Yargıtay 23. Hukuk Dairesi 2011/858 Esas 2011/1068 Karar Sayılı İlamı

Abaküs Yazılım
23. Hukuk Dairesi
Esas No: 2011/858
Karar No: 2011/1068
Karar Tarihi: 13.10.2011

Yargıtay 23. Hukuk Dairesi 2011/858 Esas 2011/1068 Karar Sayılı İlamı

23. Hukuk Dairesi         2011/858 E.  ,  2011/1068 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ :Ticaret Mahkemesi

    Taraflar arasındaki kooperatif üyeliğinin tesbiti ve ihraç kararının iptali davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın kabulüne yönelik olarak verilen hükmün davacı vekilince duruşmalı olarak temyiz edilmesi üzerine ilgililere çağrı kağıdı gönderilmişti. Belli günde davacı vekili Av. ... ile davalı vekili Av. ... gelmiş olmalarıyla duruşmaya başlanarak hazır bulunan avukatların sözlü açıklamaları dinlenildikten ve temyiz dilekçesinin süresinde olduğu anlaşıldıktan sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.

    KARAR
    Davacı vekili, müvekkilinin davalı kooperatife 19.06.1997 tarihinde üye olduğunu ve 16.01.2004 tarihinde 6 nolu bağımsız bölümün müvekkiline teslim edildiğini, müvekkilinin bu işyerini 18.11.2004 tarihinde kiraya verdiğini ancak, davalının müvekkilini sürekli oyaladığını, daha sonra müvekkilinin haricen kendisinin kooperatif üyeliğinden ihraç edildiğini duyduğunu ileri sürerek, müvekkilinin üyeliğinin tespitine ve varsa ihraç kararının iptaline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
    Davalı vekili, davacının müvekkili kooperatifin üyesi iken yükümlülüklerini yerine getirmediği için, çekilen iki ihtarname sonucu yönetim kurulunun 03.01.2006 gün ve 86 sayılı kararı ile ortaklıktan çıkarıldığını, davacının müvekkili kooperatife hitaben verdiği 28.04.2006 tarihli taahhütname başlıklı dilekçede ihraç durumundan haberdar olduğunu ve borcunu (20) gün içinde ödemesi halinde üyelik haklarının devam edeceğini aksi takdirde ihraç işleminin geçerli olacağını kabul ve taahhüt ettiğini, davacının ihraç kararının tebliğinden itibaren üç aylık hak düşürücü süre içinde iptali için genel kurul nezdinde itiraz etmeyip mahkemeye de başvurmadığını böylece ihraç kararının kesinleştiğini savunarak, davanın reddini istemiştir.
    Mahkemece, iddia, savunma, bilirkişi kurulu raporu ve tüm dosya içeriğine göre, davacının davalı kooperatifin üyesi olup 11.05.1998 tarihinde yapılan kur"a çekilişi sonucu H. Blok 6 nolu işyerinin davacı adına tahsis edildiği, davacının mali yükümlülüğünü yerine getirmemesi üzerine davalı kooperatifçe davacıya birinci ve ikinci ihtarnameler gönderilip usulen tebliğ edildiği, ancak davacının ödeme yapmaması üzerine davacının kooperatif üyeliğinden ihracına karar verilip, bu kararın noter kanalı ile davacıya gönderilip köy azasına 18.01.2006 tarihinde tebliğ edildiği, davacının kooperatif yönetim kuruluna verdiği 28.06.2006 tarihli ihtarname ile borcu ödemeyi kabul edip aksi takdirde ihraç işleminin geçerliliğini kabul ve taahhüt ettiği, ancak gerekli olan ödemeyi yapmadığı ve dava açtığı 1163 sayılı Kooperatifler Kanunu"nun 16. maddesi uyarınca davacının ihraç kararının tebliğinden itibaren üç ay içinde ihraç kararı nedeni ile Genel Kurul nezdinde itirazda bulunmadığı ve dava açmadığı, ihraç kararının bu nedenle kesinleştiği gerekçesi ile davanın kabulüne karar verilmiştir.
    Karar, davacı vekilince temyiz edilmiştir.
    1-Dava, üyelik tespitine ve varsa ihraç kararının iptaline ilişkindir. Mahkemece davacının terditli istemlerinden ilki olan üyelik tespiti istemi üzerinde değerlendirme yapılmadan ikinci isteme geçirilerek ihraç kararının iptali istemi incelenmiştir. Davacı vekili, bilirkişi raporuna itiraz dilekçesinde, müvekkilinin 2006 yılında dahi ödemelerde bulunduğunu bildirmiş, ayrıca 28.04.2006 tarihli taahhütnameden sonra da ödemeler yaptığını temyizinde ileri sürmüştür. 1163 sayılı Kooperatifler Kanunu"nun 16/son maddesi hükmüne göre ihraç kararının kesinleşmesine kadar ortağın hak ve yükümlülükleri devam eder, ihraç kararının kesinleşmesinden sonra ödemelerin kabulü yeni bir üyelik ilişkisinin zımnen benimsenmesidir. Ancak üyenin ödeme yükümlülüğü ihraç kararının kesinleşmesine kadar devam edeceği için bu dönemlerdeki ödemelerin kabulü ihraç kararından vazgeçildiği anlamına gelmez.
    Bu durumda mahkemece davacının bilirkişi raporuna itirazları üzerinde durulmadan ve açıklanan ilkeler tartışılmadan eksik inceleme ile yazılı şekilde hüküm kurulmasında isabet görülmemiştir.
    2- Bozma neden ve şekline göre, ihraç kararının iptali isteminin reddine yönelik diğer temyiz itirazlarının şimdilik incelenmesine gerek görülmemiştir.
    SONUÇ: Yukarıda 1 no.lu bentte açıklanan nedenlerle davacı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün davacı yararına BOZULMASINA, 2 no.lu bentte açıklanan nedenle diğer temyiz itirazlarının şimdilik incelenmesine yer olmadığına, vekili Yargıtay duruşmasında hazır bulunan davacı yararına takdir olunan 825.00 TL duruşma vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya ödenmesine, peşin yatırılan harcın istek halinde iadesine, 13.10.2011 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.






    Hemen Ara