23. Hukuk Dairesi 2011/868 E. , 2011/1693 K.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
DAVALILAR :
Taraflar arasındaki alacak davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın reddine yönelik olarak verilen hükmün davacı vekilince duruşmalı olarak temyiz edilmesi üzerine ilgililere çağrı kağıdı gönderilmişti. Belli günde davacı Vek.Av.... gelmiş, davalılar tarafından gelen olamadığından onların yokluğunda duruşmaya başlanarak hazır bulunan avukatın sözlü açıklaması dinlenildikten ve temyiz dilekçesinin süresinde olduğu anlaşıldıktan sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.
-KARAR-
Davacı vekili, müvekkilinin, davalı üst birlikten arsa tahsis edilen diğer davalı kooperatifin üyesi olan ..." in üç adet konut ile ilgili üyeliğini devir aldığını, devrin kooperatif yönetim kurulu kararı ile de kabul edilerek müvekkilinin davalı ... Konut Yapı Kooperatifi ortaklığına kabul edildiğini, konut inşaatlarının bitirilip bir kısım üyelere tahsis ve teslim edildiği halde müvekkiline verilecek konutların halen dahi teslim edilmeyerek müvekkilinin tasarrufta bulunmak ve kira geliri elde etmekten mahrum edildiğini ileri sürerek, üç adet bağımsız bölümün müvekkiline aynen teslimine ve tapuda adına tesciline, mümkün olmadığı takdirde şimdilik her daire için 40.000 TL" nin davalılardan tahsiline karar verilmesini istemiştir.
Davalı Üst Birlik vekili, üye kooperatifin birliğe olan arsa bedeli borcunu ödemediğini ve aleyhine icra takibinin devam ettiğini, davacının birlik aleyhine dava açma hak ve ehliyeti bulunmadığını savunarak, davanın reddini istemiştir.
Davalı ... vekili, davacının üyeliğinin o dönemde kooperatif denetçisi olan ve devreden ..." in ısrarı üzerine davacının başvurusu olmaksızın yönetim kurulunca kabul edildiğini, ancak davacının süresi içinde yasa ve anasözleşmenin öngörüldüğü prosedüre uygun olarak ortaklık başvurusunda bulunmadığından daha sonraki bir tarihte yönetim kurulunun, önceki kararlarını ortadan kaldırıldığını, davacının kooperatife olan hiçbir yükümlüğünü yerine getirmediğini savunarak, davanın reddini istemiştir.
Mahkemece, uyulmasına karar verilen bozma ilamı ve dosya kapsamına göre, davacının, devreden dava dışı ..." in anasözleşmenin 17. maddesinde belirtilen pay devri merasimine uygun şekilde payını devralmadığı, devreden ve devralan tarafın yazılı devir beyanı bulunmadığı, pay devir senedinin kooperatife verilmediği, davacının pay devrinden sonra kooperatife aidat ödemediği ve davacının payı geçerli şekilde devraldığını kanıtlayamadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.
Kararı, davacı vekili temyiz etmiştir.
1) Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle gerektirici sebeplere, delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre, davacı vekilinin aşağıdaki bentler kapsamı dışında kalan diğer temyiz itirazları yerinde değildir.
2) Dava, kooperatif ortağı olan davacıya daire verilmemesi nedenine dayalı tapu iptali ve tescil, olmadığı takdirde daire karşılığı tazminat istemine ilişkindir. Kural olarak pay devri herhangi bir şekle bağlı değildir. 1163 sayılı Kooperatifler Kanunu’nun 14. ve Anasözleşmenin 17.maddesi gereğince kooperatif ortaklık payının devri mümkündür. Davacı, kooperatif paylarını kooperatifin eski denetçisi ...’ten devralmış, devir keyfiyeti kooperatifin yönetim kurulu kararıyla kabul edilerek durum davacıya bildirilmiştir. Bu durumda,davacının ortaklık için başvurmadığı, aidat ödemediği belirtilerek davacının ortak olmadığının kabulüne olanak bulunmamaktadır. Zira, davalı yanın tamamlanmasını istediği belgeler davacının ortaklığa kabulünden önce kooperatife verilmesi gereken belgeler olup, kooperatifin anılan belgeler olmadan davacıyı ortaklığa kabul ettiği ve davacının kooperatifin ortağı olduğu sabittir. Ortaklık sıfatının kazanılması ve devamı için aidat ödeme koşulu bulunmamaktadır. Ortaklığa kabul edilen davacı hakkında 1163 sayılı Kanun’un 16 ve anasözleşmenin 14. maddesi uyarınca, ancak ihraç prosedürü işletilmek suretiyle ortaklığına son verilebilir. Yönetim kurulunca ihraç prosedürü işletilmeden ilk kararın iptal edilerek davacının üyeliğine son verilmesi mümkün değildir. Bu bakımdan mahkemece, davacının devraldığı ve ortaklığa kabul edildiği paylar yönünden kooperatif ortağı olduğu kabul edilerek, davacının ve devraldığı ortağın aidat ödemelerinin belirlenerek aidat borcu bulunup bulunmadığı, tescil veya daire karşılığı tazminat isteminin koşullarının oluşup oluşmadığı üzerinde durulmadan yanılgılı değerlendirmeyle yazılı şekilde karar verilmesi doğru değildir.
3) HMUK’nun 282. (HMK’nun 279) maddeleri uyarınca, bilirkişilerin birlikte rapor vermeleri gerekmesine rağmen usule aykırı olarak ayrı rapor verilmesi doğru değil ise de, bozma nedenine göre bu husus bozma nedeni yapılmamıştır.
SONUÇ: Yukarıda 1 numaralı bentte açıklanan nedenlerle davacı vekilinin diğer temyiz itirazlarının reddine 2 numaralı bentte açıklanan nedenlerle davacı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile kararın davalılar yararına BOZULMASINA, peşin harcın istek halinde iadesine, 825,00 TL duruşma vekalet ücretinin davalılardan alınarak davacıya ödenmesine, 15.11.2011 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.