Yargıtay 4. Hukuk Dairesi 2021/22671 Esas 2022/4419 Karar Sayılı İlamı

Abaküs Yazılım
4. Hukuk Dairesi
Esas No: 2021/22671
Karar No: 2022/4419
Karar Tarihi: 09.03.2022

Yargıtay 4. Hukuk Dairesi 2021/22671 Esas 2022/4419 Karar Sayılı İlamı

4. Hukuk Dairesi         2021/22671 E.  ,  2022/4419 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ : İvrindi Asliye Hukuk Mahkemesi

    Taraflar arasındaki tasarrufun iptali davasının yapılan yargılaması sonunda verilen hükmün duruşmalı olarak temyizen tetkiki davacı vekilince istenmiş olmakla duruşma için tayin edilen 09/03/2022 Salı günü davacı vekili Av. ... ile davalılardan ... ve diğerleri vekili Av. ... geldiler, davalı ... adına gelen olmadı. Temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşıldıktan ve hazır bulunan tarafların vekilleri dinlendikten sonra vaktin darlığından dolayı işin incelenerek karara bağlanması başka güne bırakılmış olup dosya incelendi, gereği düşünüldü:
    K A R A R
    Davacı vekili, müteveffa ...’ın davalı ...’dan alacaklı olduğunu, davalı borçlu aleyhine Balıkesir 2. İcra Müdürlüğünün 2015/6091 sayılı dosya ile takip yapıldığını, takibin kesinleştiğini, davalı borçlunun aciz halinde olduğunu, davalı borçlunun adına kayıtlı gayrımenkullerin diğer davalılara devredildiğinin tespit edildiğini beyan ederek davalılar arasındaki tasarrufların iptalini talep ve dava etmiştir.
    Davalılar davanın reddini talep etmiştir.
    Mahkemece toplanan deliller ve tüm dosya kapsamına göre; davanın kabulüne karar verilmiş hüküm süresi içerisinde davalılar ...- ... ve ... vekili tarafından istinaf edilmiş, Bölge Adliye Mahkemesince yapılan inceleme neticesinde; istinaf talebinin kabulüne, yeni hüküm tesisine, davanın reddine karar verilmiş, karar davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir
    1-Dava İİK 277 ve devamı maddelerine göre açılmış tasarrufun iptali istemine ilişkindir.
    Bu tür davaların dinlenebilmesi için, davacının borçludaki alacağının gerçek olması, borçlu hakkındaki icra takibinin kesinleşmiş olması, iptali istenen tasarrufun takip konusu borçtan sonra yapılmış olması ve borçlu hakkında alınmış kesin veya geçici aciz belgesinin (İİK.nun 277 md) bulunması gerekir. Bu ön koşulların bulunması halinde ise İİK.nun 278, 279 ve 280. maddelerinde yazılı iptal şartlarının bulunup bulunmadığı araştırılmalıdır.
    Özellikle İİK.nun 278. maddesinde akdin yapıldığı sırada kendi verdiği şeyin değerine göre borçlunun ivaz olarak pek aşağı bir fiyat kabul ettiği ve yasanın bağışlama hükmünde olarak iptale tâbi tuttuğu tasarrufların iptali gerektiğinden mahkemece ivazlar arasında fark bulunup bulunmadığı incelenmelidir. Aynı maddede sayılan akrabalık derecesi vs. araştırılmalıdır. Keza İİK.nun 280. maddesinde malvarlığı borçlarına yetmeyen bir borçlunun alacaklılarına zarar vermek kastıyla yaptığı tüm işlemler, borçlunun içinde bulunduğu mali durumu ve zarar verme kastının işlemin diğer tarafınca bilindiği veya bilinmesini gerektiren açık emarelerin bulunduğu hallerde tasarrufun iptal edileceği hususu düzenlendiğinden yapılan işlemde mal kaçırma kastı irdelenmelidir. Öte yandan İİK.nun 279. maddesinde de iptal nedenleri sayılmış olup bu maddede yazılan iptal nedenlerinin gerçekleşip gerçekleşmediği de takdir olunmalıdır.
    Mahkemece; dava konusu borcun senetten kaynaklı borç olup bunun haricinde tanık beyanlarından da ...'ın maddi durumunun kötüleştiği ve bu sıralarda onun birtakım borçlarının davacı ... tarafından ödendiği, hayvanlarını devrettiği, kefil olduğu ve bunların karşılığında da senet verildiği, davalı ...'ın ise borcun gerçek olmadığı yahut borcun ödendiğine ilişkin inandırıcı deliller sunamadığı, taşınmazların yakın akrabalık ilişkisi olan ve borçlu ile tanışıklığı olup mali durumunu ve mal kaçırma kastını bilecek durumda olan kişiler arasında kısa süreli zaman zarflarında el değiştirerek devredildiğinden davanın kabulüne karar verilmiş, söz konusu hüküm davalılar ...- ... ve ... vekili tarafından istinaf edilmiş, Bölge Adliye Mahkemesince de; “dava konusu gayrımenkullerin kaydında davacının haczi varken söz konusu devir işlemlerinin gerçekleştirildiği, davacı tarafından, hacizler yenilenmediği için hacizlerin kaldırıldığı, bu durumda davalılar arasındaki tasarruf işleminin mal kaçırma kasdı ile yapılmadığı gerekçesi ile istinaf taleplerinin kabulü ile yerel mahkeme kararının kaldırılmasına yeniden hüküm kurulmasına ve davanın reddine karar verilmişse de varılan sonuç dosya kapsamına uygun görülmemiştir.
    Davacının alacağının dayanağının 05/03/2015- 06/05/2015- 12/08/2015 ve 10/10/2015 tanzim tarihli senetler olduğu, söz konusu senetlere dayalı olarak Balıkesir 2. İcra Müdürlüğü’nün 2015/6091 sayılı dosya ile takip yapıldığı, takibin kesinleştiği, davalı borçlunun bilinen adresinde yapılan 06/06/2018 ve 22/02/2017 tarihli menkul haciz tutanaklarının İİK. 105 kapsamında geçici aciz vesikası hükmünde olduğu, davanın da 5 yıllık hak düşürücü süre içerisinde açıldığı anlaşılmıştır.
    Borçlu davalı hakkında yapılmış ve kesinleşmiş bir icra takibinin bulunması alacağın varlığına karinedir. Dava sırasında dinlenen tanık beyanlarından da davacının davalı borçludan alacaklı olduğu anlaşılmaktadır. Şu halde, işin esasına girilerek sonucuna göre karar verilmesi gerekirken yazılı olduğu şekilde istinaf taleplerinin kabulü ile yeniden hüküm kurulması doğru görülmemiştir.
    2-Bozma neden ve şekline göre davacı vekilinin sair temyiz itirazlarının şimdilik incelenmesine yer olmadığına karar verilmiştir.
    SONUÇ: Yukarıda (1) nolu bentte açıklanan nedenlerle davacı vekilinin temyiz itirazlarının kabulüne hükmün BOZULMASINA (2) nolu bentte açıklanan nedenlerle davacı vekilinin sair temyiz itirazlarının şimdilik incelenmesine yer olmadığına, dosyanın HMK’nın 373/2.maddesi gereğince Bursa Bölge Adliye Mahkemesi 10. Hukuk Dairesine
    gönderilmesine, 3.815,00 TL vekalet ücretinin davalılardan alınarak duruşmada vekille temsil olunan davacıya verilmesine, peşin alınan harcın istek halinde temyiz eden davacıya geri verilmesine 09/03/2022 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.

    Hemen Ara