Yargıtay 23. Hukuk Dairesi 2011/4204 Esas 2011/2928 Karar Sayılı İlamı

Abaküs Yazılım
23. Hukuk Dairesi
Esas No: 2011/4204
Karar No: 2011/2928
Karar Tarihi: 28.12.2011

Yargıtay 23. Hukuk Dairesi 2011/4204 Esas 2011/2928 Karar Sayılı İlamı

     Özet:

Mahkeme, davalı kooperatifin müvekkiline tahsis ettiği taşınmazın deprem yönetmeliğine uygun yapılmadığını ve bir takım eksiklik ve imalat hataları bulunduğunu belirterek tazminat ve kira kaybı talebiyle dava açan davacının talebinin kabulüne karar verdi. Ancak davalı kooperatifin temyiz başvurusu sonucu Yargıtay 23. Hukuk Dairesi, tazminat miktarının temyiz sınırının altında olduğu gerekçesiyle davalı vekilinin temyiz isteminin reddine, davacı vekilinin de katılma yolu ile temyiz isteminin reddine karar verdi. Kararda, Hukuk Muhakemeleri Usulü Kanunu'nun 427/4. maddesi ve Ek-Madde 4'üne ilişkin açıklamalar yapıldı.
Kanun Maddeleri:
- Hukuk Muhakemeleri Usulü Kanunu'nun 427/4. maddesi: Alacağın tamamının dava edilmiş olması halinde, asıl istemin kabul edilmeyen bölümü, kesinlik sınırını geçmeyen davacı tarafın, temyiz hakkı bulunmamakta ise de, davalı tarafça, kesinlik sınırı üzerinde kalan miktara yönelik temyiz yoluna başvurulması halinde, davacı tarafın, katılma yolu ile temyiz hakkı saklıdır.
- Hukuk Muhakemeleri Usulü Kanunu'nun Ek-Madde 4'ü: Kesinlik sınırının yeniden değerleme oranı dikkate alındığında, 2010 yılı için 1.430 TL'dir.
(Kapatılan)23. Hukuk Dairesi         2011/4204 E.  ,  2011/2928 K.

    "İçtihat Metni"



    MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi


    KARAR
    Davacı vekili, müvekkilinin üyesi olduğu davalı kooperatif tarafından müvekkiline tahsis edilen taşınmazın deprem yönetmeliğine uygun yapılmadığını, bir takım eksiklikleri ve imalat hatalarının bulunduğunu, bu nedenle kira kaybına uğradığını ileri sürerek fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak üzere eksik ve hatalı imalat için 500 TL tazminatın ve 500 TL kira kaybı alacağının davalı kooperatiften tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
    Davalı vekili, davacının aidatlarını düzenli ödemediğini, davacıya tahsis edilmiş olan taşınmazın projeye göre tamamlanarak bir ayıbı ve eksikliği olmadan teslim edildiğini, teslimde bir gecikmenin olmadığını, savunarak davanın reddini istemiştir.
    Mahkemece, 21.04.2004 tarihinde kooperatifin inşaattan henüz elini çekmemiş olması nedeni ile davanın reddine karar verilmiş, karar davacı vekilinin temyizi üzerine Yüksek 11. Hukuk Dairesi"nin 27.09.2005 tarihli ilamı ile bozulmuş; mahkemece bozma ilamına uyularak 11.11.2008 tarihinde davanın kabulüne karar verilmiş, karar davacı vekilinin temyizi üzerine Yüksek 11. Hukuk Dairesi"nin 02.06.2009 tarihli ilamı ile bozulmuş; mahkemece bozma ilamına uyularak iddia, savunma, toplanan kanıtlar, benimsenen ek bilirkişi raporuna, bozma ilamlarına ve tüm dosya kapsamına göre, hatalı inşaatın giderilmesi için tazminata ilişkin önceki hükmün Yüksek 11. Hukuk Dairesi"nin ilamı gereğince kesinleştiğinden bu talep hakkında karar verilmesine yer olmadığına, kira kaybı talebinin kabulü ile 500 TL"nin davalı kooperatiften tahsiline, fazlaya ilişkin hakların saklı tutulmasına karar verilmiştir.
    Kararı, taraf vekilleri temyiz etmiştir.
    1) 5219 Sayılı Kanun ile yapılan değişiklik sonucu Hukuk Muhakemeleri Usulü Kanunu"nun (HUMK) 427.maddesinde öngörülen kesinlik sınırı, 5236 sayılı Kanunun 19 uncu maddesiyle HUMK’a eklenen Ek-Madde 4’te öngörülen yeniden değerleme oranı da dikkate alındığında 2010 yılı için 1.430TL’dir.
    HUMK.nun, 21.07.2004 tarihinde yürürlüğe giren 5219 sayılı Kanun ile değişik 427/4 ncü madde hükmüne göre alacağın tamamının dava edilmiş olması halinde, asıl istemin kabul edilmeyen bölümü, anılan kesinlik sınırını geçmeyen davacı tarafın, temyiz hakkı bulunmamakta ise de, davalı tarafça, kesinlik sınırı üzerinde kalan miktara yönelik temyiz yoluna başvurulması halinde, davacı tarafın, katılma yolu ile temyiz hakkı saklıdır. Somut olayda, dava dilekçesinde, toplam 1.000,00 TL.nın tahsili istenilmiş olup, mahkemece, taleple ilgili Olarak verilen önceki hükmün kabule ilişkin miktarın bir kısmı onanarak kesinleştiğinden, bu kez temyiz istemine konu 500,00 TL.sının tahsiline dair verilen karar, yukarıda anılan madde hükmüne göre temyiz sınırının altında kaldığından, davalı vekilinin temyiz isteminin reddine karar verilmesi gerekmiştir.
    2-) Davacı vekilinin katılma yolu ile yaptığı temyize gelince;
    Davalı vekilinin temyiz isteminin miktar itibariyle reddine karar verildiğinden, böyle bir temyize katılma yolu ile temyiz de esasen mümkün olamayacağından, davacı vekilinin katılma yolu ile temyiz hakkının doğmadığının kabulü gerekir. Bu itibarla, davacı vekilinin de temyiz istemin bu nedenle reddi gerekmiştir.
    SONUÇ: Yukarıda (1) numaralı bentte açıklanan nedenlerle, davalı vekilinin temyiz isteminin miktar yönünden; (2) numaralı bentte açıklanan nedenlerde de davacı vekilinin katılma yolu ile temyiz isteminin bu yönden REDDİNE, peşin harcın istek halinde iadesine, 28.12.2011 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.





    Hemen Ara