Hırsızlık - mala zarar verme - Yargıtay 17. Ceza Dairesi 2015/9821 Esas 2015/6879 Karar Sayılı İlamı

Abaküs Yazılım
17. Ceza Dairesi
Esas No: 2015/9821
Karar No: 2015/6879
Karar Tarihi: 06.10.2015

Hırsızlık - mala zarar verme - Yargıtay 17. Ceza Dairesi 2015/9821 Esas 2015/6879 Karar Sayılı İlamı

17. Ceza Dairesi         2015/9821 E.  ,  2015/6879 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ :Asliye Ceza Mahkemesi
    SUÇ : Hırsızlık, mala zarar verme
    HÜKÜM : Mahkumiyet

    Mahalli mahkemece verilen hüküm temyiz edilmekle incelenerek, gereği görüşülüp düşünüldü:
    Suça sürüklenen çocuklar hakkında gece vakti birden fazla kişi ile birlikte işyeri dokunulmazlığının ihlali suçundan zamanaşımı süresince işlem yapılması olanaklı görülmüştür.
    Suça sürüklenen çocuklar ..., ... ve ..."in 18 yaşını doldurmadıkları halde 5271 sayılı CMK’nın 185. maddesine aykırı olarak tüm oturumların gizli yerine açık yapılması, giderilmesi olanağı bulunmadığından, bozma nedeni yapılmamıştır.
    1-Suça sürüklenen çocukların mala zarar verme suçundan kurulan hükümlerin yapılan incelemesinde;
    Dosya ve duruşma tutanakları içeriğine, toplanıp karar yerinde incelenerek tartışılan hukuken geçerli ve elverişli kanıtlara, gerekçeye ve hakimin takdirine göre; suçun suça sürüklenen çocuklar tarafından işlendiğini kabulde ve nitelendirmede usul ve yasaya aykırılık bulunmadığı anlaşıldığından, diğer temyiz nedenleri yerinde görülmemiştir.
    Ancak;
    1-5237 sayılı TCK"nın 50/3. maddesinde daha önce hapis cezası ile mahkum olmayan 18 yaşını doldurmamış çocukların mahkum edildiği bir yıl veya daha az süreli hapis cezalarının aynı maddenin birinci fıkrasında yazılı seçenek yaptırımlardan birine çevrileceği belirtilmiş, 5275 sayılı Ceza ve Güvenlik Tedbirlerinin İnfazı Hakkında Kanunun 106/4. maddesinde "Çocuklar hakkında hükmedilen adli para cezasının ödenmemesi halinde bu ceza hapse çevrilemez, bu takdirde onbirinci fıkra hükmü uygulanır." şeklinde düzenleme yapılmıştır.
    Her ne kadar 5237 sayılı TCK"nın 50/6. maddesinde seçenek tedbirin yerine getirilmemesi halinde tedbire çevrilen kısa süreli hapis cezasının tamamen veya kısmen infazına karar verileceği belirtilmiş ise de, yukarıda açıklanan düzenlemeler karşısında 5237 sayılı TCK"nın 50/6. maddesinin çocuklar yönünden uygulanamayacağı, hükmolunan seçenek tedbirin yerine getirilmemesi halinde diğer seçenek tedbirlerden birine veya adli para cezasına karar verilebileceği sonucuna varılmaktadır.
    Bu itibarla suça sürüklenen çocuklar hakkında kurulan hükümlerde kısa süreli hapis cezasından çevrilen seçenek tedbirin yerine getirilmemesi halinde hapis cezasının tamamen veya kısmen infaz edileceği ihtarı yapılamayacağı gözetilmeden, yazılı şekilde karar verilmesi,
    2-Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi’nin 6/3-c maddesindeki düzenleme gözetilerek, mahkemece 5271 sayılı Yasası’nın 150/2. maddesi uyarınca, suça sürüklenen çocukların savunmasını yapmak üzere zorunlu müdafii görevlendirilmesi nedeniyle, müdafiye ödenen avukatlık ücretinin, suça sürüklenen çocuklara yargılama gideri olarak yükletilmesine karar verilmesi,
    Bozmayı gerektirmiş, suça sürüklenen çocuklar ..., ... ve ... müdafileri ile suça sürüklenen çocuk ..."nun temyiz nedenleri bu bakımdan yerinde görülmüş olduğundan, hükümlerin açıklanan nedenlerle tebliğnameye aykırı olarak BOZULMASINA, bozma nedeni yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden, 5320 sayılı Yasanın 8/1. maddesi yollamasıyla 1412 sayılı CMUK’nın 322. maddesinin verdiği yetkiye dayanılarak, hüküm fıkrasından “hapis cezasının tamamen veya kısmen infazına karar verilebileceğinin ihtarlarına ve müdafii ücretinin suça sürüklenen çocuklardan tahsiline” ilişkin bölümler çıkartılmak suretiyle, diğer yönleri usul ve yasaya uygun bulunan hükümlerin DÜZELTİLEREK ONANMASINA,
    2-Suça sürüklenen çocukların hırsızlık suçundan kurulan hükümlerin yapılan incelemesinde;
    Dosya ve duruşma tutanakları içeriğine, toplanıp karar yerinde incelenerek tartışılan hukuken geçerli ve elverişli kanıtlara, gerekçeye ve hakimin takdirine göre; suçun suça sürüklenen çocuklar tarafından işlendiğini kabulde ve nitelendirmede usul ve yasaya aykırılık bulunmadığı anlaşıldığından, diğer temyiz nedenleri yerinde görülmemiştir.
    Ancak;
    Kolluğun devriye görevini ifa ederken tahta köprü civarındaki bakkallarda hırsızlık olduğu şeklinde anons üzerine olay yerine gelindiğinde 4 kişinin elinde beyaz bir poşetle gittiği ve polisi görünce kaçmaya başladıkları, daha sonra gizlenmiş vaziyette suça sürüklenen çocuklar ..., ... ve ..."in yakalandığı ve beyanlarında suçlarını kabul edip, kaçan kişinin diğer suça sürüklenen çocuk ... olduğunu söyledikleri, polisin poşeti sorması üzerine suça sürüklenen çocukların poşetin içinde müştekinin işyerinden çalınan malzemelerin olduğunu ve tarlaya attıklarını söylemeleri üzerine tarlada poşet içinde müştekinin bakkal dükkanından çalınan 2 paket şeker ile 2 adet oyuncak çocuk kolyesinin olduğu, müştekinin beyanında ise 200-250 TL"lik işyeri malzemesinin çalındığı ve şikayetçi olmadığını söylediği,bu şekilde soruşturma aşamasında kısmi iadenin olduğunun anlaşılması karşısında; müştekiye kısmi iadeye rızasının olup-olmadığı sorularak, sonucuna göre suça sürüklenen çocuklar hakkında 5237 sayılı TCK"nın 168/1-4. maddesinin uygulanma koşullarının değerlendirilmesi gerektiğinin gözetilmemesi,
    Bozmayı gerektirmiş, suça sürüklenen çocuklar ..., ... ve ... müdafileri ile suça sürüklenen çocuk ..."nun temyiz nedenleri bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan, hükümlerin açıklanan nedenle tebliğnameye aykırı olarak BOZULMASINA, 06.10.2015 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.






    Hemen Ara