Esas No: 2021/3075
Karar No: 2022/7188
Karar Tarihi: 19.10.2022
Yargıtay 11. Hukuk Dairesi 2021/3075 Esas 2022/7188 Karar Sayılı İlamı
11. Hukuk Dairesi 2021/3075 E. , 2022/7188 K."İçtihat Metni"
MAHKEMESİ : İSTANBUL BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ 13. HUKUK DAİRESİ
TÜRK MİLLETİ ADINA
Taraflar arasında görülen davada İstanbul Anadolu 9. Asliye Ticaret Mahkemesince verilen 18.12.2018 tarih ve 2015/1322 E- 2018/1231 K. sayılı kararın davacı vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, istinaf isteminin esastan reddine dair İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 13. Hukuk Dairesi'nce verilen 04.02.2021 tarih ve 2019/873 E- 2021/128 K. sayılı kararın Yargıtay'ca incelenmesi davacı vekili tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve yine dosya içerisindeki dilekçeler, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:
Davacı vekili; müvekkili şirketin 5015 sayılı Kanun ve ilgili mevzuat kapsamında EPDK'nın tanzim ettiği "Dağıtıcı Lisansı" kapsamında akaryakıt sektöründe faaliyet gösterdiğini, bu faaliyet çerçevesinde belirlediği noktalarda kendi marka ve logosu altında Lpg ve madeni yağ satış faaliyeti gerçekleştirdiğini, faaliyet kapsamında 06/06/2012 tarihli Protokol ve İstasyonlu Akaryakıt Bayilik Sözleşmesi imzalamak suretiyle davalıya 5 yıl süreli bayilik hakkı tesis edildiğini, bayilik sözleşmesi ile birlikte ek olarak imzalanmış olan 06/06/2015 tarihli taahhütname uyarınca, yıl esasına göre Akaryakıt Bayilik Sözleşmesinin devamı müddetince her yıl için 450 m3 benzin ve 2.550 m3 motorin ve türevleri olmak üzere toplam 3.000 m3 müvekkili şirketçe dağıtımı yapılan beyaz ürün, 1 ton madeni yağ satmayı davalı tarafın kabul ve taahhüt ettiğini, davalı bayinin taahhütlerini yerine getirmeyerek müvekkili şirketi zarara uğrattığını, davalı şirket ile imza altına alınan taahhütname ile belirtilen yıl esasına dayalı satış miktarlarına ilişkin bayilik sözleşmesi süresince satışı yapılmayan eksik beher m3 beyaz ürün için her yıl eksik alınan ürün bedelinin son cari hesap üzerinden hesaplanacak tutarın % 4'ü oranında müvekkili şirketin satılamayan üründen dolayı % 4 oranında mahrum kaldığı karı cezai şart olarak ödemeyi kabul ve taahhüt ettiğini, davalının taahhüt ettiği ürünleri satamadığı, belirtilen miktar üzerinden beyaz ürün, madeni yağı almamak suretiyle sözleşme hükümlerine aykırı davranmak suretiyle müvekkili şirketi zarara uğrattığını, davalı yana ihtarname keşide edilerek taahhütlerini yerine getirmesi gerektiğinin bildirildiği, ihtara rağmen gereğinin yerine getirilmediğini, bayilik sözleşmesinin başlangıç tarihi olan 06/06/2012 tarihinden 06/06/2013 tarihine kadar ki döneme tekabül eden tarih aralığında eksik çektiği litre beyaz ürün ve madeni yağ taahhüdüne bağlı olarak fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydı ile 20.000,00 TL şartı ceza alacağın tahsili için İstanbul 13.Asliye Ticaret Mahkemesi 'nin 2014/126 esas sayılı dosyası ile talepte bulunulduğunu, diğer yandan bir yıllık sürenin dolması ile birlikte bu defa 06/06/2013 tarihinden 06/06/2014 tarihe kadar olan dönem yönünden tonaj ihlalinden kaynaklı şartı ceza alacağın tahsili için İstanbul 4.Asliye Ticaret Mahkemesi 'nin 2014/750 esas sayılı dosyasının İstanbul 13. Asliye Ticaret Mahkemesi dosyası ile birleştirilmesine karar verildiğini beyanla tahsilde tekerrür olmamak kaydı ile sözleşmeden ve kanundan kaynaklanan her türlü zararın tazmini ve fazlaya dair hakları saklı kalmak kaydı ile kâr mahrumiyeti zararından kaynaklı cezai şarttan doğan alacağın 06/06/2014 tarihinden 06/06/2015 tarihine kadar ki dönem için 25.000,00 TL'lik kısmının bayilik sözleşmesi ve satış taahhütnamesine bağlı olarak %4 akdi faizi ile birlikte davalıdan tahsilini talep ve dava etmiştir.
Davalı, davaya cevap vermemiş; sonrasında davalı vekili, 30/07/2017 havale tarihli bilirkişi raporuna yönelik beyan ve itirazlar ile 31/10/2017 tarihli duruşma için mazeret dilekçesi konulu dilekçesi ile; ilgili dönem için bu hakkını kullanmaksızın ve ihtirazi kayıt koymaksızın müvekkiliyle yeni bayilik sözleşmesi imzaladığını, bayilik sözleşmesi kapsamında müvekkiline mal vermeye devam ettiğini, cezai şart istemeyeceği yönünde müvekkili nezdinde güven oluşturduğunu, bu durumun aynı zamanda davacı yanın cezai şart talebinden feragati anlamına geldiğini, asgari mal alım taahhüdünün ihlali nedeniyle istediği ceza-i şart bedeli yönünden davanın reddinin gerektiğini, dava konusu döneme ilişkin müvekkilinin temerrüde düşürüldüğüne dair usulüne uygun bir ihtarname olmadığını, bu nedenle de davanın reddi gerektiğini, Rekabet Mevzuatı gereği 10 yıllık sözleşme imzalanamayacağını, davacı tarafın davasını tam dava olarak devam ettirmesi ve harcı tamamlatması ve taleplerinin haklı görülmesi halinde bir yıllık dönem için 257.007,78 TL cezai şart ve aylık %4 oranında akdi faiz müvekkilimizin ticari hayatının bitmesine neden olacağını, miktarın fahiş olduğunu, müvekkilinin davacıya herhangi bir ceza-i şart borcu bulunmadığını, bilirkişi raporlarında aleyhe olan hususları kabul etmediklerini davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
İlk derece mahkemesince, iddia, savunma, toplanan deliller ve tüm dosya kapsamına göre; taraflar arasında 06/06/2012 tarihinde yürürlüğe girmek üzere bayilik sözleşmesi imzalandığı, ayrıca 06/06/2012 tarihli taahhütname ile bayilik dönemi boyunca alınacak akaryakıt ürünlerinin asgari limitlerinin belirlenerek her bir yıl için eksik alınan ürün bedeli olması halinde cari fiyat üzerinden hesaplanacak tutarın % 4 'ü oranında ceza-i şart kararlaştırıldığı, taraflar arasında İstanbul 13. Asliye Ticaret Mahkemesi 'nde görülen davada davalı yanın ilk mal alım tarihi olan 23/05/2013 tarihinden itibaren ilk yılın bitim tarihi olan 06/06/2013 tarihine kadar eksik alım yapılması nedeniyle çekilen Kadıköy 24. Noterliği'nin 27/12/2013 tarih ve 33074 yevmiye numaralı ihtarnamesi de nazara alınarak bu döneme ilişkin davanın kabulüne karar verildiği, buna karşın ikinci döneme tekabül eden 06/06/2013 - 06/06/2014 dönemine ilişkin birleşen dava yönünden ise davacının herhangi bir çekince koymadan edimini ifa etmeye devam etmiş olması ve ayrıca bayiye noter aracılığıyla çekilmiş ihtarname göndermemesi nedeniyle birleşen davanın reddine karar verildiği, mahkemece davacı vekiline niza konusu döneme ilişkin ihtirazı kayıt konulduğuna ilişkin belgenin veya noter ihtarının sunulması için süre verildiği, davacı vekilince 06/11/2017 tarihli beyan dilekçesinde davaya konu dönem yönünden davalıya keşide edilmiş bir ihtarname veya ihtirazı kayıt konulduğuna dair herhangi bir belge bulunmadığının bildirildiği, buna göre davaya konu isteme ilişkin olarak 06/06/2014 - 06/06/2015 tarihleri arasında davalının eksik alım yapması nedeniyle bir sonraki döneme geçilmeden önce ceza-i şart alacağı hakkının saklı tutulduğuna ilişkin herhangi bir noter ihtarı çekilmediği gibi gerek dönemin ilk faturasına gerekse başka bir belge ile ihtirazı kayıt da konulmadığı, ayrıca 06/06/2015 tarihinden sonra yeni döneme ilişkin olarak da davalıya ürün verilmeye devam edildiği, davacı ile davalı bayi arasında düzenlenen taahhütname başlıklı sözleşme asgari alım taahhüdüne ilişkin olup, bu sözleşmelere göre kâr mahrumiyeti (cezai şart) istenilebilmesi için taahhüdünün ihlal edildiği dönemden sonra ihtirazi kayıt konulması ve bundan sonra mal verilmeye devam olunmasının gerektiği, somut olayda davacı ihtirazi kayıt koymadan mal vermeye devam ettiğinden dava konusu dönem için ceza-i şart talep etmesinin mümkün olmadığı gerekçesi ile davanın reddine karar verilmiştir.
Karara karşı, davacı vekili tarafından istinaf kanun yoluna başvurulmuştur.
Bölge Adliye Mahkemesince, tüm dosya kapsamına göre yapılan istinaf incelemesi sonucunda; davacı vekiline niza konusu 3.cü döneme ilişkin ihtirazı kayıt konulduğuna ilişkin belgenin veya noter ihtarının sunulması için süre verildiği, davacı vekilince 06/11/2017 tarihli beyan dilekçesinde davaya konu dönem yönünden davalıya keşide edilmiş bir ihtarname veya ihtirazı kayıt konulduğuna dair herhangi bir belge bulunmadığının bildirildiği, buna göre mahkemece, görülen davaya konu isteme ilişkin olarak 06/06/2014 - 05/06/2015 tarihleri arasında davalının eksik alım yapması nedeniyle bir sonraki döneme geçilmeden önce ceza-i şart alacağı hakkının saklı tutulduğuna ilişkin herhangi bir noter ihtarı çekilmediği gibi gerek dönemin ilk faturasına gerekse başka bir belge ile ihtirazı kayıt da konulmadığı, davacının ihtirazi kayıt koymadan 06/06/2015 tarihinden sonra yeni döneme ilişkin olarak da davalıya ürün verilmeye devam edildiği, bu durumda “bayiye mal vermeden önce çekincenin bildirilmesi” koşulunun da yerine getirilmediği ve buna bağlı olarak da 3.cü yıla ilişkin cezai şart alacağının doğmadığının kabulüyle davanın reddine karar verilmesinde isabetsizlik görülmediği, dolayısıyla mahkemenin vakıa ve hukuki değerlendirmesinde usul ve esas yönünden yasaya aykırılık bulunmadığı gerekçesi ile davacı yanın istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.
Karara karşı, davacı vekili tarafından temyiz kanun yoluna başvurulmuştur.
Yapılan yargılama ve saptanan somut uyuşmazlık bakımından uygulanması gereken hukuk kuralları gözetildiğinde İlk Derece Mahkemesince verilen kararda bir isabetsizlik olmadığının anlaşılmasına göre yapılan istinaf başvurusunun HMK'nın 353/b-1 maddesi uyarınca Bölge Adliye Mahkemesince esastan reddine ilişkin kararın usul ve yasaya uygun olduğu kanısına varıldığından Bölge Adliye Mahkemesi kararının onanmasına karar vermek gerekmiştir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle, davacı vekilinin temyiz isteminin reddi ile Bölge Adliye Mahkemesince verilen kararın HMK'nın 370/1. maddesi uyarınca ONANMASINA, HMK'nın 372. maddesi uyarınca işlem yapılmak üzere dava dosyasının İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine, aşağıda yazılı bakiye 21,40 TL temyiz ilam harcının temyiz eden davacıdan alınmasına, 19/10/2022 tarihinde kesin olarak oybirliğiyle karar verildi.