Esas No: 2021/2678
Karar No: 2022/7092
Karar Tarihi: 18.10.2022
Yargıtay 11. Hukuk Dairesi 2021/2678 Esas 2022/7092 Karar Sayılı İlamı
11. Hukuk Dairesi 2021/2678 E. , 2022/7092 K."İçtihat Metni"
MAHKEMESİ : ANKARA BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ 20. HUKUK DAİRESİ
TÜRK MİLLETİ ADINA
Taraflar arasında görülen davada Ankara 1. Fikrî ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesince verilen 17.04.2018 tarih ve 2017/57 E. - 2018/98 K. sayılı kararın davacı vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, istinaf isteminin esastan reddine dair Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 20. Hukuk Dairesi'nce verilen 24.12.2020 tarih ve 2019/755 E. - 2020/1189 K. sayılı kararın Yargıtay'ca incelenmesi davacı vekili tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve yine dosya içerisindeki dilekçeler, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:
Davacı vekili, müvekkilinin 2003 yılından bu yana Türkiye ilaç sektöründe faaliyet gösterdiğini, TPMK nezdinde pek çok tescilli markasının yanı sıra 2010/07330 numaralı "KETYA" ibareli markasının da 05. sınıfta 2010 yılından itibaren tescilli bulunduğunu, davalı tarafın 2015/108286 numaralı “KEPTA” ibareli marka tescil başvurusuna yaptıkları itirazın, davalı TPMK'nın 30.12.2016 tarih ve 2016-M-12896 sayılı YİDK kararı ile nihai olarak reddedildiğini, oysa dava konusu "KEPTA" markasının 556 sayılı KHK’nın 8/1-b maddesi uyarınca görsel, işitsel ve kavramsal unsurlar da dahil olmak üzere, yarattığı tüm intibalar bakımından müvekkili firmanın markası ile ayırt edilemeyecek derecede benzer olduğunu, müvekkiline ait "KETYA" markasının psikiyatrik hastalıkların tedavisi için üretilen ilaçlarda kullanıldığını ve sektörde tanınmış bir marka olduğunu, davalı firmanın başvurusunda kötü niyetli olduğunu ileri sürerek, davalı TPMK YİDK kararının iptalini ve diğer davalı şirketin markasının hükümsüzlüğüne karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı Türk Patent ve Marka Kurumu vekili, müvekkili kurum kararının usul ve yasaya uygun olduğunu savunarak davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
Davalı şirket vekili, taraf markalarının karıştırılma ihtimaline yol açabilecek derecede benzemediğini, markaların ilaç emtiasında kullanılmasında ilgili tüketici kitlesi bakımından küçük ayrıntıların bile fark edilebilir nitelik taşıdığını, davacı markasının tanınmış olduğu yönündeki iddialarının, dosyaya bu yönde delil sunulmaması nedeniyle kabulünün mümkün olmadığını savunarak, davanın reddini istemiştir.
İlk Derece Mahkemesince, iddia, savunma, bilirkişi raporu ve tüm dosya kapsamına göre, dava konusu marka başvurusu kapsamında tescili talep edilen 05. sınıf mallar ve 35. sınıf içerisinde yer alan 05. sınıf malların satışına dair hizmetlerin, itiraza mesnet marka
kapsamında yer aldığı görülen aynı sınıftaki “tıbbi müstahzarlar” emtiaları ile birebir aynı/ayırt edilemeyecek düzeyde benzer olduğu, bununla birlikte markalar arasında gerçekleştirilecek olan benzerlik ve iltibas değerlendirmelerinin, ilgili tüketici profilleri yönünden ayrı ayrı yapılmasının ve markaların bütünsel anlamda bıraktığı izlenimin tespitinin büyük önem teşkil ettiği, tüm bu tespitler neticesinde dava konusu marka ile davacı markasının, bütünsel anlamda yapılan karşılaştırması sonucunda, tescil kapsamındaki 05. emtia sınıfının hitap ettiği bilinçli ve dikkat düzeyi yüksek tüketici nezdinde, birbirlerinin farklı versiyonları, alternatifleri veya bir serinin devamı olarak nitelendirilmesinin mümkün olmadığı, dava konusu markada yer alan “KET” şeklindeki ilk hecenin, markalar arasında yeterli farklılaşmayı sağladığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.
Karara karşı davacı vekili istinaf kanun yoluna başvurmuştur.
Bölge Adliye Mahkemesince, dosya kapsamı, mevcut delil durumu ve ileri sürülen istinaf sebepleri dikkate alındığında mahkemenin vakıa ve hukuki değerlendirmesinde usul ve esas yönünden yasaya aykırılık bulunmadığı ve davacının itiraza dayanak markasının sadece 5. sınıfta "tıbbi müstahzarlar" emtiasında tescilli olduğu, bu malların davalının başvuru markası ile bir kısım mal ve hizmetlerde aynı veya benzer ise de, davacının itiraza dayanak "Ketya" ibareli markasının, "ketiapin" etken maddesinden yola çıkılarak türetildiği, davalının "Kepta" ibareli başvuru markasının ise kepek tableti ürünleri için ürün adından yola çıkılarak üretildiği, ibareler arasında anlamsal ve fonetik farklılıklar olduğu, tarafların markaları arasında iltibas tehlikesi bulunmadığının, mahkemece görüşüne başvurulan ve aralarında eczacılık fakültelerinden iki profesörün de bulunduğu bilirkişi heyeti incelemesi sonucunda tespit edildiği gerekçesiyle davacı vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.
Kararı, davacı vekili temyiz etmiştir.
Yapılan yargılama ve saptanan somut uyuşmazlık bakımından uygulanması gereken hukuk kuralları gözetildiğinde İlk Derece Mahkemesince verilen kararda bir isabetsizlik olmadığının anlaşılmasına göre yapılan istinaf başvurusunun HMK'nın 353/b-1 maddesi uyarınca Bölge Adliye Mahkemesince esastan reddine ilişkin kararın usul ve yasaya uygun olduğu kanısına varıldığından Bölge Adliye Mahkemesi kararının onanmasına karar vermek gerekmiştir.
SONUÇ: Yukarda açıklanan nedenlerle, davacı vekilinin temyiz isteminin reddi ile Bölge Adliye Mahkemesince verilen kararın HMK'nın 370/1. maddesi uyarınca ONANMASINA, HMK'nın 372. maddesi uyarınca işlem yapılmak üzere dava dosyasının İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine, aşağıda yazılı bakiye 21,40 TL temyiz ilam harcının temyiz eden davacıdan alınmasına, 18/10/2022 tarihinde kesin olarak oybirliğiyle karar verildi.