Esas No: 2021/3184
Karar No: 2022/7071
Karar Tarihi: 17.10.2022
Yargıtay 11. Hukuk Dairesi 2021/3184 Esas 2022/7071 Karar Sayılı İlamı
11. Hukuk Dairesi 2021/3184 E. , 2022/7071 K."İçtihat Metni"
MAHKEMESİ : BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ 3. HUKUK DAİRESİ
Taraflar arasında görülen davada Çorum 3. Asliye Hukuk Mahkemesince verilen 22.12.2020 tarih ve 2019/311 E. - 2020/215 K. sayılı kararın davacı vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, istinaf isteminin esastan reddine dair Samsun Bölge Adliye Mahkemesi 3. Hukuk Dairesi'nce verilen 02.03.2021 tarih ve 2021/292 E. - 2021/418 K. sayılı kararın Yargıtay'ca incelenmesi davacı vekili tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve yine dosya içerisindeki dilekçeler, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:
Davacı vekili, davalı şirketin yetkililerinin müvekkili şirketin eski ortakları olduğunu, davalı şirket adına tesclli 2018/06616 başvuru numaralı “ALAPROS” ibareli marka ve 2016/43855 başvuru numaralı “ALAPROS” ibareli markaların müvekkilinin “ALAPALA” ibareli markası arasında ayırt edilemeyecek derecede benzerlik olduğunu, dava konusu markalar ile müvekkili markalarının aynı/benzer mal ve hizmet sınıfları için tescil edildiğini, markalar arasında ilişkilendirme ihtimalinin olduğunu, ayrıca ALAPALA markasının tanınmış marka olduğu dikkate alındığından davalı markalrının tümü ile hükümsüzlüğüne karar verilmesi gerektiği, davacı şirketin eski ortakları olan davalıların davacı markalarını ve benzerlerini hiçbir şekil ve şartta davacı ile aynı ve/veya benzer iştigal konusu ticari işlerde kullanmayacakları taahhütlerine rağmen ALAPROS markasını tescil ettrimelerinin kötü niyetlerini ortaya koyduğunu, davalı şirketin, müvekkil şirketin ürettiği iş ürünlerinin aynısını, hukuka aykırı yollarla elde ettiği ticari sırları kullanarak, “ALAPALA” markasıyla karıştırması kuvvetle muhtemel “ALAPROS” markaları altında, müvekkil şirketin fabrikasının tam karşısında ürettiğini, piyasada çeşitli reklam ve pazarlama faaliyetlerinde bulunduğunu ileri sürerek davalı markalarının hükümsüzlüğü ile sicilden terkinine karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı vekili, davacı tarafın iltibasa konu ettiği markaların hangisinin olduğunun belirtmediğini, davacının markalarının tescilli olduğu sınıflar ile müvekkili markalarının tescilli olduğu sınıfların tümüyle örtüşmediğini, markaların karıştırma ihtimali olmadığını, benzerlik bulunmadığını savunarak, davacının kötüniyet iddialarının doğru olmadığını savunarak davanın reddini istemiştir.
İlk Derece Mahkemesince, benimsenen bilirkişi raporuna göre; davacı markalarından 84/084678 ve 97/014970 sayılı markaların yenilenmemesi sebebi ile korunma sürelerinin sona erdiği, rapor tarihi itibari ile tescilli olmadıkları, hükümsüzlük incelenmesine esas alınamayacağı, davalıya ait 43855 sayılı markanın 14.05.2016 tarihinde, 06616 sayılı markanın 22.01.2018 tarihinde marka başvurularının yapıldığı, davacı markalarından 46394, 46392, 46270, 46266 ve 46263 sayılı markaların başvuru tarihinin 24.05.2016, 104218 sayılı markanın ise 22.12.2016 olduğu, belirtilen markaların davalının 43855 başvuru numaralı markasından sonra olması sebebi ile bu marka yönünden hükümsüzlük incelemesinde mesnet alınamayacağı, davalıya ait 06616 sayılı marka başvurusundan önce olduğundan bu marka yönünden inceleme yapılacağı, davalıya ait 43855 markanın davacı markalarından inceleme yapılabilecek olanlar ile 06616 markanın incelemeye esas alınacak markalar ile tescil kapsamında bulunan mal ve hizmetlerin benzer olduğu, ancak markaların iltibas yaratacak kadar benzer olmadığını, markaların tescil kapsamında bulunan mal ve hizmetlerin ortalama zeka düzeyine sahip tüketiciler nezdinde iltibas ihtimali bulunmadığı, davacı tarafın markalarının tanınmış statüde olmadığını, davalının başvuru yaptığı tarihte kötü niyetli olduğunu ispata yarar bilgi ve belgenin bulunmadığı, davalıya ait markaların davacı markaları ile benzerlik taşımaması, ortalama zeka düzeye sahip tüketiciler nezdinde iltibasa yol açmayacağı, davacıya ait markaların tanınmışlık düzeyde olduğunun ve davalının tescil taleplerinin kötü niyetle yapıldığının ispatlanamadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.
İlk Derece Mahkemesi kararı, davacı vekili tarafından istinaf edilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesince, karar ve gerekçeleri usul ve yasaya uygun olduğundan bahsile davacı vekilinin istinaf talebinin esastan reddine karar verilmiştir.
Bölge adliye mahkemesi kararı, davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Yapılan yargılama ve saptanan somut uyuşmazlık bakımından uygulanması gereken hukuk kuralları gözetildiğinde İlk Derece Mahkemesince verilen kararda bir isabetsizlik olmadığının anlaşılmasına göre yapılan istinaf başvurusunun HMK'nın 353/b-1 maddesi uyarınca Bölge Adliye Mahkemesince esastan reddine ilişkin kararın usul ve yasaya uygun olduğu kanısına varıldığından Bölge Adliye Mahkemesi kararının onanmasına karar vermek gerekmiştir.
SONUÇ: Yukarda açıklanan nedenlerle, davacı vekilinin temyiz isteminin reddi ile Bölge Adliye Mahkemesince verilen kararın HMK'nın 370/1. maddesi uyarınca ONANMASINA, HMK'nın 372. maddesi uyarınca işlem yapılmak üzere dava dosyasının İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine, aşağıda yazılı bakiye 21,40 TL temyiz ilam harcının temyiz eden davacıdan alınmasına, 17/10/2022 tarihinde kesin olarak oybirliğiyle karar verildi.