Esas No: 2021/4855
Karar No: 2022/6777
Karar Tarihi: 10.10.2022
Yargıtay 11. Hukuk Dairesi 2021/4855 Esas 2022/6777 Karar Sayılı İlamı
11. Hukuk Dairesi 2021/4855 E. , 2022/6777 K.Özet:
Davacı banka, dava dışı şirket lehine çek kredisi kullandırdı ve davalılar genel kredi sözleşmesine kefil oldular. İcra takibi başlatıldı ancak davalıların itirazı sonucu durdu. Davacı itirazın iptali ile takibin devamına ve icra inkar tazminatına karar verilmesini talep etti. Davalılar ise asıl borçlu şirketin iflas ettiğini, çek karnelerinin kullanılmasına hukuki olanak bulunmadığını, Genel Kredi Sözleşmesinin geçersiz olduğunu ve alacağın likit olmadığını savundular. Mahkeme, davalıların müteselsil kefil sıfatıyla imzaladığı genel kredi sözleşmesinde kefillerin gayrı nakdi krediler yönünden depo sorumluluğunun bulunmadığına dair açık bir anlaşma olduğunu belirledi ve nakdi alacak yönünden verilen hüküm hakkında ise uyulan bozma ilamı nedeniyle hüküm kurulmasına yer olmadığına karar verdi. Kararda, İİK.67 maddesi gereğince 507,45 TL icra inkar tazminatının davalılardan alınarak davacıya verilmesine hükmedildiği belirtildi. İstanbul 6. Asliye Ticaret Mahkemesi'nin 07.11.2019 tarih ve 2019/308 E. - 2019/869 K. sayılı kararı Yargıtayca incelenerek onanmıştır.
Kanun Maddeleri:
- İİK.67: İcra inkar tazminatı hükümleri.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :TİCARET MAHKEMESİ
Taraflar arasında görülen davada İstanbul 6. Asliye Ticaret Mahkemesi’nce bozmaya uyularak verilen 07.11.2019 tarih ve 2019/308 E. - 2019/869 K. sayılı kararın Yargıtayca incelenmesi davacı vekili tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve yine dosya içerisindeki dilekçeler, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:
Davacı vekili, müvekkili banka tarafından dava dışı Güney Halı San. ve Tic. Ltd. Şti. lehine çek kredisi kullandırıldığını, davalıların Genel Kredi Sözleşmesine kefil olduklarını, alacağın tahsili amacıyla başlatılan icra takibinin davalıların itirazı sonucu durduğunu ileri sürerek itirazın iptali ile takibin devamına ve icra inkar tazminatına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili, asıl borçlu şirketin iflas ettiğini, çek karnelerinin kullanılmasına hukuki olanak bulunmadığını, Genel Kredi Sözleşmesinin geçersiz olduğunu, talep edilen faizin fahiş olduğunu, alacağın likit olmadığını savunarak davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
Mahkemece bozma ilamına uyularak yapılan yargılamanın sonucunda, davalıların müteselsil kefil sıfatıyla imzaladıkları genel kredi sözleşmesinin 34. maddesinde, kefillerin gayrı nakdi krediler yönünden depo sorumluluğunun bulunduğuna dair açık bir anlaşma bulunmadığı anlaşılmakla, davalıların gayri nakdi alacak yönünden İstanbul 34. İcra Müdürlüğü'nün 2012/15687 E. sayılı takip dosyasına yapmış oldukları itirazın iptaline yönelik davanın reddinin gerektiği, nakdi alacak yönünden verilen hüküm hakkında ise uyulan bozma ilamı nedeniyle hüküm kurulmasına yer olmadığı gerekçesiyle, davalıların gayri nakdi alacak yönünden İstanbul 34. İcra Müdürlüğü'nün 2012/15687 E.sayılı takip dosyasına yapmış oldukları itirazın iptaline yönelik davanın reddine, mahkemenin 2014/560 esas, 2015/144 karar sayılı 09/03/2015 tarihli kararında hüküm fıkrasının A bendinde yer alan; "A-nakdi alacak yönünden; davalıların İstanbul 34. İcra Müdürlüğünün 2012/15687 E. sayılı takip dosyasına yapmış oldukları itirazın iptali ile takibin 1.230.-TL asıl alacak, 736,15 TL temerrüt faizi, 36,79 TL faizin gider vergisi, 534,32 TL ihtarname masrafı ve asıl alacağa takip tarihinden itibaren işleyecek yıllık % 94,5 temerrüt faizi ve faizin % 5 gider vergisi üzerinden devamına, İİK.67 maddesi gereğince 507,45 TL icra inkar tazminatının davalılardan alınarak davacıya verilmesine" yönelik hüküm Yargıtay (Kapatılan) 19. Hukuk Dairesi'nin 2016/8271 esas 2017/3618 karar sayılı kararı ve bu karara yönelik karar düzeltme talebinin reddine dair 2017/4642 esas, 2019/2497 karar sayılı 11/04/2019 tarihli ilamı ile kesinleştiğinden bu konuda yeniden hüküm kurulmasına yer olmadığına karar verilmiştir.
Karar, davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Dosyadaki yazılara, mahkemece uyulan bozma kararı gereğince hüküm verilmiş olmasına göre, davacı vekilinin bütün temyiz itirazları yerinde değildir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerden dolayı, davacı vekilinin bütün temyiz itirazlarının reddiyle usul ve kanuna uygun bulunan hükmün ONANMASINA, aşağıda yazılı bakiye 21,40 TL temyiz ilam harcının temyiz eden davacıdan alınmasına, 10/10/2022 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.