Yargıtay 23. Hukuk Dairesi 2011/2997 Esas 2011/2738 Karar Sayılı İlamı

Abaküs Yazılım
23. Hukuk Dairesi
Esas No: 2011/2997
Karar No: 2011/2738
Karar Tarihi: 21.12.2011

Yargıtay 23. Hukuk Dairesi 2011/2997 Esas 2011/2738 Karar Sayılı İlamı

     Özet:

Asliye Hukuk Mahkemesi'nde görülmekte olan birleşen tapu iptali ve tescil davaları sonucunda, davanın kabulüne karar verilmiş ve dava konusu taşınmazın tapu kaydının iptali ile davacı adına tesciline karar verilmiştir. Ancak davalı tarafın temyiz itirazları sonucu, Yargıtay 23. Hukuk Dairesi tarafından karar davalı lehine bozulmuştur. Mahkemenin yanılgılı gerekçelerle karar verdiği ve devir işlemlerinin kötüniyetle yapıldığı hususunda yeterli araştırma yapılmadığı belirtilmiştir. Kanun maddeleri olarak, TMK'nın 1024. maddesi \"Bir ayni hak yolsuz olarak tescil edilmiş ise bunu bilen ve bilmesi gereken üçüncü kişi bu tescile dayanamaz\" ve 1028. maddesi \"Tapu kütüğündeki tescile iyiniyetle dayanarak mülkiyet ve bir başka ayni hak kazanan üçüncü kişinin bu kazanımı korunur.\" şeklinde belirtilmiştir.
(Kapatılan)23. Hukuk Dairesi         2011/2997 E.  ,  2011/2738 K.

    "İçtihat Metni"


    MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi

    Taraflar arasındaki birleşen tapu iptali ve tescil davalarının bozma kararına uyularak yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın kabulüne yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davalı ... vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.

    -K A R A R-
    Davacı vekili asıl ve birleşen davada, müvekkilinin tüm borçlarını ödemesine rağmen parasal edimlerini yerine getirmediği gerekçesiyle üyesi bulunduğu davalı kooperatif tarafından ihracına karar verildiğini, ihraç kararının iptali için açtıkları dava devam ettiği sırada müvekkiline isabet eden ve oturmakta olduğu dairenin tapusunun müvekkiline verilmediğini, davalı kooperatifin kötüniyetle daireyi önce kooperatifin yüklenici şirketine malzeme veren ..."nın kooperatifin bilgisi dahilinde kooperatifte bekçilik yapan ..."a onun da durumdan haberdar olan davalı ..."ya sattığını, ihraç kararının iptaline karar verildiğini ve kararın kesinleştiğini ileri sürerek B Blok 23 nolu dairenin tapusunun iptali ile müvekkili adına tesciline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
    Davalı ... vekili, dava konusu daireyi parasını ödeyerek üçüncü şahıs ..." dan satın aldığını, kooperatifle herhangi bir ilgisinin bulunmadığını, davacı ile kooperatif arasındaki sorunlardan haberdar olmadığını, tapuya güven ve iyiniyet ilkesinin korunması gerektiğini savunarak davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
    Davalı kooperatif davaya cevap vermemiştir.
    Mahkemece, iddia, savunma ve Yargıtay 11. Hukuk Dairesi"nin hukuki durumu etkileneceğinden dava dışı kooperatif hakkında dava açılarak birleştirilmesi gerektiğine dair bozma kararına uyularak yapılan yargılama sonucunda, taşınmazın devrinin yapıldığı ... ve davalı ..."nun davalı kooperatifle ilişkisi olan ve davacının kooperatif üyesi olduğunu bilen kişiler olduğu, bu sebeple taşınmazın muvazalı olarak ... ve davalı ..."ya devredildiği, davalı kooperatifin de bilerek davacıyı ihraç ettiği dönemde muvazalı satışlara aracılık ettiği gerekçesi ile davanın kabulüne ve dava konusu taşımazın tapu kaydının iptali ile davacı adına tesciline karar verilmiştir.
    Karar davalı ... vekili tarafından temyiz edilmiştir.
    Dava, muvazaaya dayalı tapu iptali ve tescil istemine ilişkindir.
    TMK "nun 1028. maddesi, "" Tapu kütüğündeki tescile iyiniyetle dayanarak mülkiyet ve bir başka ayni hak kazanan üçüncü kişinin bu kazanımı korunur."" ve aynı yasanın 1024. maddesinde "" Bir ayni hak yolsuz olarak tescil edilmiş ise bunu bilen ve bilmesi gereken üçüncü kişi bu tescile dayanamaz"" hükümlerini içermektedir. Mahkemece, bu hükümler doğrultusunda dava konusu dairenin devir işlemlerinde kötüniyetli olarak işbirliği yapıldığı hususunda gerekli araştırma yapılmamış olup, bu durumda devir işlemlerinin kötüniyetle yapıldığı hususunda taraflardan delillerinin olup olmadığı sorulup deliller toplandıktan sonra, daireyi birbirine devreden kişilerin davacıyı zarara sokmak kasdıyla bilerek ve isteyerek devir işlemleri yapıp yapmadıkları hususu şüpheye yer vermeyecek derecede net ve açık olarak ortaya konularak oluşacak uygun sonuç dairesinde bir karar verilmesi gerekirken, soyut iddialara dayalı yanılgılı gerekçeyle karar verilmesi doğru olmamış, kararın davalı ... yararına bozulması gerekmiştir.
    SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle, davalı ... vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün davalı ... yararına BOZULMASINA, peşin harcın istek halinde iadesine, 21.12.2011 gününde oybirliğiyle karar verildi.




    Hemen Ara