Yargıtay 23. Hukuk Dairesi 2011/2197 Esas 2011/2648 Karar Sayılı İlamı

Abaküs Yazılım
23. Hukuk Dairesi
Esas No: 2011/2197
Karar No: 2011/2648
Karar Tarihi: 19.12.2011

Yargıtay 23. Hukuk Dairesi 2011/2197 Esas 2011/2648 Karar Sayılı İlamı

(Kapatılan)23. Hukuk Dairesi         2011/2197 E.  ,  2011/2648 K.

    "İçtihat Metni"


    MAHKEMESİ :Ticaret Mahkemesi

    Taraflar arasındaki kooperatif üyeliğinin tespiti davasının bozma kararına uyularak yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın kabulüne yönelik olarak verilen hükmün davacı vekilince duruşmalı olarak temyiz edilmesi üzerine ilgililere çağrı kağıdı gönderilmişti. Belli günde davalılardan Tedaş vekili Av. ... ile davacı vekili Av. ... gelmiş diğer davalı adına kimse gelmemiş olduğundan onun yokluğunda duruşmaya başlanarak hazır bulunan avukatların sözlü açıklamaları dinlenildikten ve temyiz dilekçesinin süresinde olduğu anlaşıldıktan sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü

    KARAR
    Davacı vekili, müvekkilinin davalı birlik üyesi olduğunu ve birlik tarafından İzmir İli, Buca İlçesi, Tınaztepe Mahallesi, 7407 ada 3 no"lu parselin müvekkiline tahsis ve teslim edildiğini, birliğe hiçbir borcu olmadığını ve tahsisli arsa üzerinde davacı kooperatifin ortaklarına konutlarını teslim ettiğini, halen de bir kısım ortağın konutlarında oturduğunu, ancak, üst birliğin diğer davalıya olan borcu için anılan parsel üzerine tesis edilen ipoteğin paraya çevrilmesinin istendiğini, 1163 sayılı Yasa gereğince tahsis işleminin taşınmaz mülkiyetinin geçişi için yeterli olup başkaca resmi işleme gerek olmadığını, bu nedenle tahsis ile müvekkillerin mülkiyetine geçen arsa ve üzerindeki konutların satışı yoluyla ipoteğin nakde çevrilmesinin ortaklar açısından giderilmesi mümkün olmayan zararlara neden olacağını, birliğin tahsis dışı bıraktığı iki adet arsası üzerinde de ipotek tesis edildiğini ve borcun anılan ipoteklerle karşılanmasının mümkün olduğunu ileri sürerek, davalı birlik adına mevcut tapunun iptaline, Tedaş açısından da taşınmazın ve üzerindeki binaların davacı kooperatife ait olduğunun tespitine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
    Davalı ... vekili, üst birliğin tahsis işleminin taşınmazın devrinin taahhüdü niteliğinde olduğunu ve mülkiyet naklini sağlamadığını, tapudaki kayıt maliki olan davalı birliğin borcu için konulan ipoteğin borç ödenmeden fekkinin mümkün olmadığını, devir taahhüdünün 3. şahıs olan müvekkili açısından sonuç doğurmayacağını savunarak, davanın reddini istemiştir.
    Davalı birlik vekili, davacının, üst birliğe faiz borcu bulunması nedeniyle taşınmazın kendi adına tescilini isteyemeyeceğini belirtmiştir.
    Mahkemece, dava konusu arsanın birlik adına oluşturulmuş tapusunun iptaline ve davacı adına tapuya yazımına, edaya ilişkin talep kabul edildiğinden TEDAŞ hakkındaki tespit talebinin reddine dair verilen karar davalılar vekillerinin temyiz istemi üzerine Yargıtay 11. Hukuk Dairesinin 26.06.2008 tarih, 2007/1319 E. 2008/8555 K. sayılı ilamıyla, "dava konusu arsa, davalı üst birliğin diğer davalı ..." a olan borcu nedeniyle alacaklı olarak davacı adına tesciline karar verilmesi alacaklıyı teminatsız bırakma sonucunu doğuracağından, bunun mümkün olmadığı, davacı kooperatifin, üyesi olduğu davalı üst birliğe dava tarihi itibarıyla borcu bulunduğu takdirde, üst birlik aleyhine tapu iptali ve tescil davası açılmasının mümkün bulunmadığı" gerekçeleriyle bozulmuş; mahalli mahkemece bozma kararına uyularak yapılan yargılama sonucunda, davacının davalı üst birliğe 393,01 TL gecikme faizi borcunun bulunduğu, bu miktarın davacı tarafça depo edildiği gerekçesiyle, talep konusu taşınmazın davalı birlik adına olan tapu kaydının iptali ile üzerindeki takyidatlar baki kalmak kaydı ile davacı adına tapuya tesciline, taşınmazın davacıya ait olduğunun tespitine ilişkin talebin ise verilen eda hükmünün içinde kalması nedeniyle reddine karar verilmiştir.
    Kararı, davacı vekili temyiz etmiştir.
    Dosyadaki yazılara, mahkemece uyulan bozma kararı doğrultusunda inceleme yapılıp hüküm verilmiş olmasına, delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına, bozmanın kapsamı dışında kesinleşmiş olan yönlere ilişkin temyiz itirazları incelenemeyeceğine göre, davacı vekilinin tüm temyiz itirazları yerinde değildir.
    SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle, davacı vekilinin tüm temyiz itirazlarının reddiyle usul ve kanuna uygun bulunan hükmün ONANMASINA, vekili Yargıtay duruşmasında hazır bulunan davalı ... yararına takdir edilen 825.00 TL duruşma vekalet ücretinin davacıdan alınarak adı geçen davalıya verilmesine, aşağıda yazılı onama harcının temyiz edenden alınmasına, 19.12.2011 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.










    Hemen Ara