esas hakkında karar verilmesi halinde hüküm altına alınan anlaşmazlık konusu değer üzerinden binde 68.31 oranında nisbi harç alınacağı",
    1/e maddesinde "yukarıdaki nisbetlerin Bölge Adliye Mahkemeleri, Bölge İdare Mahkemeleri, Danıştay, ve Yargıtay'ın tasdik veya işin esasını hüküm altına aldığı kararları içinde aynen uygulanacağı"
    2.a maddesinde de "1. fıkra dışında kalan davalarla, taraf teşkiline imkan bulunmayan davalarda verilen esas hakkındaki kararlarla, davanın reddi kararı ve icra tetkik merciilerinin 1. fıkra dışında kalan kararlarında" maktu harç alınacağı düzenlenmiştir.
    Bölge Adliye Mahkemelerinde işin esasını hüküm altına aldığı kararlar, ilk derece mahkemesinin yerine geçerek verdiği ve icrai kabiliyeti söz konusu olan kararlardır. Bu kararlar ise, ilk derece mahkemesi kararının kaldırılarak 6100 sayılı HMK 353/1-b-2,3 maddelerine göre davanın kabulü veya reddi yönünde verilen kararlardır. İlk Derece Mahkemesi Kararının İstinaf incelemesi sonucunda doğru bulunarak verilen "istinaf başvurusunun esastan reddi" kararı davanın esası hakkında verilen ve işin esasına bölge adliye mahkemesince girilip verilmiş ve icra edilecek bir karar değildir. İlk Derece mahkemesi kararı geçerliliğini sürdürmektedir. Bu itibarla konusu belli bir değere ilişkin davada, davalının istinaf başvurusunun reddine ilişkin Bölge Adliye Mahkemesi kararı 1 sayılı Tarifenin III-1-a maddesinde ifade edilen "esas hakkında" karar niteliğinde bulunmadığından Bölge Adliye mahkemesince nisbi değil, maktu karar ve ilam harcının alınması gerekmektedir.
    Başvurunun esastan reddinde, aslında davanın esasına girilmemekte, ilk derece mahkemesi kararı doğru bulunduğundan dava hakkında ayrıca karar verilmemektedir. Kanun koyucunun buradaki "esastan" ifadesini, istinaf başvurusu sırasında dilekçeye, harca, süreye vb. şekli hususlara ilişkin bir eksiklik olmaması, istinaf sebeplerinin incelenerek ilk derece kararında usul veya esas yönünden hukuka aykırılık bulunmamasıdır. (Pekcanıtez-Usul-Medeni Usul Hukukun Sh. 2270 vd)
    Keza İstinaf başvurusunun reddine ilişkin karar temyiz incelemesi olmadığı için onama kararı niteliğinde de değildir. (Pekcanıtez-Atalay-Özekes Sh. 583, Konuralp, Uluslararası Toplantı Sh. 260, Özekes-100 soruda İstinaf ve Temyiz sh. 99)


    1) Sayılı Tarifenin III-1-e maddesi tasdik (onama) edilen kararlar için nisbi karar ve ilam harcı alınacağını düzenlemiş olduğundan Bölge Adliye Mahkemesinin kararı niteliğine göre nisbi karar ve ilam harcına hükmedilmesi mümkün olmayıp bu nedenle de maktu harç alınmalıdır.
    Aksi düşüncenin kabulü T.C. Anayasası'nın 73/3 maddesindeki "Vergi, resim, harç ve benzeri mali yükümlülüklerin kanunla konulacağı, değiştirileceği veya kaldırılacağına" ilişkin temel hükme de aykırılık teşkil edecektir ki vergi ve harç yükümlülüğü konusunda kıyas veya yorum yoluyla yükümlülük getirilmesi mümkün değildir.
    Somut uyuşmazlıkta, nisbi değere tabi bulunan davada, davanın kabulüne ilişkin ilk derece mahkemesi kararı aleyhinde davalı tarafça istinaf kanun yoluna başvurulmuş olup, Bölge Adliye Mahkemesince davalının istinaf başvurusunun esastan reddine ve nisbi karar ve ilam harcının davalıdan tahsiline karar verilmiştir.
    Bölge Adliye Mahkemesi kararı hükmedilen karar ve ilam harcı yönünden yukarıda açıklanan yasal düzenlemelere aykırılık teşkil etmektedir.
    Diğer taraftan davalı, istinaf başvurusunun esastan reddi kararını temyiz etmiş olup, red kararının temyiz incelemesi sonucunda alınması gereken onama harcı (1) sayılı Tarifenin 2.a maddesi gereğince Bölge Adliye Mahkemesi Kararının, niteliğine göre maktu olmalıdır.
    Bu halde, Bölge Adliye Mahkemesi kararındaki nisbi karar ve ilam harcının maktu karar ve ilam harcı olarak düzeltilmesi suretiyle HMK 370/1. maddesi gereğince kararın onanması, Daire onama ilamında da nisbi yerine maktu onama harcına hükmedilmesi gerekirken karar ve ilam harçları konusunda yanılgılı değerlendirme sonucu yazılı şekilde karar verilmesine ilişkin sayın çoğunluk görüşüne katılamıyorum.

    Hemen Ara