Yargıtay 23. Hukuk Dairesi 2011/2024 Esas 2011/1686 Karar Sayılı İlamı

Abaküs Yazılım
23. Hukuk Dairesi
Esas No: 2011/2024
Karar No: 2011/1686
Karar Tarihi: 15.11.2011

Yargıtay 23. Hukuk Dairesi 2011/2024 Esas 2011/1686 Karar Sayılı İlamı

     Özet:

Davalı kooperatif üyeliğinden çıkarılan müvekkilinin avukatı, borcun ihtarnamelerde açık olarak gösterildiğini ve borcun genel kurul kararlarına dayandığını savunarak, davacının borcunu bilmekte olduğunu ifade etti. Mahkeme, dosya kapsamına ve toplanan kanıtlara göre, ihtarnamelerde gösterildiği gibi davacının kooperatife borçlu olduğunun bilirkişi raporu ile belirlendiğine ve borcunu ödemediği gerekçesiyle davanın reddine karar verdi. Ancak davacı vekili, bilirkişi raporuna itiraz ettiği halde mahkemece ek rapor alınmadı. Bu nedenle mahkeme kararı bozularak, borcun miktarını, kaynağını ve hangi dönemi kapsadığını kalem kalem ve hiçbir tereddüte yer vermeyecek derecede gösteren açıklamalı ve denetime elverişli ek rapor alınarak uygun sonuç dairesinde hüküm kurulması gerektiği kararlaştırıldı.
Kanun Maddeleri: Bu kararda geçen kanun maddeleri belirtilmemiştir.
23. Hukuk Dairesi         2011/2024 E.  ,  2011/1686 K.

    "İçtihat Metni"


    MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi

    Taraflar arasındaki kooperatif üyeliğinden ihraç kararının iptali davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın reddine yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davacı vekilince temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.
    -K A R A R-
    Davacı vekili, müvekkilinin davalı kooperatif üyesi iken parasal yükümlülüklerini yerine getirmediği gerekçesiyle üyelikten çıkartıldığını, çıkarma kararının haksız olduğunu, yapılmayan imalatların sanki yapılmış gibi yüklenicinin hakedişlerine yansıtıldığını, ihtarlarda borcun açık olarak kalem kalem gösterilmediğini, aynı durumdaki başka üyeler hakkında işlem yapılmadığını, yönetim kurulunun mali konularda kooperatifi çıkmaza sokmaya çalıştığını ve bu nedenle yargılanıp ceza aldıklarını ileri sürerek, müvekkilinin ihracına ilişkin 12.7.2008 tarihli yönetim kurulu kararının iptaline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
    Davalı vekili, borç miktarının ihtarnamelerde açık olarak gösterildiğini, borcun genel kurul kararlarına dayandığını ve davacının ödemesi gereken borcunu bildiğini savunarak, davanın reddini istemiştir.
    Mahkemece, dosya kapsamına ve toplanan kanıtlara göre, ihtarnamelerde gösterildiği gibi davacının kooperatife borçlu olduğunun bilirkişi raporu ile anlaşıldığı ve borcunu ödemediği gerekçesi ile davanın reddine karar verilmiştir.
    Karar, davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
    1-Davacı, parasal yükümlülüklerini yerine getirmediği gerekçesiyle 12.7.2008 tarihli yönetim kurulu kararı ile kooperatiften ihraç edilmiştir. Davacıya çıkartılan ihtarlarda borcun hangi dönemi kapsadığı belirtilmeden aidat, ara ödeme ve şerefiye bedelinden oluşan 18.545,00 TL ana para, 9.618,98 TL gecikme zammı olmak üzere toplam 28.163,98 TL olduğu bildirilmiştir. Mali müşavir ..."dan alınan 09.11.2009 havale tarihli bilirkişi raporunda da borcun ayrıntılı hesabı yapılmamış, davacının borçlarının neden kaynaklandığı, hangi kalemlerden oluştuğu ve miktarları da ayrı ayrı gösterilmemiştir. Anılan raporda, "borcun görünümü aşağıdaki gibidir" denilerek ihtarnamelerde bildirilen borcun tekrarıyla yetinilmiştir. Bu yönü itibariyle bilirkişi raporu açıklamalı, gerekçeli ve denetime elverişli değildir. Davacı vekili, bilirkişi raporuna bu yönlerden itiraz ettiği halde mahkemece ek rapor alınmamıştır.
    Bu durumda Mahkemece, bilirkişiden borcun miktarını, kaynağını ve hangi dönemi kapsadığı kalem kalem ve hiçbir tereddüte yer vermeyecek derecede gösteren açıklamalı ve denetime elverişli ek rapor alınarak uygun sonuç dairesinde bir hüküm kurulması gerekirken, bu hususlar gözardı edilerek eksik incelemeye dayalı bilirkişi raporu esas alınarak hüküm kurulması doğru görülmediğinden, hükmün bu nedenle bozulması gerekmiştir.
    2-Bozma nedenine göre davacı vekilinin diğer temyiz itirazlarının şimdilik incelenmesine gerek görülmemiştir.
    SONUÇ: Yukarıda (1) nolu bentte açıklanan nedenlerle, davacı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile kararın davacı yararına BOZULMASINA, (2) nolu bentte açıklanan nedenle davacı vekilinin diğer temyiz itirazlarının şimdilik incelenmesine yer olmadığına, peşin harcın istek halinde iadesine, 15.11.2011 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.





















    Hemen Ara