23. Hukuk Dairesi 2011/456 E. , 2011/1817 K.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Ticaret Mahkemesi
FER"İ MÜDAHİL :
Taraflar arasındaki itirazın kaldırılması ve iflas davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın iflas talebi hakkında karar vermeye yer olmadığına, itirazın kaldırılmasına yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davacı vekilince temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.
-K A R A R-
Davacı vekili, davalının, müvekkili ile dava dışı ..... A.Ş. arasında akdedilen kredi sözleşmesine, müşterek borçlu ve müteselsil kefil sıfatıyla imza koyduğunu, oluşan borca dayalı olarak aleyhlerinde, İstanbul 14. İcra Müdürlüğü"nün 2003/18740 sayılı dosya ile 1.200.000,00 TL üzerinden iflas yolu ile takibe girişildiğini ve takibin itiraz üzerine durduğunu, davalının şirket olması nedeniyle iflasa tâbi şahıslardan olduğunu, temerrüde düştüğünü, faize itirazının yersiz olduğunu, faizin % 5"i oranındaki BSMV’ye itirazlarının yasal dayanağının bulunmadığını, vekalet ücretine ve buna % 18 oranında KDV talep edilmesine itirazın hukuka aykırılık teşkil ettiğini ileri sürerek, itirazın kaldırılmasına ve iflasa karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili, yabancı tüzel kişi olan davacının HUMK’un 96 ncı maddesi uyarınca teminat yatırması gerektiğini, dava dilekçesi ekinde kredi sözleşmesi, ihtarname ve dava ile ilgili diğer belgelerin gönderilmediğini, bütün alacağın asıl borçlu olmayan kefilden istenemeyeceğini, faiz oranının haksız ve fahiş, BSMV oranının yüksek olduğunu ve talep edilemeyeceğini, vekalet ücretine KDV eklenmesinin yasaya aykırılık teşkil ettiğini savunarak, davanın reddini istemiştir.
Yargılama aşamasında Tasarruf Mevduatı Sigorta Fonu’nca müdahale talep edilmiştir.
Mahkemece, dosya kapsamına göre, davalı şirketin Tasfiye Komisyonu tarafından tasfiyesine başlandığı ve ticaret sicilinden terkin edildiği gerekçesiyle konusuz kalan iflas talebi hakkında karar vermeye yer olmadığına, alacağa ilişkin talebin masaya kayıt davası olarak görülmesi sonucunda 10.932.536,43 TL’nın masaya kaydına ve düzenlenecek sıra cetvelinde dikkate alınmasına karar verilmiştir.
Kararı, davacı vekili temyiz etmiştir.
Dava bir tahsil davası olmayıp, borçlunun iflasına karar verilemeyeceği yargılama aşamasında anlaşıldığından, davanın reddine dair hüküm kurulmasıyla yetinmek gerekirken yazılı şekilde sıra cetveline kayıt kararı verilmesi doğru değilse de, davalının kayda ilişkin kararı temyiz itirazına konu etmemesine ve temyiz edenin sıfatına göre bu husus bozma nedeni yapılmamış ve temyiz itirazlarının reddiyle, hükmün onanmasına karar verilmesi gerekmiştir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle, davacı vekilinin temyiz itirazlarının reddi ile hükmün ONANMASINA,17.11.2011 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.