Esas No: 2021/3381
Karar No: 2022/7079
Karar Tarihi: 18.10.2022
Yargıtay 11. Hukuk Dairesi 2021/3381 Esas 2022/7079 Karar Sayılı İlamı
11. Hukuk Dairesi 2021/3381 E. , 2022/7079 K."İçtihat Metni"
MAHKEMESİ : ANKARA BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ 20. HUKUK DAİRESİ
TÜRK MİLLETİ ADINA
Taraflar arasında görülen davada Ankara 3. Fikrî ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesince verilen 26.02.2019 tarih ve 2018/45 E. - 2019/57 K. sayılı kararın davacı vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, istinaf isteminin esastan reddine dair Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 20. Hukuk Dairesi'nce verilen 05.03.2021 tarih ve 2019/1121 E. - 2021/279 K. sayılı kararın duruşmalı olarak Yargıtay'ca incelenmesi davacı vekili tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, 6100 sayılı Kanunun’un 369. maddesi gereğince miktar veya değer söz konusu olmaksızın duruşmalı olarak incelenmesi gereken dava ve işlerin dışında bulunduğundan duruşma isteğinin reddiyle dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:
Davacı vekili, davacının 2010/76268, 2015/17118, 94925 sayılı ve "bahar+şekil", "mutlu bahar", "bahar" ibareli tanınmış markaların sahibi olduğunu, davalının bu markalar ile karıştırma ihtimali bulunacak derecede benzer nitelikteki “marbahar” ibaresini marka olarak tescil ettirmek üzere başvuruda bulunduğunu, 2016/78636 kod numarasını alan başvuruya davacı tarafından yapılan itirazın, 2017-M-10364 sayılı YİDK kararı ile yerinde görülmeyerek nihai olarak reddedildiğini, dava konusu markada başa eklenen “MAR” ibaresi dışında, “BAHAR” ibaresinde yer alan 5 harfin davacı markasıyla aynı sırayla ve aynı şekilde yer aldığını, markaların okunuş ve işitsel benzerlik taşıdığını, tarafların coğrafi olarak da birbirlerine yakın bulunduğunu, davacı firmanın tanınır bir firma olduğu ve bu sebeplerle davalının davacının markalarından haberdar olduğunu, “BAHAR” ibaresinin taraf markalarında asli ve ayırt edici unsur bulunduğunu, davalı firmanın başvurusunun kötüniyetli olduğunu ileri sürerek, YİDK’in 2017-M-10364 sayılı kararının iptalini ve markasının hükümsüzlüğüne karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı Türk Patent ve Marka Kurumu vekili, davalı kurum kararının usul ve yasaya uygun olduğunu belirterek, davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
Diğer Anatolia Bulgur Tarım Hayv. Nakl. İnş. İth. İhr. Ltd. Şti. vekili, taraf markalarında yer alan “bahar” ibaresinin ayırt edici olmadığını, davacı tarafın tanınmışlık iddiasını ispatlayamadığını, davacı tarafın “bahar” ibaresi üzerinde tek başına hak sahibi olamayacağını, davalının davacı markalarından haberdar olduğu iddiasının yersiz olduğunu, başvurunun kötü niyetli olmadığını, aynı sektörde bulunma veya iltibas ihtimali tespiti gibi sebeplerin kötü niyetin ispatı için yeterli olmayacağını, davalı markasının davacı markasıyla benzerlik taşımadığını belirterek, davanın reddini istemiştir.
İlk Derece Mahkemesince, iddia, savunma, bilirkişi raporu ve tüm dosya kapsamına göre; "bahar" ibaresinin toplumda yaygın olarak kullanılan, sıklıkla tercih edilen bir sözcük olmakla davalının "bahar" kelimesinin başına getirdiği "mar" kelimesi ile bir bütün olarak tescil edilen "marbahar" ibaresinin davacı markalarından farklılaştığı, bu farklılığın ortak "bahar" kelimesine bağlı işitsel ve görsel benzerlikleri bertaraf edecek düzeyde olduğu, yeterli ayırt edici niteliği haiz bulunduğu, bütünsel genel izlenim yönünden karıştırılma ihtimalinin bulunmadığı ve markaların benzer olmadığı, davacı tarafa ait “bahar” ibareli markaların tanınmışlığı yönünde kanaat oluşmadığı, davalı tarafından yapılan marka başvurusunun kötüniyetli olduğuna ilişkin somut verilerin dosya kapsamında bulunmadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.
Karara karşı davacı vekili tarafından istinaf kanun yoluna başvurulmuştur.
Ankara Bölge Adliye Mahkemesince, tüm dosya kapsamına göre; mahkemenin vakıa ve hukuki değerlendirmesinde usul ve esas yönünden yasaya aykırılık bulunmadığı ve her ne kadar tarafların markalarını kullanmak istedikleri 30. sınıf mallar aynı ise de dava konusu başvurunun asıl unsurunu bir bütün halinde “MARBAHAR” ibaresinin oluşturduğu, davacının itiraza dayanak markalarının asıl unsurunun ise "BAHAR" ibaresinden oluştuğu, "Bahar" ibaresinin özellikle gıda sektöründe sık kullanılan, ayırt ediciliği zayıf bir ibare olduğu, Yargıtay 11. Hukuk Dairesi'nin 24.06.2019 gün ve 2018/3371 E. - 2019/4760 K. sayılı kararının da bu yönde olduğu, bu haliyle başvurudaki "MAR" ibaresinin "BAHAR" ibaresine yeterli ayırt edecilik kattığı, dolayısıyla ibareler yönünden tarafların markaları arasında, 6769 sayılı SMK’nın 6/1 maddesi uyarınca iltibas ihtimalinin bulunmadığı gerekçesiyle davacı vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.
Kararı davacı vekili temyiz etmiştir.
Yapılan yargılama ve saptanan somut uyuşmazlık bakımından uygulanması gereken hukuk kuralları gözetildiğinde İlk Derece Mahkemesince verilen kararda bir isabetsizlik olmadığının anlaşılmasına göre yapılan istinaf başvurusunun HMK'nın 353/b-1 maddesi uyarınca Bölge Adliye Mahkemesince esastan reddine ilişkin kararın usul ve yasaya uygun olduğu kanısına varıldığından Bölge Adliye Mahkemesi kararının onanmasına karar vermek gerekmiştir.
SONUÇ: Yukarda açıklanan nedenlerle, davacı vekilinin temyiz isteminin reddi ile Bölge Adliye Mahkemesince verilen kararın HMK'nın 370/1. maddesi uyarınca ONANMASINA, HMK'nın 372. maddesi uyarınca işlem yapılmak üzere dava dosyasının İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine, aşağıda yazılı bakiye 21,40 TL temyiz ilam harcının temyiz eden davacıdan alınmasına, 18/10/2022 tarihinde kesin olarak oybirliğiyle karar verildi.