Esas No: 2011/1074
Karar No: 2011/2787
Karar Tarihi: 22.12.2011
Yargıtay 23. Hukuk Dairesi 2011/1074 Esas 2011/2787 Karar Sayılı İlamı
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :İcra Hukuk Mahkemesi
Taraflar arasındaki sıra cetveline şikayet davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı şikayetin kabulüne yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde şikayet olunan tarafından temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.
-K A R A R-
Şikayetçi vekili, alacaklarının rehinle temin edildiğini, iflas masasına adi alacak olarak kaydedilemeyeceğini, iflas idaresi oluşmadan, iflas dairesince sıra cetveli düzenlenemeyeceğini, sıra cetvelinde kabul edilmeyen alacakların ret sebepleri ile birlikte gösterilmesi gerektiğini ileri sürerek, sıra cetvelinin iptaline karar verilmesini talep etmiştir.
Şikayet olunan iflas müdürlüğüne tebligat yapılmamıştır.
İcra Mahkemesince, iddia, savunma, benimsenen bilirkişi raporu ve tüm dosya kapsamına göre, iflas idaresince yapılması gereken eylemlerin iflas dairesince yapılması nedeniyle hukuka aykırı işlemlerin iptal edilmesi gerektiği, rehinli alacağın öncelik hakkı gözetilmeksizin dördüncü sıraya yazılmasının hukuka aykırı olduğu gerekçesiyle, şikayetin kabulüne, sıra cetvelinin iptaline karar verilmiştir.
Kararı, şikayet olunan İflas Müdürlüğü temyiz etmiştir.
1) Şikayet, iflas sıra cetveline ilişkindir. Milletlerarası Özel Hukuk ve Usul Hukuku Hakkındaki Kanun"un 48. maddesinde; “Türk mahkemesinde dava açan, davaya katılan veya icra takibinde bulunan yabancı gerçek ve tüzel kişiler, yargılama ve takip giderleriyle karşı tarafın zarar ve ziyanını karşılamak üzere mahkemenin belirleyeceği teminatı göstermek zorundadır. Mahkeme, dava açanı, davaya katılanı veya icra takibi yapanı karşılıklılık esasına göre teminattan muaf tutar." hükmüne yer verilmiştir. Bu durumda, yabancı ve gerçek kişilerden teminat alınmasının dava şartı olduğu gözetilerek, şikayetçi şirketin tescil edildiği ülke ile Türkiye arasında karşılıklılık koşulunun gerçekleşip gerçekleşmediğinin araştırılmaması yerinde görülmemiştir.
Diğer yandan, ülkemizin de tarafı olduğu ve Anayasa"nın 90"ncı maddesi gereği iç hukukun bir parçası olan Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi"nin 6"ncı, 1982 Anayasası"nın 36"ncı maddesinde adil yargılanma hakkına yer verilmiştir. Karar tarihinde yürürlükte bulunan 1086 sayılı HUMK"nun 73"ncü maddesi " Kanunun gösterdiği istisnalar haricinde hakim her iki tarafı istima veyahut iddia ve müdafaalarını beyan etmeleri için kanuni şekillere tevfikan davet etmedikçe hükmünü veremez" hükmünü içermektedir. 6100 sayılı HMK"nun 27"nci maddesinde ise adil yargılanma hakkının en önemli unsuru olarak hukuki dinlenilme hakkı düzenlenmiş, bu hakkın, yargılama ile ilgili olarak bilgi sahibi olunmasını, açıklama ve ispat hakkını, mahkemenin, açıklamaları dikkate alarak değerlendirmesini, kararların somut, açık olarak gerekçelendirilmesini içerdiği belirtilmiştir.
Bu durumda, İcra Mahkemesince, şikayetin duruşmalı olarak incelenmesine karar verilmesine rağmen şikayet olunana duruşma gününün bildirilmemesi, şikayetçi iddiaları ile bilirkişi raporunun tebliğ edilmemesi, bu şekilde savunma hakkı kısıtlanarak adil yargılanma hakkının ihlal edilmesi doğru bulunmamıştır.
O halde, teminat hususunda gerekli araştırma yapılarak ve yukarıda belirtilen ilkeler çerçevesinde yargılama yapılıp uygun sonuç çerçevesinde karar verilmesi gerekirken, yazılı şekilde hüküm tesisi doğru olmamıştır.
2)Bozma neden ve şekline göre, şikayet olunanın diğer temyiz itirazlarının şimdilik incelenmesine gerek görülmemiştir.
SONUÇ:Yukarıda (1) numaralı bentte açıklanan nedenlerle, şikayet olunanın temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün, şikayet olunan yararına BOZULMASINA, (2) numaralı bentte açıklanan nedenlerle, diğer temyiz itirazlarının şimdilik incelenmesine yer olmadığına, peşin harcın istek halinde iadesine, 22.12.2011 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.