Esas No: 2011/2217
Karar No: 2011/2718
Yargıtay 23. Hukuk Dairesi 2011/2217 Esas 2011/2718 Karar Sayılı İlamı
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
Taraflar arasındaki kooperatif üyeliğinin tespiti davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın kabulüne yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davalı vekilince temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.
-K A R A R-
Davacılar vekili, müvekkililerinin Ankara Hurdacılar Sanayi Sitesi içerisinde iş yerleri bulunduğunu, müvekkilleri davalı kooperatif üyesi olmadıkları ve sunduğu hiçbir hizmetten yararlanmadıkları, halde aylık 500,00 TL aidat ödemelerinin istenildiğini ileri sürerek, davacıların davalı kooperatif üyesi olmadıklarının ve aidat ödemek zorunda olmadıklarının tespitine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili, davacıların kooperatifin sunduğu temizlik, güvenlik, içme suyu tesisatı, elektrik hizmeti, imar planı hizmeti gibi birçok hizmetten yararlandıklarını, işyerlerinin mülkiyetini edinirken yapıların kooperatif tarafından yapıldığını ve iskan ruhsatlı işyeri alınmasına kadar tüm yasal işlemler ile alt yapı ve çevre planlama çalışmalarının kooperatif tarafından yapıldığını gözardı ettiklerini savunarak, davanın reddini istemiştir.
Mahkemece, tüm dosya kapsamı ve benimsenen bilirkişi raporuna göre, kooperatif tarafından yapıldığı iddia olunan yol , temizlik, zabıta ve alt yapı hizmetlerinin belediye tarafından, güvenlik hizmetlerinin kolluk tarfından yapılmasının gerekli olduğu, davalı kooperatifin bunlara ek olarak kendi üyeleri için belirlenen sahada yapmış olduğu hizmetler nedeniyle kooperatife üye olmayan davacılardan üyeler gibi aidat talep etmesinin yasal olmadığı gerekçesiyle davanın kabulü ile davacıların davalı kooperatif üyesi olmadıklarının ve kooperatife aidat ödeme yükümlülüklerinin bulunmadığının tespitine karar verilmiştir.
Karar, davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Dava, davacıların davalı kooperatif üyesi olmadıklarının ve aidat ödemek zorunluluklarının bulunmadığının tespiti istemine ilişkindir.
Davacıların davalı kooperatif üyesi olmadıkları ve davalı kooperatife ait işlerlerinin bulunduğu alanda davacıların da işyerlerinin bulunduğu hususu çekişmesizdir. Taraflar arasındaki uyuşmazlık, davacıların kooperatif hizmetlerinden yararlanıp yararlanmadıkları, yararlandıkları hizmetlerin bedelini ödemeleri gerekip gerekmediği hususlarında olup, mahkemece, benimsenen bilirkişi heyeti raporu doğrultusunda davanın kabulüne karar verilmiştir.
Davacılar, işyeri edindikleri alanın esasen kooperatif ortaklarına ait işyerlerinden oluştuğunu, davalı kooperatifin tüzel kişiliğini devam ettirdiğini bilmelerine rağmen işyeri edinmişlerdir. Kooperatif ortağı olsun veya olmasın kooperatif hizmetinden yararlanan kişilerin bu hizmetlerin karşılığı olan aidatları ya da bedeli ödemek zorunda bulundukları kuşkusuzdur. Başka deyişle, davalı kooperatifin fiilen verdiği hizmet ya da hizmetlerin karşılığını davacılardan vekaletsiz iş görme hükümleri çerçevesinde isteyebileceğinin ilke olarak kabulü gerekir. İşyeri sahiplerinin sözkonusu hizmetleri reddetmesi ya da kabul etmemesi mümkün olmayıp, bu bağlamda herhangi bir gerekçenin arkasına sığınarak fiilen sunulan hizmet bedelini ödemeden kaçınmanın kabulü de olanaklı değildir.
Bu durumda, mahkemece, yukarıda yapılan açıklamalar doğrultusunda, davacıların yararlandığı hizmetlerin niteliğinin ve karşılığının açıkça ve denetime elverişli bir şekilde belirlenmesi ve sonucuna göre bir karar verilmesi gerekirken yanılgılı gerekçe ve yetersiz bilirkişi raporuna dayalı olarak yazılı şekilde hüküm kurulması doğru görülmemiştir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle, davalı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile kararın davalı yararına BOZULMASINA, peşin harcın istek halinde iadesine, 20.12.2011 günü oybirliği ile karar verildi.