Esas No: 2021/11008
Karar No: 2022/4546
Karar Tarihi: 10.03.2022
Yargıtay 4. Hukuk Dairesi 2021/11008 Esas 2022/4546 Karar Sayılı İlamı
4. Hukuk Dairesi 2021/11008 E. , 2022/4546 K."İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Ticaret Mahkemesi
Davacı ... vekili Av. ... tarafından, davalı ...Ş aleyhine 07/03/2019 tarihli dilekçe ile trafik kazası sonucu yaralanma nedeniyle maddi tazminat istenmesi üzerine Uyuşmazlık Hakem Heyetince yapılan yargılama sonucunda; başvurunun kabulüne dair verilen 26/07/2019 günlü kararın davalı vekilinin başvurusu üzerine yapılan itiraz incelemesinde; İtiraz Hakem Heyetince davalı vekilinin itirazının reddine dair verilen 15/10/2019 günlü kararın Yargıtay’ca incelenmesi davalı vekili tarafından süresi içinde istenilmekle temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra tetkik hakimi tarafından hazırlanan rapor ile dosya içerisindeki kağıtlar incelenerek gereği görüşüldü.
KARAR
Davacı vekili; davalının trafik sigortacısı olduğu ... plaka sayılı araç sürücüsünün yapmış olduğu tek taraflı kaza neticesinde araçta yolcu olan davacının yaralandığını ve % 12.1 oranında malul kaldığını belirterek, fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla 5.000,00 TL sürekli iş göremezlik tazminatının temerrüt tarihinden itibaren işleyecek faiziyle birlikte davalıdan tahsilini talep etmiş; ıslah dilekçesiyle talebini 119.061,00 TL'ye yükseltmiştir.
Davalı vekili, davanın reddine karar verilmesi gerektiğini savunmuştur.
Uyuşmazlık Hakem Heyeti tarafından; başvurunun kısmen kabulü ile 95.248,80 TL sürekli iş göremezlik tazminatının 26/02/2019 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmiş; karara karşı davalı vekili tarafından itiraz edilmesi üzerine İtiraz Hakem Heyeti tarafından, davalının itirazın reddine karar verilmiş; hüküm, davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Dava, trafik kazası sonucu oluşan bedensel zarar nedeniyle maddi tazminat istemine ilişkindir.
Haksız fiil sonucu çalışma gücü kaybının olduğu iddiası ve buna yönelik bir talebin bulunması halinde, zararın kapsamının belirlenmesi açısından maluliyetin varlığı ve oranının usulüne uygun şekilde belirlenmesi gerekmektedir.
Somut olayda; kaza neticesinde davacının maruz kaldığı yaralanmaya ilişkin olarak Dokuz Eylül Üniversitesi Tıp Fakültesi Adli Tıp Ana Bilim Dalı Başkanlığı tarafından düzenlenen 22/01/2018 tarihli rapor İtiraz Hakem Heyeti tarafından benimsenmiş olup bu raporda, davacının kaza nedeniyle oluşan maluliyetinin % 12,1 olarak belirlendiği, söz konusu maluliyet raporunda, Atatürk Eğitim ve Araştırma Hastanesi'ne ait 01/05/2012-06/05/2012 tarih aralığında düzenlenen tıbbi belge ve epikriz raporlarına atıfta bulunulduğu ve bu belgelerde de trafik kazası kaydı yer aldığı, dava konusu kazanın ise
04/07/2013 tarihinde meydana geldiği, maluliyet raporuna esas alınan tıbbi belge ve epikriz raporlarının dava konusu kaza tarihinden önceki bir tarihe ait olduğu, Atatürk Eğitim ve Araştırma Hastanesi tarafından düzenlenen tıbbi belge ve epikriz raporları ile hükme esas alınan maluliyet raporunda davacının yaralanmasının ayak bileğinde ekstansör tendon kesisi şeklinde belirlenmiş olduğu anlaşılmaktadır.
İtiraz Hakem Heyeti'nce; davalı vekilinin maluliyet raporunda kazadan önceki yaralanmalarına istinaden maluliyet oranının belirlendiğine ilişkin itirazlarının, maluliyet raporunda kazadan önceki belgelerin incelendiği görülse de, bu belgeler esas alınarak maluliyet oranının belirlenmediği, aksine davacı başvuran bizzat muayene edilerek kaza ile illiyet bağı kurulmak suretiyle kazadan kaynaklı maluliyetinin % 12,1 olduğu sonucuna varıldığı gerekçesiyle reddine karar verilmiştir.
Açıklanan tüm bu hukuki ve maddi vakıalar karşısında; her ne karar İtiraz hakem Heyeti tarafından davalının maluliyet raporuna ilişkin itirazlarının reddine karar verilmiş ise de; maluliyet raporuna esas alınan tıbbi belge ve epikriz raporlarının dava konusu kaza tarihinden önceki bir tarihe ait olduğu, Atatürk Eğitim ve Araştırma Hastanesi tarafından düzenlenen tıbbi belge ve epikriz raporları ile hükme esas alınan maluliyet raporunda davacının yaralanması yönünden tanının aynı olup ayak bileğinde ekstansör tendon kesisi şeklinde belirlendiği anlaşılmaktadır. Bu yönüyle, maluliyet oranı tespitine ilişkin bu rapor, hükme esas alınmaya elverişli olmadığından, maluliyetin belirlenmesi konusunda yapılan araştırma da yetersizdir. O halde, İtiraz Hakem Heyetince; davacının dava konusu kaza sonrası tedavisine ilişkin tüm tedavi evrakları dosya arasına getirtildikten sonra muayenesi de yapılarak maluliyet oranının tespiti ile kaza ile illiyet bağının saptanması için, Adli Tıp Kurumu 3. İhtisas Dairesi’nden ya da Üniversite Hastanelerinin Adli Tıp Anabilim Dalı Başkanlıklarından olay tarihi olan 04/07/2013 tarihinde yürürlükte olan 11/10/2008 tarihli Meslekte Kazanma Gücü Kaybı Oranı Tespit İşlemleri Yönetmeliği hükümlerine uygun, yeni bir rapor alınarak sonucuna göre davalı lehine oluşan kazanılmış haklarda gözetilerek karar verilmesi gerekirken eksik inceleme ile hüküm kurulması doğru görülmemiştir.
SONUÇ : Yukarıda açıklanan nedenlerle davalı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile İtiraz Hakem Heyeti kararının BOZULMASINA, bozma nedenine göre davalının diğer temyiz itirazlarının bu aşamada incelenmesine yer olmadığına, peşin alınan harcın istek halinde temyiz eden davalıya geri verilmesine 10/03/2022 gününde oybirliğiyle karar verildi.