Esas No: 2016/7494
Karar No: 2016/7902
Karar Tarihi: 22.12.2016
213 sayılı Vergi Usul Kanunu"na muhalefet - Yargıtay 21. Ceza Dairesi 2016/7494 Esas 2016/7902 Karar Sayılı İlamı
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Asliye Ceza Mahkemesi
SUÇ : 213 sayılı Vergi Usul Kanunu"na muhalefet
HÜKÜM : 2004 takvim yılında sahte fatura düzenlemek hakkında; Düşme
2005, 2006 ve 2007 takvim yıllarında sahte fatura düzenlemek hakkında; Mahkumiyet
2008 takvim yılında sahte fatura düzenlemek hakkında; Mahkumiyet
I-Müdafinin, sanık hakkında “2004 takvim yılında sahte fatura düzenlemek” suçundan verilen kamu davasının zamanaşımı nedeniyle düşürülmesine dair hükme yönelen temyiz isteminin incelenmesinde;
Derhal beraat kararı verilebilecek haller dışında zamanaşımı nedeniyle verilen düşme kararına karşı sanığın temyizde hukuki yararı olmadığından, müdafinin vaki temyiz isteminin, 5320 sayılı Yasanın 8/1. maddesi gereğince uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK"nun 317. maddesi uyarınca REDDİNE,
II-Müdafinin, sanık hakında “2005, 2006, 2007 ve 2008 takvim yılında sahte fatura düzenlemek” suçlarından kurulan mahkumiyet hükümlerine yönelen temyiz itirazlarının incelenmesine gelince;
1- Sanığın 2005, 2006, 2007 ve 2008 takvim yıllarında komisyon karşılığında sahte fatura düzenlemek suçlarından cezalandırılması talebiyle açılan davada, sanığın savunmasında, ticari faaliyetlerinin usulüne uygun olduğunu ve sahte fatura düzenlemediğini iddia etmesi, suça konu faturaları alan şirketlere ilişkin karşıt inceleme raporlarının ve 2008 takvim yılında düzenlendiği iddia edilen fatura bilgilerinin dosya arasında bulunmadığının anlaşılması karşısında, gerçeğin kuşkuya yer vermeyecek şekilde belirlenebilmesi bakımından; katılan kurumdan 2008 takvim yılında düzenlendiği iddia edilen fatura bilgilerinin istenmesi, karşıt inceleme raporları getirtilip, sahte faturaları kullanan kişiler/şirketler hakkında kamu davası açılıp açılmadığının sorulması, açıldığının tespiti halinde dava dosyasına intikallerinin sağlanarak ayrıntılı özetlerinin tutanağa geçirilmesi ve bu davayı ilgilendiren bilgi ve belgelerin onaylı örneklerinin alınarak dosyaya konulması, faturaları kullanan şirket yetkilileri veya kişiler dinlenerek sözü edilen faturaları hangi hukuki ilişkiye dayanarak aldıkları ve sanığı tanıyıp tanımadıklarının saptanması, faturaların gerçek alım-satım karşılığı olup olmadığının belirlenmesi yönünden mal ve para akışını gösteren sevk ve taşıma irsaliyeleri, teslim ve tesellüm belgeleri, bedelinin ödendiğine dair ticari teamüle uygun, kanıtlama yeterliliği olan şirket banka hesapları ve kasa mevcuduyla uyumlu geçerli belgeler, düzenlenen çeklerin kimler tarafından tahsil edildiği ve faturaları düzenleyen şirkete yeterli mal girişi veya üretimi olup olmadığı da dikkate alınarak faturaları kullananlar ile sanığın ticari defter ve belgeleri üzerinde karşılaştırmalı bilirkişi incelemesi yaptırılması ve faturaların miktarları da gözetildiğinde nakit ödeme yönüyle ticari teamüle uygun olup olmadığı üzerinde de durulması ve sahte fatura düzenlemek suçlarında suç tarihinin herbir takvim yılı içinde düzenlenen son fatura tarihi olduğu da gözetilerek suç tarihlerinin saptanmasından sonra toplanan delillere göre sanığın hukuki durumunun belirlenmesi gerekirken eksik inceleme ile yazılı şekilde hükümler kurulması,
2- Kabule göre de;
a) Aynı takvim yılı içinde farklı tarihlerde düzenlenen faturaların zincirleme suçu oluşturduğu gözetilmeden yazılı şekilde hükümler kurulması,
b) 2008 takvim yılına ait en son tarihli fatura tarihinin suç tarihi olacağı, son faturanın 08.02.2008 tarihinden önce düzenlenmiş olması halinde temel cezanın 18 aydan 3 yıla kadar hapis olarak belirlenebileceği, 08.02.2008 tarihinden sonra düzenlenmiş olması halinde temel cezanın 3 yıldan 5 yıla kadar hapis olarak belirlenebileceği gözetilmeden ve suç tarihi tam olarak belirlenmeden yazılı şekilde hüküm kurulması yasaya aykırı,
c) 5237 sayılı TCK’nun 53. maddesine ilişkin uygulamanın Anayasa Mahkemesinin 08.10.2015 gün 2014/140 Esas, 2015/85 sayılı iptal kararı ile birlikte yeniden değerlendirilmesinde zorunluluk bulunması,
Bozmayı gerektirmiş, sanık müdafinin temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan hükümlerin bu sebeplerden 5320 sayılı Yasanın 8/1. maddesi gereğince uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK"nun 321. maddesi uyarınca BOZULMASINA, sonuç ceza miktarı itibariyle kazanılmış hakkın saklı tutulmasına, 22.12.2016 gününde oybirliğiyle karar verildi.