Esas No: 2011/4246
Karar No: 2011/2554
Karar Tarihi: 13.12.2011
Yargıtay 23. Hukuk Dairesi 2011/4246 Esas 2011/2554 Karar Sayılı İlamı
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
Taraflar arasındaki alacak davasının bozma kararına uyularak yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın kısmen kabulüne yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davacı vekilince temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.
-K A R A R-
Davacı vekili, müvekkilinin kooperatif üyeliğinden ihraç edildiğini, kararın kendisine 21.4.2005"de tebliğ edildiğini, müvekkilinin 2.12.1997"de 2.600,00 TL ödeyerek peşin üyelikle daire satın aldığını ileri sürerek, ödediği paranın güncel değeri olarak 15.000,00 TL"nin tahsilini talep ve dava etmiştir.
Davalı kooperatif vekili, davacının alacağının muaccel olmadığını ve aidatın güncel değerinin istenemeyeceğini savunarak, davanın reddini istemiştir.
Mahkemece, davanın reddine dair verilen karar davacı vekilinin temyiz istemi üzerine Yargıtay 16. Hukuk Dairesince, dava kooperatif üyeliğinden ayrılan davacının ödediği aidatların kendisine iadesi istemine ilişkin olup, mahkemece gider payı düşüldükten sonra alacak kalmadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiş ise de; gider payının hesaplaması doğru değildir. 1163 sayılı Kooperatifler Kanunu"nun 17. ve tip ana sözleşmenin 15. maddesine göre, istifa eden üyenin, istifa ettiği yılın bilançosunun karara bağlandığı genel kurul kararından bir ay sonra alacağı muaccel olur. Alacağın hesaplanmasında usul, o yıla ait genel giderlerden, çıkan üyenin payına düşen kısmın alacaktan mahsup edilmesidir. Hükme esas alınan raporda ise son yıl yerine davacının üye olduğu tüm yıllara ait genel giderlerin toplamı esas alınarak, bu meblağ yapılan ödemeden düşülmek suretiyle hesaplama yapılmış, mahkemece de bu rapora değer verilerek hüküm kurulmuştur. Öte yandan, genel giderlerin neler olduğu da raporda yeterince açıklanmamıştır. Mahkemece gerektiğinde kooperatif kayıtları üzerinde inceleme yaptırılarak, bilirkişiden yukarıda belirtilen hususlar göz önüne bulundurularak ve genel gider hesabının dayanakları da gösterilecek şekilde ayrıntılı rapor alınmak suretiyle Yargıtay denetimine elverişli şekilde hüküm kurulması gerekirken, eksik incelemeye dayalı olarak, yazılı şekilde hüküm kurulması nedeniyle bozulmasına, sair temyiz itirazlarının reddine karar verilmiş, mahalli mahkemece bozma kararına uyularak yapılan yargılama sonucunda; davacı vekilinin red edilen temyiz itirazları yönünden ortaya çıkan usulü kazanılmış hak göz önüne alınarak davanın kısmen kabulü ile 1.467,00 TL’nin dava tarihinden itibaren işleyecek faizi ile davalıdan tahsiline karar verilmiştir.
Kararı, davacı vekili temyiz etmiştir.
Dosyadaki yazılara, mahkemece uyulan bozma kararı doğrultusunda inceleme yapılıp hüküm verilmiş olmasına, delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına, bozmanın kapsamı dışında kesinleşmiş olan yönlere ilişkin temyiz itirazları incelenemeyeceğine göre, davacı vekilinin tüm temyiz itirazları yerinde değildir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle, davacı vekilinin tüm temyiz itirazlarının reddiyle usul ve kanuna uygun bulunan hükmün ONANMASINA, 13.12.2011 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.