Esas No: 2021/2916
Karar No: 2022/7036
Karar Tarihi: 17.10.2022
Yargıtay 11. Hukuk Dairesi 2021/2916 Esas 2022/7036 Karar Sayılı İlamı
11. Hukuk Dairesi 2021/2916 E. , 2022/7036 K."İçtihat Metni"
MAHKEMESİ : İSTANBUL BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ 16. HUKUK DAİRESİ
TÜRK MİLLETİ ADINA
Taraflar arasında görülen davada İstanbul Anadolu 1. Fikrî ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesince verilen 16.01.2018 tarih ve 2017/62 E. - 2018/6 K. sayılı kararın davacı vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, istinaf isteminin esastan reddine dair İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 16. Hukuk Dairesi'nce verilen 25.02.2021 tarih ve 2018/1368 E. - 2021/391 K. sayılı kararın Yargıtay'ca incelenmesi davacı vekili tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve yine dosya içerisindeki dilekçeler, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:
Davacı vekili, davacının soba, kuzine, döküm tencere ve tava gibi malların üretimini gerçekleştiren öncü bir şirket olduğunu, ayrıca TPMK nezdinde 26/10/2011 başvuru tarihli ve 2011/06592 sayılı tava tasarımının sahibi olduğunu, 2011 yılından beri yeni ve ayırt edici olan bu tava tasarımının davacı tarafından piyasaya sürülmekte olduğunu, ancak davacının bu tasarımının genel izlenim itibariyle ayırt edilemeyecek kadar benzerinin davalı tarafından üretilerek piyasaya sunulduğunu, söz konusu ürünün httpp://www.lavashops.com/lava-yuvarlak-kulplu-tava-cap16cm/ adlı resmi internet sitesi üzerinden online olarak da satışa sunduğunun tespit edildiğini, bunun üzerine davalıya ihtarname keşide edildiğini, ancak davalının cevabi ihtarnamesinde eyleminin hukuka aykırı olmadığını belirttiğini, imalattan gelen hiçbir teknik zorunluluk olmamasına rağmen davalı tarafından tasarımının taklit edilerek piyasaya sürüldüğünü, bunun SMK 59. maddesine aykırı olduğunu, aynı Kanun'u 81. maddesinde tasarım hakkına tecavüz sayılan fiilerin sıralandığını, ayrıca TTK 54 ve 56. maddesi gereğince haksız rekabet şartlarının da oluştuğunu belirterek sonuç olarak 6769 sayılı SMK'nın 149. maddesi kapsamında davalının, müvekkilinin tescilli tasarımlarına tecavüz teşkil eden fillerin tespiti ve durdurulması önlenmesine tecavüze sebebiyet veren ürünlere el konulmasına imhasına, TTK 56. madde uyarınca haksız rekabetin tespiti, refi ve mennine ve hükmün gazetede ilanına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili, müvekkili firma tarafından üretilen ürünler ile dava konusu tasarımın farklı ürünler olduğunu, müvekkili firma tarafından üretilen üretilen ürünün " geleneksel bakır sahanlardan" esinlenerek üretildiğini, davalının ortaya koyduğu ürünün, davacının tasarımına tecavüz etmeyecek şekilde net ayrımlara sahip olduğunu, dava konusu tasarımın yenilik ve ayırt edicilik özelliklerine haiz olmadığını, Zwilling grubunun üyesi olan dava dışı Staub isimli firmanın 2008 yılından itibaren dava konusu tasarımla aynı olan ürünü ürettiğini ve piyasaya sunduğunu, bu ürünün kamuya arz tarihinin davacının tasarımından çok önce olduğunu, yenilik ve ayırt edicilik özelliğinin bulunmadığını, müvekkili firmanın kullandığı tasarımın yüzyıllardır süre gelen geleneksel bakır sahanlardan esinlenerek yapıldığını belirterek dava konusu tasarım ile davalı müvekkil şirket tarafından üretilen ürünün, görünüm olarak farklı olması ve bilgilenmiş kullanıcı üzerinde yarattığı genel izlenimde farklılıklar bulunması ve farklı olarak algılandığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
İlk derece mahkemesince, alınan bilirkişi raporları doğrultusunda, davalı ürünü ile davacı tarafın 2011/06592 sayılı çoklu tasarım belgesi karşılaştırılarak, tasarımcının ürünün işlevini yerine getirmesi için zorunlu olan yükseklik, büyüklük, kulp taşıması gibi özellikler inceleme dışı bırakılarak, davalı ürününün kulbunun davacı tasarımından farklı olarak dışa doğru kapanan bir formda olması, iç boşlukları, yan görünümde kulbun et kalınlığı, dış yüzeydeki kırmızı rengin davacı tasarım tescilinde gövdenin tamamını ve kulpun aşağı bakan yüzeyini kaplamışken davalı ürünününde belli bir kademede bırakıldığının tespit edildiği anlaşılmakla davalı ürününün bilgilenmiş kullanıcı üzerinde bıraktığı izlenim ile davacı tasarımının farklı olduğu davacının tasarım tescilinden kaynaklanan haklarına tecavüz edilmediği gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.
Karar, davacı vekili tarafından istinaf edilmiştir.
Bölge adliye mahkemesince, hükme esas alınan raporların denetime elverişli ve oluşa uygun bulunduğu ve bu nedenle ilk derece mahkemesinin davanın reddine dair vermiş olduğu kararın da yerinde olduğu gerekçesiyle davacının istinaf başvurusunun HMK 353/1-b-1 maddesi gereğince esastan reddine karar verilmiştir.
Karar, davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Yapılan yargılama ve saptanan somut uyuşmazlık bakımından uygulanması gereken hukuk kuralları gözetildiğinde İlk Derece Mahkemesince verilen kararda bir isabetsizlik olmadığının anlaşılmasına göre yapılan istinaf başvurusunun HMK'nın 353/b-1 maddesi uyarınca Bölge Adliye Mahkemesince esastan reddine ilişkin kararın usul ve yasaya uygun olduğu kanısına varıldığından Bölge Adliye Mahkemesi kararının onanmasına karar vermek gerekmiştir.
SONUÇ: Yukarda açıklanan nedenlerle, davacı vekilinin temyiz isteminin reddi ile Bölge Adliye Mahkemesince verilen kararın HMK'nın 370/1. maddesi uyarınca ONANMASINA, HMK'nın 372. maddesi uyarınca işlem yapılmak üzere dava dosyasının İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine, aşağıda yazılı bakiye 21,40 TL temyiz ilam harcının temyiz eden davacıdan alınmasına, 17/10/2022 tarihinde kesin olarak oybirliğiyle karar verildi.